dünya'nın en tehlikeli olgusu olmak konusunda emin adımlarla ilerleyen ülke. aşırı otoriter ve bu otoriteyi kaybetmemek için yapmayacağı hiçbir şey yok. üni'de çinli oda arkadaşlarımdan hükümetin açık seçik ne pislikler yaptığı dinlerdim, kanım donardı.
ne zaman bir şeyin ilk yapılış tarihine baksam, orada mutlaka adı geçen diyar.
ilk otomobil de çin'de yapılmış. ama çinliler tarafından değil. hollandalı bir cizvit misyoneri olan ferdinand verbiest, qing hanedanı'ndan imparator kangxi için yapmış.
tabii yolcu taşıma amaçlı değilmiş bu. oyuncak. ama kendi kendine giden tekerlekli bir araç olduğu için, ilk otomobil kabul ediliyormuş.
doğu asya’da bir ülke. genel salgın –yani pandemi– döneminde çoğu ülke gibi ekonomik açıdan durgunluk ya da gerileme yaşamamıştır. tam aksine hisse senedi piyasasının toplam değeri 10,8 trilyon dolar seviyesine ulaşmıştır ve işbu durumda da rekor yükseliş elde etmiştir. 2015 yılında piyasalarının toplam değeri 10,05 trilyon dolara ulaşmış; ancak kaldıraçlı satın alımlar nedeniyle piyasalarında tarihi bir çöküş yaşanmıştır ve hisse senedi piyasasının değeri yarıya düşmüştür. 2020 yılında ise csi 300 endekside %17’lik bir ralli yaşamıştır. wall street’in s&p endeksinde de %9’luk bir artış göstermiştir. işbu durumun göstergelerinde ilk olarak çin ulusal istatistik bürosu tarafından yayımlanan verilere göre eylül ayında imalat sektöründe satın alma yöneticileri endeksi –yani pmi– bir önceki aya kıyas ile 0,5 puanında artış göstererek %51,5 seviyesine ulaşmış olmasıdır. ikinci olarak da ulusal bayram kapsamında da en yoğun turizm sezonlarından birini gerçekleştimiş olmasıdır. 2020 yılının sonuna kadar gsyih’sinin %1,6 oranında büyümesi ve ekonomisinin 14,6 trilyon dolara kadar ulaşması beklenmektedir. son olarak sermaye piyasası konumunda ilk sıraya yerleşmiştir. ikinci sıra abd, üçüncü sıra japonya, dördüncü sıra hong kong ve beşinci sıra birleşik krallık’tadır.
Hindistan'la beraber Cahil ve fakir toplumu bize fayda sağlasa da madalyonun öbür yüzü de var. Bu cahil sürüsünün artan ekonomik hacmi ve dünya ekonomisini domine etmesinden aldığı güç tüm dünyaya etki ediyor ve tüm dünya karşı konulamaz şekilde bu kültüre boyun eğmek zorunda kalıyor.
sadece hindistan ve bunları dünyadan silme imkanımız olsa dünya'da açlık diye bir şey kalmayacak ve dünya genelinde zeka artışı yaşanacaktır dediğim insanların olduğu ülke. Bu iki ülke aynı zamanda ,ne kadar virüs varsa tarih boyunca ana çıkış noktaları olmuştur.
amerikayı da silmeyi başkası yapsın.
tanım: dünyanın sonunu getirecek olduğunu düşündüğüm ülke.
çok yakın zamanda dünyanın başına bela olacağını düşündüğüm kapitalist ülke. resmi adı çin halk cumhuriyeti olsa da ekonomik planı amerikayla yarışır düzeydedir. sosyalizm ile bağları neredeyse kopmuş olan ülke her anlamda dünyanın üretim merkezi haline gelmiştir.
gelmiş geçmiş ve hala yaşayan en eski medeniyettir. yanına hindistan'ı da ekleyebilirsiniz. bu kadar uzun süre ayakta kalabilmesinin nedeni, binlerce yıldır onu saldırılardan ve batılılardan koruyan coğrafyasıdır. güneyden himalayalar, batıdan gobi ve taklamakan çölleri, doğudan büyük okyanus, kuzeyden soğuk iklim; yeterli olmayınca da çin seddi ile korunabilmiştir.
