X'te Son açıklaması ile saçmalamış olan partidir. Öncelikle "darbe girişimi" nedir yahu. Darbe bile bugün az kalırken darbe girişimi olarak nitelendirmek hafife almaktır bazı şeyleri. Chp bile henüz seçim diyememişken siz neyin kafasını yaşıyorsunuz. Komiksiniz. Şuradan bakabilirsiniz.
tip, 27 mayıs darbesinin sıcağı sıcağına kurulan ve 1965 genel seçimlerinde meclise 15 vekil sokan bir düzen partisiydi. zannediyorum ki bunda o dönemki tek sosyalist/komünist/devrimci odak olan tkp'nin, mustafa suphi ve on dört yoldaşının (bkz: onbeşler) katlini takip eden 40 yılda neredeyse hiçbir halt beceremeyerek berbat bir sınav vermesinin de önemi büyüktü.
tkp'nin her türden beceriksizliği, şovenliği, muhbirliği, komploculuğu, kemalizm kuyrukçuluğu, tutarsızlığı, öyle bir nüfuz bırakmıştı ki tip bu boşluğu çok güzel doldurdu ve somut temeller üzerinde türkiye solu'nu ve türkiye sosyalist hareketini inşa edip tarihini resmen başlatan ilk örgüt oldu. türkiye işçi partisi, o dönem avrupa'daki kp'lerin türkiye'deki muadili olarak da düşünülebilir. fakat her türden düzen içiliğine, reformistliğine vs. rağmen tip 4-5 yıl gibi kısa bir süre içinde işçi, köylü ve gençliği etkilemeye ve canlandırmaya başlamıştı. bu, türkiye'deki faşizm gerçeğiyle de ilgili bir sorundu. avrupa'daki konforun ve liberal ortamın aksine türkiye'nin çetin koşulları tip gibi en reformist bir örgütün bile potansiyelini en üst limitlere kadar zorluyordu. bunlara ek olarak proleter devrim ve milli demokratik devrim ihtilafı bir panorama içerisinde tartışıldı. özellikle milli demokratik devrim'i savunan kanat fikir kulüpleri federasyonu içinde de etkili olarak dev-genç'in kuruluşuna öncülük etti.
bugünkü tip de hem teorik hem pratik olarak 60'lar tip'inin mirasçısıdır. 60'lardaki tip nasıl o dönemki tkp'ye bir tepki ve eleştiri olarak doğmuşsa bugünkü tip de, bugün o tkp'nin mirasçısı olduğunu iddia eden -fakat o tkp'yle tek ilgisi isim hırsızlığı olan-, sip-tkp'nin içinden ve ona bir reddiye olarak çıkmıştır. 60'lar tip'i, o dönemki tkp'nin sscb-komintern uydusu olma marifetlerine karşın mehmet ali aybar'ın güleryüzlü sosyalizmini savunuyordu; bugünkü tip de benzer biçimde özellikle bugünkü tkp'nin stalinizmine, komploculuğuna, gerontokratlığına, sekter tavırlarına, rus-iran kuyrukçuluğuna ve üç dünyacılığına karşın daha esnek, sınırları pek belli olmayan; kadınlar, gençlik, ekoloji gibi çağdaş sorunların temsiline de önem veren, daha layt ve ''demokratik'' bir sosyalizm anlayışını savunmaktadır. ne var ki tıpkı o dönemin tip'i gibi bakiyesi bununla sınırlıdır ve bunun ötesine geçecek bir potansiyeli de bulunmamaktadır.
Haklı konularda haklı ve sert çıkışlar yapmaları partileri haklı yapmaz her konuda. Hdp'nin yan sanayisidir.
Türkiye'de insanı bıçak gibi kesen o meşhur soruları sorun cevaplarına göre ayırabilirsiniz. Ve ben sanmıyorum ki bir tane sol parti olsun Türkiye'de bunlardan ayrışsın. Hepsi aşağı yukarı aynı.
O yüzden Dersim olaylarına, Ermeni soykırımına (sözde veya reel), PKK'ya, Mustafa Kemal'e ve daha birçok başka olaya ve şahsiyete bakışınız neyse ona göre hepsini bir kategoriye koyabilirsiniz gönül rahatlığıyla.
Sınıf siyaseti miyaseti de işin maskesi bence. Hiçbirine ikna olmuyorum şahsen. Altta yatan başka bir dert var o da güzel gösteren kısmı. Ha sendikalarla ya da başka şeylerle işçi sınıfına yardımcı oluyorlarsa asla bir şey demem pratik fayda olarak ama genel ideolojilerine ikna olmam mümkün değil.
Zengin, Sünni, yaşlı Türk Erkeği değilseniz hayatınız çok zor, diyen sera kadıgil'e sahip parti; hetero demeyi unutmuş bu arada kadıgil onu da dese tam olurmuş.
Amerikan sjwliğini tip'e taşımıştır. kardeşim sol en başta sınıf siyasetidir, merkez kapitalist ülkelerde kültürel Marksizm denen bir şeye kaymış olabilir çünkü oralar adı üstünde merkez ülke, dünyayı sömürüyorlar, kapitalist yöntemle de kendi emekçi sınıflarını idare edebilir fakat sen çevre ülkede bir vekilsin.
Sen sınıf siyasetinden kopup, sjw'lik yaparsan kadıköy orta üst sınıfları dışında başka kesime hitap edemezsin, Alt sınıfları yansıtmazsın.
