yapım süreci belgesel olarak youtube'a düşmüş. filmi zaten beğenmiştim ancak yapım tasarımı olarak cidden en profesyonel bir kaç filmimizden biri olabilir. detaylar zaten göze çarpıyordu ama izleyince cidden en ufak detayın bile üzerinde durduklarını görebileceksiniz.
film çokça eleştiri almış fakat benim bu yıl izlediğim filmlerden en kalitelisiydi diyebilirim. zaten toplum olarak kaliteyi seçme, onu fark etme konusunda epey kötüyüz. enes batur hayal mi gerçek mi filmi gibi hiç bir verisi olmayan filmler bize daha çekici geliyor. salonlar tıklım tıklım doluydu bu adamın filmi için. sadece çoluk çocuk değil bir çok yaştan insanı görmek çok üzücüydü gerçekten de. ne kadar bayağı bir toplumuz yahu diye isyan ediyorum çoğu zaman. bilgi bize hazır önümüze sunulsun istiyoruz. görünenin arkasındaki görünmeyeni görme kapasitemizin olmadığı gibi gelip de bu kalitedeki filmleri eleştirme cesaretimiz nasıl olabiliyor anlamış değilim. içimi döktüğüme göre filme gelecek olursam; bir içecek düşünün içinde birbirinden alakasız baharatlar var ama tam aradığınız tadı yakalıyorsanız ve film işte budur, kalite işte budur diyorum ben. Eskiye saygı, yeniye selam veriyor. Herkese hitap etmek amacıyla bazen de kurtarmak amacıyla seviyeyi aşağı çekse de, filmin belli bir mizah seviyesinin üstünde ve konudan uzak kesimin konunun dışında kaldığı bir film olmuş bana göre. Film fragmanında neredeyse hiç bir şey vermeyerek olayı her şeyi filme saklaması harika olmuş. Film sürprizlerle dolu, her dakika ne olacak diye merak ediyoruz. bu daha da çekici geliyor bana. işte bu yüzden filmi film yapan budur diyorum. Detay çalışılmış ve maalesef ülkemiz sinemasında buna alışık değiliz. Bu konuda bir ders niteliğinde olmuş film. Özellikle erşan kuneri'den Whiplash göndermesi görmek inanılmazdı. daha bir çok göndermelerle dolu bir filmdi. Film çok başarılı, kadro çok başarılı, mizah çok kaliteli. daha ne olsun.
güzel bir filmdi. komedi olarak pek iyi diyemesem de genel olarak ince düşünülmüş, güzel göndermelerin yapıldığı bir senaryosu vardı. ciddi bir emek harcandığı belli. yalnız bir hafta önce falan izlediğim aile arasında da şu anda vizyonda ve bu kadar reklamı yapılmadığı halde kesinlikle daha başarılı bir iş olmuş diyebilirim.
filmi bugün izledim. ben çok sevdim. hem yeteri kadar güldük, hem nostalji yaptık. bence gayet komik olmuş, bazı yerlerde karnıma ağrılar girdi gülmekten. ancak komediden ziyade filmin tavrı çok güzel. cem yılmaz bizi eski zamanlara götürüp o samimiyeti, naifliği, insanlığı anlatmış. türk sinemasının, türk müziğinin usta isimlerini anmış. her şey keyifliydi, bazen de duygulandırdı.
sanırım filmi beğenmek ve gülmek için biraz bazı şeylere hakim olmak lazım. hem gora muhabbetlerine, hem gündeme, hem de eski zamanlara dair çok fazla ince var. inceleri yakalayınca zaten filmi sevmemek mümkün olmuyor. daha önce gora'yı, arog'u izlememişseniz, eskiden bihaberseniz, güncel olaylara dair bilginiz yoksa film size anlamsız ve sıkıcı gelecektir.
kafa yorulmuş, emek harcanmış, içinde samimiyet olan çok kıyak bir film olmuş arif v 216. cem yılmaz iyi ki var.
