asya piyasalarında 8.30 dolaylarından alınmaktaymış. haftasonu piyasalar kapanınca tcmb başkanını görevden almak pek işe yaramamış gibi. yatırımcı yok, üretim yok, alım gücü yerlerde, işsizlik tavan, enflasyon tavan (bi ara topyekün mücadele vermiştik kendileriyle kazandık mı yenildik mi), faiz yüksek (faiz lobisine de boyun eğdik ama olsun) ,vatandaş ekmek kuyruğuna, hatta çürük meyveye muhtaç. bütün bunlara rağmen içi boş müjdeler, kanal istanbul vs...
iç savaşsız bir ülke nasıl dibi görür sorusunun cevabıyız adeta.
Tezgahaltı piyasalarda 7,40; özel bankaların bazıları tarafından piyasa kapalı olmasına rağmen 7,30 lar seviyesinde alım fırsatı vermiş emtia.
Kemerlerinizi bağlayın, şöyle olacak / böyle kaçacak diye medyumluk yapmak istemem ama ekonomist olmaya gerek yok; çok sık söylenen ve çoğu kişinin de bilmediği için çok teorik bir eylem olarak sandığı "nakitte kaldım." mevzusu var ya; evet, nakitte kalın.
Bir süre fon transferi / dönüşümü yapmayın. Elinizdekilerden de olmayın.
Şayet Risk konusunda iştahınız varsa daha rasyonel bir seçenek önereyim; bu hafta oynanacak kardeş kuşlar arasında oynanacak maçta (fenerbahçe / beşiktaş) tüm varlığınızı fenerbahçe'ye yatırın.
tl paritesi için basit düşünmek gerekiyor. burada grafik okumaya pek gerek yok. politika'nın bu kadar yozlaştığı bir süreçte tl'nin değerli kalma ihtimali yoktur.
Bugün gerçekleşen 475 puan artırıma beklendiği üzere anında reaksiyon vermiş fakat hemen akabinde yukarı ivmeli harekete devam eden kur.
Klasik tavır ve söylem olan "piyasalar zaten fiyatlamıştı." gibi teorik görünümde ama içi boş yorumlara girmeyeceğim. Artık bambaşka bir sektörde çalışıyorum fakat yine de soran olursa;
Yıl sonuna kadar yatay seviyede seyreder ve 7,80-8,30 bandında bir hedefleme rasyonel olacaktır diyorum.
istifanın ertesi günü yaşadığı düşüşten sonra dün hafiften yükselmeye niyetlenmişti. bugün tekrar tökezlemiş gibi. sekiz liranın altında şimdilik. bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek.
berat albayrak'ın istifa belirsizliğine üzülüp yükselmeyi bıraktı. hatta düştü. nereden baksan %5 düştü. yani dün 10 milyon lirasını dolara yatıranın bugün 500 bin lira zararı var.
yarın istifa hadisesi yalan çıkarsa ya da kabul görmezse buna tepkisi nasıl olur bu arkadaşın kestiremiyorum. ani bir sevinçle nereye fırlar bence kimse bilmiyor.
2005 yılında kur, 1.67 iken pardon filminde geçen şu repliğin hakkını vermiş olandır. An itibariyle 8.48 tl olup Türk lirasının değer kaybının vesikasıdır.
Belki de bugün itibari ile daha kötü olamaz sanırım diye düşündüğüm yükseliştir.
Merkez bankasında bulunan rezervin %79'unun swap olması ve bu swapları çıkardığımızda -45 miyar dolar olması, yani ülke olarak -45 milyar dolar borçlanmış olmamız. bu sebeple canımız ciğerimiz türk lirasının değer kaybı, her değer kaybedişimizde yarın öncelikle üçüncü ya da dördüncü sınıf araçlarımızda ve hemen akabinde mutfağımızda hissedeceğimiz zamlar...
Tanım: amerikan para biriminin türk lirası cinsinden değeri.
Cumhuriyet ilk kurulduğu dönemde 1 amerikan doları 1,67 türk lirasıyken 1938 yılında 1,26 türk lirası olmuş. Ülkenin bir kurtuluş savaşı atlatmış olması gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor. Buna rağmen türk lirası değer kazanmış.
Bu girdinin yazıldığı tarihte 1 amerikan doları 8,1640 tl değerine ulaştı. Zamanında paramızdan 6 tane sıfır atmış olduğumuzu düşününce aslında bugün 1 dolar = 8.164.000 türk lirası yapıyor.
altımilyondörtyüzyetmişdokuzbinüçyüzatmışbeş kere tur bindirmişler bize.
