bir cem karaca klasiği. eşitliğin, emeğe saygının, solun sembollerinden biri olan şarkı. hikaye güzel mi güzel. bir tamirci çırağına yüz vermeyen zengin kızının yerildiği bir hikaye.
oysa eşitlik, hak, adalet derken bir kadının hakkı yeniyor belki de. aynı kız itü mimarlık üçüncü sınıf öğrencisi bir erkeği de istemeyebilirdi oysa. reddedilen taraf şu felsefede. "ben de sanayide değil, markiz pastanesinde veya günümüzde midpoint'te bu kıza selam verebilseydim kesin beni reddetmezdi"
bu çıkarımın doğru olup, olmadığını asla bilemeyiz. bilmemize gerek de yok. çünkü hayır, koca bir hayırdır.
tabi şarkının hikayesinde fazla sorun yok, çünkü çırak kardeşimiz akşam arabesk şarkılar eşliğinde içip içip kızı cep telefonundan veya x medyadan rahatsız etmiyor. fakat şarkının verdiği mesajdaki genç o kadar, mağrur, o kadar gururlu, o kadar haklı tasvir ediliyor ki, gerçek hayatta hayır cevabı alan her erkek kendini haklı görmeye başlıyor.
şarkıda şu mesaj da olsa iyiydi bence. herkesin hayır deme hakkı ve hayırı alanın bunu kabullennme mecburiyeti vardır.