Fiyat istikrarsızlığı bundan daha tehlikeli. Daha büyük sorun da o.
şimdi bir bölge, ülke, ürün grubu pahalı olur. Bunu alabilecek insan oranı bellidir, o alanı yaşatmaya yeterse yaşatır, yoksa batırır.
El yapımı halı piyasası, türk deri sektörü mesela, geçmişe bakıldığında olması gerekenden çok küçükler.Bu noktadan sonra da büyüyecek gibi değiller.
1000 doların üzerindeki saat piyasası mesela, dijitalmiş akllıymış demeden patlıyor. rolex tarihinde görülmemiş rekor satış yapıyor. Pahalı, müşterisi de var.
tüketici de malı alamıyorsa ya tamamen terkeder, ya talebiyle muadilini yaratır ya da isyan eder (puhuhahah).
Ama türkiye'de örneğin, yemek sektöründe konu sadece pahalılık değil. bodrum'da pideciye oturduk, bir hesap geldi, hoh!. Tam "lan bunlar resmen monaco fiyatı" diyecekken yanımdaki "bu nasıl hesap, biz buranın yerlisiyiz" dedi, hesabı indirdiler. eskiden pavyonda hesabı geri gönderirdik, şimdi pidecide. tutturduğu kadar sokuyor çünkü. olay sadece pahalılık değil, ne fiyat çekeceğine karar verememiş.
ertesi akşam rakı balığa oturduk, ben "pidecide o geldiyse burada dragonlance gelir" dedim, içki hariç pideciyle aynı. şimdi hangisi pahalı?
bu, fiyatı olup olacağının ötesinde, üssel olarak dalgalandırıyor. pideci de kasabın, peçetecinin bir sonraki faturada kendisine ne sokacağını kestiremiyor, en beterini düşünüp ekstrem geçiriyor.
piyasa yüksek ya da düşük dengesini bulamıyor.
konut piyasasında %25 getirdiler, sanki kira sözleşmesi sözleşme değilmiş gibi "bitse de çıkartamazsın, çıkartsan da çıkmaz, senelerce sürünürsün" korkusundan millet 2 sene sonrasının zammıyla açılış yapmaya başladı. onu gören "daha da şişer" deyip üstüne kat çıktı. üssel etki dediğim bu. şimdi aynı binada 3 kiracı birbirinin ikişer, üçer katı farkla kira ödüyor. pahalı başka şey, bu istikrarsız, tutarsız.