Ülkendeki sömürüyü perdelemek dışında başka bir işe yaramazsın.
vekil kalitesizliği olduğunu düşündüren parti.
ekleme, yazmasam içimde kalır; her meşrebe, etniğe, kültüre uzak kalması gereken laik toplum sözleşmesini böyle şeylerle bozacaksınız. ondan sonra çoğunluk olan işidçi kafasını baraj bentlerinden serbest bırakacaksınız; çoğunuz yetmez ama evetçiler gibi yurtdışına topuklayıp, geride kalanları yakacaksınız olacağı o olacak.
iran'daki tudeh gibi idam edilin de görün o zaman kültürel taraflılık içeren şeylerin ortadoğu'da neye sebep olacağını, iflah olmazsınız.
nilüfer göle de burkayı mahrem özgürlük olarak savunuyordu, şimdi azdırdığı zihniyet kendi tutuculuğunu dayatınca fransa'ya kaçtı; hatırlatayım dedim.
Benim büyük dedelerim Erzurum nüfusuna kayıtlı. Keza dedem ve anneannem de öyle. Rahmetli anneannem kendi büyüklerinden dinlediklerini anlatırdı bize, Ermeni çetelerinin Erzurum'da Türkleri nasıl tek tek kestiğini, hamile kadınları nasıl kazığa oturttuklarını, evlerin kapı önlerinin nasıl kan içinde kaldığını anlatırdı. Bunun içindir ki Erzurum'da "Ermeni" küfürdür aslında. Bir insana "Ermeni" ya da bizim oranın tabiriyle "Ermeni tohumu" derseniz en iyi ihtimalle kavga çıkar.
Ama olsun, neticede biz farklıyız, tip'liyiz bir kere, Erkan baş'ın bıyığını yerim ya, Barış Atay çok muhalif çok tatlı, oylar tip'e...
Neyse, her ne kadar onlar anmıyor olsa da Ermeni çeteleri tarafından katledilen türk vatandaşlarını rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Hatırlatmak gerekir ki bizler hala bu topraklardayız...
dün milletvekili aday tanıtım etkinliği yaptılar. youtube'da canlı olarak yayınlandı. toplantı başlarken cem karaca'dan ceviz ağacı çaldı, selda bağcan'dan yuh yuh çaldı, sonra moğollar'dan bir şey yapmalı çaldı, duman'dan eyvallah çaldı, sonra mor ve ötesi'nden eski şarkısı çaldı...
alevi derneğidir, daha fazlası değil, cemevlerine hayranlıkları aşk derecesindeyken, camii düşmanlıkları ebu cehili kıskandırır, bakmayın inançlara saygılıyız mavralarına, parti binasına tesettürlü bir kız adres sormak için dahi girse, o kızı moleküllerine ayırırlar.
ilki 1961 yılında işçi sendikalarının birleşimi ile kurulmuş olan ve daha sonra mehmet ali aybar'ın liderlik ettiği partidir. bu parti sscb'nin çekoslavakya işgali sonrasında ikiye bölünmüştür. 12 mart muhtırası ile kapatılmıştır.
işçi partisi ise 1992 yılında kurulmuş olup maoist-kemalist bir çizgidedir. sonra maoizm'in modasının geçtiğine onlar da kanaat getirmiş olacak ki ulusalcılık diye nazi çakması bir ideoloji benimsediler. isimleri de vatan partisi oldu. gerçi çkp politikalarının da aşağı yukarı nazi politikalarını andırdığını göz önüne alırsak, kendi içerisinde tutarlı (çin'i örnek alma konusunda) bir partidir.
erkan baş'ın meclisteki konuşmasıyla yeniden akıllara kazınan ve benim de gizlice desteklediğim parti.
bir de şunu iddia edebilirim ki ülke nüfusunun azımsanmayacak ölçüdeki bir kısmı "ya oy vermek istiyorum ama ya barajı geçemezlerse" kaygısı taşımakta.
Şu ana kadar mecliste gördüğüm en iyi muhalefeti yapan parti.
Hiç kimseden lafını esirgemiyorlar ve bu zamana kadar bir tane falsolarını duymadım.
emekçinin, yoksulun, garip-gurebanın, öğrencinin, işsizin, aydının hakkını en iyi bu parti savunuyor.
Ne zaman emekçinin bir eylemi olsa hep en öndeler ve hep polis dayağını önde yiyorlar.
Hem de geçmişte bir mazisi var.
umarım solun kronik sorunlarına takılmazlar ve ülkeye solun solunu temsil eden güzel bir parti tekrar katılmış olur.
İslamcılara sarılan libareller gibi olmayacağıma kanaat getirirsem, kendilerini desteklemeyi düşünüyorum.
Türkiye işçi partisi meclise giren ilk sosyalist parti olmakla birlikte içinden bir çok aydın çıkarmıştır. TİP aydınların ve sendikacıların ortaklaşmasının bir ürünü olmakla birlikte türkiye sol hareketinde çok değerli bir yere sahiptir. Ayrıca çoğu sanatçının yetiştiği yerdir (bkz: tülay german) (bkz: ruhi su)
çocuktum, evde kocaman bir levhası vardı, dayımdan mütevellit. büyükbabam eski demirci, heder olmasın diye bahçe kapısı yapmıştı o levhadan. üzerinde şöyle bir amblem bulunan bir saç kapı düşünün; 1.bp.blogspot.com/...