Hani oturup düşünürken "bizim paramızdan 8 kat daha değerli" diye düşünmemek lazım. Gerçekte 8 milyon kat o.
Peki ne yapacağız? belki 1 dolar = 1000 yeni türk lirası olunca bir kere daha özet alırız, bu sefer 6 sıfır biriktirmeden peşin olarak 3 sıfır atarız.
Çünkü mevcut politika nedeniyle artışla mücadele için elimizde başka yöntem yok. Belki utanmayıp 3 sıfır birikmesini beklemeden paramızın sonundan bir tane sıfırı peşin olark sileriz. Vallahi süper fikir. Artık eskisi gibi 6 sıfır atmak zorunda olmadığımız bir ekonomimiz olur. Erken tedbir alırız bu sefer. Bravo. Zaten hepimiz memnun olmuştuk, hesap makinlerimizin ekranına sığmıyordu rakamlar. para birimimiz tl değil "milyon tl" idi o zamanlar.
Bu durumda 1 dolar 0.8 TL olur. Bu kararı hemen alsak yeni paralar basılana kadar 1 tl değerini yakalamış olsak; 2021 yılına 1 dolar = 1 tl olarak girebiliriz. Vallahi şahane, sene sonuna 4 tl demiştik, 1 tl yaptık deriz. Nefis lan. Üstelik bu icraatı çılgınlar gibi sevinçle karşılayacak en az 15 milyon insan buluruz.
dur bakayım 15 milyonda kaç sıfır var? hepsi sıfır lan işe bak. allahın hikmeti işte.
Yaptığım işte stress test yapmak için (şirkete mali analiz yaprken, aman kur bu kadar oynarsa şirkete bir şey olur mu diye yaptığımız bir testtir) EUR ve USD sepetini 5.5'tan hesaplardık 2017'de. Ulan nasıl olacak o rakamlar derken 2018'de bir anda gördük o rakamları. Stress testler sepette 7-8 seviyelerine geldi 2019'da bu senede onları gördük hatta aştık (sepet 8.65), ve biz 12'den stress test yapıyoruz ama kimse artık sormuyor ya da dalga geçmiyor acaba nasıl ulaşılacka o rakamlara diye.
Tanım, 22 Ekim 2020'de gösterge faize dokunmadan geç likidite penceresini arttırarak TCMB anketine görüş veren tüm yerli ve yabancı ekonomisteleri yanıltan TCMB'nin 2017-2018 arası olduğu gibi faiz artmamış gibi yapmak için kullanılan GLP'ye sarılmasıyla artık üzerine herhangi bir tahmin yapmanın saçma olduğunu düşündüğüm kurdur. Kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir.
Sağolsun sayesinde bu ülkenin daha önce yönetilmediği kadar kötü yönetildiğini görüyoruz her Allah'ın günü.
Bundan 4 yıl önce başlığın ilk girdisi en yüksek seviyesini 3.76tl ile gördü diye yazılmış ve ateşi sönmez böyle giderse 4 lirayı geçer diye devam etmiş. 4 senede 2 katındam fazla artmış yani.
Tabi maaşımızı dolarla almadığımız için bizi etkilemiyor dolar kuru. Neticede koskoca ekonomi bakanından daja iyi bilecek değiliz herhalde. Yani koca türkiye'nin ekonomisini yöneten adam döviz kurlarının yükselmesi kötü değil diyorsa öyledir mutlaka. Neticede adam koskoca ekonomi bakanı, koca ülkenin ekonomisini yönetiyor; ondan iyi bilecek halimiz yok. Yani döviz kurlarının yükselmesi kötü bir durum olsa bunun tersini söyleyen adam ekonomiyi yönetemez değil mi? Hani bu kadar basit bir bilgiyi bile bilmeyen bir adam yönetse koca ülkeyi ülke batar sanki ha? bana öyle geliyor (plak takıldı...)
Keyif çayı içerek izlediğim parametre. Hayır dolar zengini falan da değilim dövizim de yok ama, sayın devlet başkanımız devletlü padişahımızın dün malatya'da arz ettiği üzere keyif çayı içip a haber izleyerek toz pembe bir ütopyada yaşıyorum. Öbür türlüsü yorucu oluyor zira...