Filmi dün izledim. Fragmanın bu kadar vasat olmasından, reklamlarının çok yapılmasından yola çıkarak kötü film demişim, değilmiş. Göndermeler, espriler, tipler, karakterler, kostüm, alt Metinler hepsi ayrı ayrı uğraşılmış ayrıntılarla taçlandırılmış, emek akan özellikleriydi filmin... sondan çok emin olmasam da türk komedi filmlerine bir tokat gibiydi bence geneli. Akıcı, sıkmayan, absürtlüğün akıllıca yapılırsa ne kadar lezzetli olduğunu yaşatmış filmdir bana göre. Kovboyları seviyoruz xd
Tarkan 2016’da ahde vefa albümü çıkarmış ve büyük, efsaneleşmiş şarkıları kendi yorumuyla seslendirmiş çok güzel bir projeye imza atmıştı. Bu filmde aynı mantık. Cem Yılmaz, yeşilçam ve 1969 yıllarını bir yandan anıyor bir yandan da kendince yorumlayıp bizleri gülümsetmeyi başarıyor.
Cem yılmaz filmlerinin şöyle bir etkisi oluyor ; filmde yapılan bazı espri ve göndermeler daha sonra veya tekrar tekrar izledikten sonra geçiyor izleyiciye bu filmin bu özelliği daha ağır basıyor önceki filmlere göre. Sinemada izlediğimde öyle kahkaha atarak gülmedim ama sıkıldığım zaman da olmadı. Bazı gönderme ve esprileri sinema salonundan çıktıktan sonra anladım.
Bu filmin en beğendiğim yönü geçmiş zaman ile günümüz kültürünün çatışması ile günümüzün değer yargılarını zaman zaman direkt ve dobra bir şekilde çoğu zaman ise alttan alttan eleştirmesi oldu. Eleştiriler tam on ikiden vuruyor hedefini.
Beğenmediğim noktalar ise büyük görsel efekt isteyen sahnelerin bariz bir şekilde göze çarpması ( Türkiye’de bu sektörün hala gelişmekte olduğunu göz önünde bulundurursak bir ihtimalle yiyebiliriz) bir diğeri ise filmin başında arif’in geçen süreç içerisinde o noktaya nasıl geldiği... havada kalıyor resmen.
Velhasıl güzel ve zeka kokan bir iş olmuş. Gidip izlemenizi tavsiye ederim. Eğlenceli dakikalar sizi bekliyor sonuçta.
göndermeriyle olsun, ışık ses ve kostümleriyle olsun, seçilen şarkılarla olsun, yeşilçam esintilerinin yaşandığı 1969 türkiyesi olsun, artık ne kadar uzatırsanız uzatın; izlerken eğleneceğiniz, kimi yerde yaşınız tutarsa eskiyi yad edeceğiniz, tutmasa da şöyle içten içe 'keşke o dönemde yaşasaydım' diyeceğiniz bir film olmuş. cem yılmaz 90'ların sonlarından itibaren girdiği türk sinemasına her yönüyle farklılık getirdiğini bir kere daha kanıtlamıştır. bundan sonra gelecek filmleri sabırsızlıkla bekleyeceğiz.
Vizyona giren her türk filmini -istisnasız- izlemeden bile gömmeyi başarabilenlerin entrylerini gördükçe “siz sadece filmden değil hiçbir boktan anlamıyorsunuz” dediğim filmdir. Utanmayın, izleyin. Entelektüel olayım derken mal oldunuz. Hayır cem yılmaz’a gülme, selçuk aydemir’e gülme. Kime güleceksin göt lalesi. “Sadri alışık eski, kemal sunal yeteneksiz. Batı komedisini anlamıyoruz çünkü espri anlayışımız farklı, çünkü kültürlerimiz farklı” bik bik bik. Ya bi siktir git. Kimseden duymadıysan benden duy. Film kötü değil sen gerizekalısın.
