1. cem karaca'nın üstüne roman yazılabilecek bir hikayeyi sığdırdığı muhteşem şarkısıdır. zaten böyle derdi olan, kavgası olan şeyleri hep sevmişimdir.
    #65595 endingcredits | 7 yıl önce
    0şarkı 
  2. Şarkıdaki tamirci elemanın nasıl bir gurur kırılması, psikolojik eziklik vs içinde olduğunu ancak ve ancak onun gibi taşra insanların anlayabileceğini düşündüğüm sanat eseri parça.
    Gerçekten de şarkıyı açmak istesek sayfalarca karakter analizi yapabilirsiniz. Ben bizzat hayat tecrübelerimden o adamın neler yaşadığını nelere isyan edebileceğini anlayabiliyorum.
    İşte buna da sanat denmiyor mu zaten?

    Adam yaşamadığım bir olayı yaşamış kadar hissettirebiliyor.
    0şarkı 
  3. hikayesi olan şarkılar güzeldir fakat bu şarkı bizzat hikayeyi içinde barındırıyor.

    ilk dinleyişimi hatırlıyorum. müziğini, cem karaca'nın mükemmel sesini bir kenara bırakıp acaba nasıl sonuçlanacak diye beklemiştim. gerek daha önce duyduğumuz hikayelerde, gerek izlediğimiz filmlerde bu olaylar hep mutlu sonla biterdi. "kalktı hilal kaşları sordu kim bu serseri." dediği anda çok şaşırdım. arkasından gelen "ustam geldi, sırtıma vurdu, unut dedi romanları." kısmı ise gözlerimi doldurmuştu. son cümlesi olan "işçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları." cümlesi ise hayatın filmlerdeki gibi olmadığını bir tokat gibi yüzüme çarpmıştı.

    hani çok sevdiğiniz bir arkadaşınız birinden hoşlanır. size içini döker, hayallerini anlatır gözlerinin içi parlaya parlaya. siz o kişinin arkadaşınızdan hoşlanmadığını bilirsiniz içten içe ama bunu ona söyleyemezsiniz. üzülürsünüz ancak yapacağınız pek bir şey de yoktur. bu şarkı da o etkiyi bırakıyor bende. tamirci çırağının o güzel düşüncelerini, heyecanını hissediyorsunuz fakat engel olamıyorsunuz. o kadının kaşları kalkıp "kim bu serseri?" diye soracağı anın geleceğini biliyorsunuz ama elinizden bir şey gelmiyor. işte bu yüzden her dinleyişimde gözümde tomurcuk yaşlar oluşmasına sebep olur bu şarkı.

    her şeyi bir kenara bırakıp sırf bütün bu hislerin bana geçmesini sağladığını görünce bile 'nın ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu tekrar anlıyorum.
    #76814 blackmamba | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0şarkı 
  4. bir cem karaca klasiği. eşitliğin, emeğe saygının, solun sembollerinden biri olan şarkı. hikaye güzel mi güzel. bir tamirci çırağına yüz vermeyen zengin kızının yerildiği bir hikaye.

    oysa eşitlik, hak, adalet derken bir kadının hakkı yeniyor belki de. aynı kız itü mimarlık üçüncü sınıf öğrencisi bir erkeği de istemeyebilirdi oysa. reddedilen taraf şu felsefede. "ben de sanayide değil, markiz pastanesinde veya günümüzde midpoint'te bu kıza selam verebilseydim kesin beni reddetmezdi"

    bu çıkarımın doğru olup, olmadığını asla bilemeyiz. bilmemize gerek de yok. çünkü hayır, koca bir hayırdır.

    tabi şarkının hikayesinde fazla sorun yok, çünkü çırak kardeşimiz akşam arabesk şarkılar eşliğinde içip içip kızı cep telefonundan veya x medyadan rahatsız etmiyor. fakat şarkının verdiği mesajdaki genç o kadar, mağrur, o kadar gururlu, o kadar haklı tasvir ediliyor ki, gerçek hayatta hayır cevabı alan her erkek kendini haklı görmeye başlıyor.

    şarkıda şu mesaj da olsa iyiydi bence. herkesin hayır deme hakkı ve hayırı alanın bunu kabullennme mecburiyeti vardır.
    #273931 unidentified pasta | 3 yıl önce
    0şarkı