Ha bir de, bu ülkenin ve dünyanın genel konjonktüründe pastanın kaymağını yiyebilmiş, lise mezunu adamın müdür olabildiği çağda ev-araba-tükan alıp, 45 yaşında emekli olabilen, kendini garantiye alan baby boomer tayfanın çıkıp da "biz şunu gördük bunu gördük, tüp kuyrukları hülooğğ" demesine dayanamıyorum. Gençliğin ülkeye, hayata, geleceğe dair tüm umutlarını sömürdünüz, aklınızı da öğüdünüzü de götünüze sokun şimdi. Şu çağda bu yaşta olup vasıfsız eleman olarak asgari ücrete bile iş bulamayacak çapulcu müsvetteleri çıkmış bık bık ötüyor... sus ve gaganı çaya sok şimdi.
Aç kalmaktan korkmama vesile olan. Bütün planlar hayaller hadi hepsini attım çöpe de aç bırakmayın lan adamı bari. Venezuela'ya benzeyeceğiz herhalde gitmezlerse.
Türk lirasından el işi yapıp turistlerden dolar euro düşürmeye çalışacağız gibi.
geçenlerde bir gayriresmi haber sitesi dolar grafiğinin trump'ın kafasına benzediğini söylemişti. bugün 8.07 olduğunu gören aynı gayriresmi haber sitesi şöyle yazmış haber başlığına ''trump'ın kafasıyla başladık, vücuduyla devam ediyoruz'' *
Beklendiği gibi tırmanışa geçen kurdur. Piyasalar çoktan 2021 fiyatlamasına ve pozisyon almaya başladılar. Siyasi içerikte girdiler yazmamaya gösteriyorum ama artık bu ülkede 'siyaset', magazin dünyasının bir parçası haline geldiği için bir iki şey karalamak; naçizane yorumlamak istedim.
Oturup, uzun uzadıya iktisat tarihinden, kuramların ve uygulamaların istatistiki sonuçlarından bahsetmeyeceğim. Ekonomi, artık tüm dünyada 'psikolojik' unsurların ağırlığı ile biçim alan bir sistemler bütünü haline geldi. Yakın dönemde başlayan ve halen daha içerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinin etkileri bunun en basit örneği.
"Şakkadanak, ben dolarla ilgilenmiyorum." ve yazmaktan dahi utanacağım binlerce benzeri örneklerle mizah yapmak istemiyorum ama hakikaten bazen de izahı olmayan şeylerin, mizahı oluyor.
Dün akşam bildiğiniz üzere bir de 'ışık' krizi çıktı. Gerçi krizin olmadığı, daha doğrusu yapay bir mağduriyet üzerinden yapılan manipülasyonlar ile meydanlarda / televizyonlarda bağırılıp, çağrılmadığı gün mü var; değil mi ? Gerçekten artık sosyolojik tespitler yapmak gerek uzmanlar, gerekse bizler yorulduk. İnsanların ne bir şey söylemeye, ne de yazmaya mecali kaldı. Şimdi oturup tarihten örneklemeler yaparak mı konuşalım ? İşi gücü bırakıp dünya iktisat tarihi düzleminde naçizane akademik bir şeyler mi karalayalım ? Şahsen benim, kendi kendime bile bunları düşünecek, yorumlayacak gücüm de kalmadı, enerjim de, isteğim de.
İlkokul mezunu bir imam tarafından kandırılma lüksüne sahip olabiliriz, olabilirsiniz ama ülke yönetme gayesiyle ve vaadiyle varoluşlarını izah eden insanların bu tip lüksleri yoktur. Kredileri vardır ama borçlarını düzenli ödeme koşulu ile. Ne yazık ki hem kişisel kredilerini, hem de ahlaki kredilerini tüketmiş; bireysel kkb' gibi, ülke kkb'sini de dünya ölçeğinde bozmuş kişilerden başka türlü bir sonuç beklenebilir miydi ?
2008 krizinde gelen parayı geçtim, hakikaten geçtim; dillerinden düşürmedikleri ve belli ki düşürmeyecekleri '15 temmuz şehitleri' için toplanan paraların / bağışların hesabını veremeyen bir ülkeye siz olsanız yatırım yapar mıydınız ? Mikro olarak anlatıyorum. Bırakın siyasi münakaşaları, görüş farklılıklarını, iktisadi teamülleri, dünya konjonktürlerini falan; gerçekten böyle bir ülkeye güvenip, 1 tane çeyrek altın emanet eder miydiniz ? Etmiyorsunuz zaten; "Halkımızın yastık altındaki birikimlerini dolaşıma sokmalarını bekliyoruz." bu laf tanıdık geldi mi bir yerden size ? Eminim gelmiştir.