psikolojik hata: komedi filmi izlemeye gidiyorum beklentisi mantıksal hata: cem yılmaz komedyen yani film komedi filmi filmden paylaşılan bölümler: filmin beklentisini yanlış yerlere çekiyor tirad: filmin bütünlüğünü bozup filmi bitirmiştir.
türk kültüründeki bitmek bilmeyen mesaj, öğüt verme isteği. bu öğüt vermenin olaylarla yaşantıyla gömülü değil de 0-6 yaş çocuğuna gösterilen en tam mesaj haliyle gösterilmesi. bunun ardından çalışan savunma mekanizmaları ve insanın irrite olması filme karşı objektifliğini kaybetmesi.
cem yılmaz: insanları birleştirmek, art house ve komedi filmlerinin izleyicisinin birleştirilmesi. aynı konuşma cem yılmaz: türkiye'de bulunan ......(aydınlık vadeden gençler gibi bir şey) buna sahip çıkıp anlayacaktır.
sonuç birleştirip elitize etmek :/ .
garip duygulara sahibim, film beni mutlu etmekten çok düşündürdü.
ilk dakikasında "hem karısına hem de manitasına aynı yıldızdan ev mi verdin?" gibisinden bir replikle başlayan film. aklımdan tek çıkmayan replik bu oldu. böyle olduğunu bilseydim gider miydim? hayır. neden gittim? arkadaş ısrarı.
cem yılmaz'ın bilindik komikliklerini izlemek için sinemaya gidecek değilim. televizyona düşünce de izlemem. nereye dönsem cem yılmaz karşıma çıkıyor. bu kadar reklam tiksindirdi. hayatımda bir eksiklik olacağını sanmıyorum.
Cem Yılmaz bu film için abartılı bir çok propaganda yaptı. Ne amaçladığını anlamadım heleki fragmanı izledikten sonra.. eğer göründüğü kadar vasatsa algı yönetimi falan mı yapıyor acaba diye düşündürüyor. Harbiden kötü filmin neden bu kadar reklamı yapılır?
Düşündüğüm başka bir teori de en kötü sahnelerin fragmana konulması suretiylen beklentiyi düşürmek yada izleyiciyi şaşırtmak. Bilemiyorum altan..
bu cuma günü vizyona girecek olan en tazesinden bir cem yılmaz filmi. g.o.r.a. ve a.r.o.g'tan sonra çok istikrarlı yapımlar üretemediğinden dolayı belkide seyirci önünde hem seriyi güzel devam ettirme hem de şansını artırma açısından yine beklentiyle izletecektir. ama fragmanlar hayal kırıklığı, o net.
fragmanından yorum yapmıyım diyorum ama bana sanki eh işte gibi geliyor. ali baba filmi kadar leş olamaz da gora da olmaz misal arada bir yerde kendine yer bulur. beklentilerinizi düşürürseniz bence zevk alırsınız. ben şimdiden misal kesin ali baba gibi olacak diye şartlandırmaya başladım kendimi fragmanı izleyip sürekli kötü bi tarafını bulmaya çalışıp hayal kırıklığına uğruyorum siz de deneyin.
5 ocak 2018'de vizyona girecek olan, cem yılmaz'ın yeni filmi. deli gibi bu filmi bekliyordum. bir umut baktım ve pek de bir şey kalmamış vizyona girmesine. e o kadar bekledikten sonra o kadarı da az geliyor insana :)
Arif her ne kadar iyi bir fikirden yola çıksa da cem yılmaz'ın potansiyelini yansıtma konusunda yeterli bir karakter değil bence. Hep eksik bir tarafı varmış gibi geliyor bana konuşmasında veya tavrında. Tam olarak bilmiyorum ama, dediğim gibi cem yılmaz ın potansiyeli bu değil sanki ya da stand up performansı o kadar üst düzeyki, o potansiyeli beyaz perdeye taşıyacak bir karakter profili yok. Şahan yapıyor misal bunu, recep ivedik neyse, şahan o... Sonuç olarak film gene iyi olacaktır, gora iyiydi, arog da fena değildi, bu da iyi bir iş olacaktır mutlaka.