"çin" çincede zhongguo ( zhong ("orta" veya "merkez") ve guo (devlet)) demek. yani çinliler kendilerine merkez ülke derler. kissinger bu etimolojinin çin hakkında çok şey anlattığına inanır. kissinger, çindeki devrimlerden sonra çin hükümeti ile temas kuran ilk batılı diplomattır (arnvutları saymazsak o ayrı konu). ona göre çinliler yüzyıllar boyunca kendilerini merkez ülke olarak görmüş ve diğer ülkelerin üstünde bir konuma yerleştirmiştir. çinlilerin sömürü kültürünün olmamasını da bu kibire bağlar. kissinger onlar başkalarını sömürecek kadar aciz olduklarını kabul etmezler gibisinden cümleler kurar. bu bakış açıları diplomasiye de yansımıştır. çin hanedanı kendini diğer hanedanlardan üstün görür ve asla onların ayağına ilk giden olmaz. gelenler de ilk önce çinin üstünlüğünü kabul etmelidir. yabancı dil öğrenimini çok da gerekli görmezler, diplomasi de bile, çünkü konuşulması gereken dil zaten çincedir. yabancı ülkelerin konsolosluk açma taleplerini de hep reddettiler. diğer ülkelere üsten bakmaları onlar için olması gerekendi. bu yüzden de ingilizler limanlarına gelip afyon ticareti için konuşmak istediklerinde muhattap olmak istemediler. gemileri uzunca bir süre beklettiler. ingilizleri denk bir ülke olarak görmüyorlardı. ne zamanki ingilizlerin buharlı gemileri limanlarını yıkıp geçti, o zaman çinliler gerçekle yüzleştiler. ama bu gerçek o kadar ağır gelmişti ki o yüzyıla aşağılanma yüzyılı dediler ve kendilerini içe kapadılar. taa 1970-80 lere kadar. çinlilerin merkez ülke olmadıklarını sindirmeleri bir-bir buçuk yüzyıl sürdü. kissinger sonrasında bile çinli diplomatların çok zorlandığını düşünüyor. ona göre çinliler kapitalizme ayak uydurmayı acizlik olarak algılıyor.
çinlilerin 中国 (zhong guo) dedikleri ülke. bu da "merkez ülke" anlamına gelir.
aslında çinlilerin diğer milletlere olan bakış açısını çok güzel açıklıyor bu isim. çinlilere göre dünyanın merkezi çin. ayrıca sadece çinliler için de değil, uzunca bir süre doğu asya'nın kültür kaynağıydı çin.
aziz francis xavier, japonya'ya misyonerlik için gittiğinde ona "çinliler hristiyan oldu mu?" diye sormuşlar. o an xavier, asya'da önemli olanın çin olduğunu anlamış ve japonya'daki misyonerlik faaliyetlerini sona erdirip çin'e gitmiş.
çok garip bir ülke. gelecekte nasıl bir ülke olacaklarına dair, her anlamda şüphe duyduğum, hiç bir zaman olumlu veya olumsuz bir sonuca ulaşamadığım gerçekten garip bir ülke. geçmişine dair bir çok yerden bilgi alınıp hakkında fikir edinmeye çalışıyorsun, başka ülkelerin geçmişini öğrenmek bana o ülkelerin, geleceğine ait bir fikir veriyor ama bu ülke öyle bir yer değil. ne kadar öğrensen bir çok açıdan insanı tereddüte düşüren bir yanları var. bir yandan nüfuslarıyla dünya için (bence) endişe verici bir potansiyele sahipler, diğer yandan olumlu kullanıldığında ortaya çıkabilecek potansiyel gücü düşününce dünya adına muhteşem bir gelecek çekirdeği oluşturulabileceğini düşündüren bir ülke. ancak hem bu ülkenin hem de, insanoğlunun tarihine bakınca olumlu açıdan bakabilmek zor gibi.
asya ve uzak doğuda onca yer görüp, hala gitmeyi başaramadığım bir ülke. o kadar büyük ve görecek o kadar çok şey var ki, 3-4 günlük shanghai-pekin turlarından birine katılıp da çin'i gördüm deyip dönmek mümkün değil. biraz da bundan geciktirdim bunca yıl, şimdi bir de üzerine covid 19, herhalde temelli yattı artık. bu saatten sonra götüm yemez.
Geçen gün bi videoya denk geldim.. kadın ağlıyordu kültürümüzden dolayı bizi dışlıyorsunuz, faşşşizanlık yapıyorsunuz diye.. devamı şöyleydi “ wuhan’ a koronayı afrikadaki zenciler getirdi. Bunu herkes bilir.”
dünyanın en eski medeniyetine ev sahipliği yapan ülke. 3 ay depresyon yaşadığım yerdir ayrıca. aşırı muhafazakar ve geleneklerine bağlı bir yapısı vardır.