Tabii bizler de çıkıp; " e abi hani senin allah'ın vardı; bir el atamaz mı şu dolara?" diyemiyoruz değil mi ? Zaten böyle bir soruyu boş ver; "sayın cumhurbaşkanım" demediğin sürece gözaltı tehlikesiyle karşı karşıyasın, değil mi ? Bak ne diyorum; siktir et allah'ı, doları, moları; soru soramadığın bir ülkeye çeyrek altını da geçtim, donunu güvenip verir misin ? Vermezsin.
Dolayısıyla öyle hollanda'ya kızdım, portakal keseyim; ameriga'ya kızdım, iphone parçalayayım; sanki tüm dünyanın sikindeymişsin gibi "dış güçler bizi kıskanıyor." diyeyim ile olmuyormuş demek ki, değil mi ?
Ha pardon, bir de ışık krizinden bahsetmiştim. "Gençler eğleniyor, bundan bize ne" ;keşke şehzade gibi rahat olabilsem ve ben de "dolarla ilgilenmiyorum." diyebilsem ama olmuyor işte. Siz becerebiliyor musunuz bunları diyebilmeyi ?
Dolayısıyla artık teknik analiz falan kasıp, iyice kafanızı şişirmeyeceğim.
1 yıl içinde ortalama yüzde 180 artan kurdur. evet, çiller ve ecevit zamanı gibi korkunç bir devalüasyon var ama kimsenin umurunda değil. asıl korkunç olan durum ise budur.
ek olarak teknoloji devrinde, teknolojik aletleri almamızı imkansız hale getiren kurdur.
‘Dolar yükseliyor’ Zamanında kim bulmuş bu müthiş deyimi bilmiyorum ama kesinlikle dahice. Yıllardır bütün hükümetlerin tepe tepe kullanmasına rağmen foyası ortaya çıkmamış bir tanımdır.
Birgün bir ekonomi bakanı da çıkıp ‘tl bugün %3 değer kaybetti’ diyecek mi acaba?
Aynı gün hem dolara, hem euroya. Hem suriye lirasına veya bulgar levasına karşı değer kaybediyorsa paramız işe tanımı doğru yapmakla başlayabilirler
Evet bazen doların yükseldiği de oluyor dünyada ama o başka bir durum bizim kronik ekonomi sorunlarımızla alakalı değil.
Amerikan başkanı gece viskiyi fazla kaçırıp uyumadan önce bizimle ilgili dengesiz bir twet atarsa başkan uyanana kadar türk lirasının başına neler gelebileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Varın gerisini düşünün. Bu kadar kırılgan ve öngörülemez bir ekonomiye sahibiz işte. Yazık bu ülkeye. daha iyisini hak ediyor bu halk
artık dolarda yeni bir döneme girdik. öyle bir dönem ki dolar her iki ayda bir 1 tl yükselir oldu. bırak mart'ta 10 tl olmasını yılbaşı (olmadan bile) 11 tl'yi (bile) görür. tek çözüm var; eğitim. ülkemizde gelişme gösteren neredeyse her olayın kapısı türkler'in eğitimsizliğine çıkıyor.
örneğin; son yıllarda artan işsizlikten dolayı insanlar artık oturduğu yerden 3-5 kuruş para kazanma derdine düştü. insanlar işsiz kaldıkça araba piyasasına yöneldi. her araba alan üstüne 10-20bin tl koyup piyasa sürdükleri için piyasa bu hale geldi. bunun temel sebebi işsizlik->ekonomi->eğitimdir. zaten ülkenin ekonomik olarak dar boğazda olması yetmiyormuş gibi bir de böyle al-satçılar (işsizler) türedi.
eğitim bu ülkeye her yönden refah getirecektir. ekonomik açıdan, demokrasi açısından vs. vs. (bir yandan da eğitimin getirdiği yükselme ile piyasada artık erdoğan, erbakan, özal gibi vs. bilgisiz, ülkeye batma noktasına getirecek potansiyelde insan, insanlar kalmayacağından ve ülkenin vatandaşları eğitimin getirdiği her şeye çok yönlü bakabilme, doğru olanı seçebilme bilgeliğine eriştiği için bu ülkenin bir almanya, bir isveç, bir fransa vs. seviyesine erişme ihtimali olacak.)
kısaca ülkecek fransız ihtilali gibi bir "eğitim ihtilali" başlatabilsek her şey çok farklı olacak. her işin başı eğitim.