Lise yıllarım... Beden eğitimi dersinde her zamanki gibi futbol oynanıyor. arkadaşlardan biri topa var gücüyle asıldı ve okulun giriş kapısındaki camı tuzla buz etti. Bahsettiğimiz kapı demir bir kapı. Cam da demir korkulukların arkasında. Düşünün yani nasıl asıldıysa artık demir korkulukların arkasındaki cam kırıldı. Her neyse; hoca bu arkadaşı odasına çağırdı. Nasıl oldu, nasıl vurdun falan filan meselelerinden sonra hoca bizim arkadaşa babasının nerede çalıştığını soruyor. Bizim arkadaş da babasının fabrikada çalıştığını söylüyor. Hoca da çocuğun ödemekte zorlanacağını düşünerek haline acıyıp camın ederini değil de, cüzi bir miktarını getirmesini söylüyor, olay kapanıyor.
Gelelim olayın en ilginç kısmına. Bizim bu arkadaşın "fabrikada çalışıyor hocam" dediği babası, aslında fabrikanın genel müdürü. Yani çocuk sırf o parayı ödememek için hocanın "baban ne iş yapıyor" değil de "nerede çalışıyor" sorusuna fabrika cevabını veriyor ve hocanın iyi niyetini suistimal ederek küçük bir meblağla olayı kapatıyor. Kendisi bunu gülerek anlatmıştı sınıfta...
Yine Aynı elemanla ilgili... (benim arkadaşım falan değildi de işte yalnızca aynı sınıftayız diye arkadaş olarak hitap ediyorum) Bir gün birkaç kişi birden yemek yerken bu arkadaş da yanımızdaydı. Masa üstündeki kapalı Pet şişeyi açarak su içmişti. Çıkışta da dikkat ettim suyun parasını ödemedi. O gün utanıp ben ödemiştim. Çıkışta bana niye ödediğimi, buna gerek olmadığını söylemişti. Zaten o günden sonra da pek muhabbetim olmamıştı. Zannedersem Bir sene sonra da tıp kazandı gitti...
Velhasılıkelam; cebinizde paranız olsa da olmasa da dürüst olun, doğru olun. Gurur da önemli bir mesele tabii...