günün en beğenilmeyenleri
günün en çok girdi girenleri
günün en çok başlık açanları
beklediğin bir şeyin sana ulaşması hepsini göster
Herhangi bir sırada bulunmak. Örnek kullanım: Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek. hepsini göster
-dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Örnek kullanım: Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek. hepsini göster
Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. Örnek kullanım: Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek. hepsini göster
-mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Örnek kullanım: Görmezlikten gelmek. işitmezlikten gelmek. hepsini göster
Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Örnek kullanım: Alışageldiğimiz bir anlamı vardı. hepsini göster
ihtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Örnek kullanım: Uykusu gelmek. hepsini göster
Biriyle birlikte gitmek. Örnek kullanım: Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz? hepsini göster
Mal olmak. Örnek kullanım: Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi. hepsini göster
Başlamak, ortaya çıkmak. hepsini göster
Uygun düşmek. Örnek kullanım: Caddelerde oturmaya gelmez. (Ö. Seyfettin) hepsini göster
Görünmek, sanılmak. Örnek kullanım: Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi. (H. Taner) hepsini göster
Düşmek, rast gelmek. Örnek kullanım: Buraya ışık gelmiyor. hepsini göster
akmak . Örnek kullanım: Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor. hepsini göster
Olmak, -e uğramak. Örnek kullanım: Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi. hepsini göster
uymak . Örnek kullanım: Bu ayakkabı sana küçük gelir. hepsini göster
Kazanılmak, sağlanılmak. Örnek kullanım: Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir. hepsini göster
Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Örnek kullanım: Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi. hepsini göster
Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. hepsini göster
Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Örnek kullanım: Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez. (M. Ş. Esendal) hepsini göster
Dayanmak, tahammül etmek. Örnek kullanım: Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor. hepsini göster
Sonuç çıkmak. Örnek kullanım: Bu davranışlardan ne gelir bilinmez. hepsini göster
Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Örnek kullanım: Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim. hepsini göster
türemek . hepsini göster
Katılmak, eklenmek. Örnek kullanım: Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir. hepsini göster