1. bunun böyle özel bir kavram olduğunu öğrenene dek herkesin bu şekilde hissedip düşündüğünü sanırdım, ben de bunlardan biriyim. sanıldığı kadar kullanışlı, işe yarar, manipülatif bir şey değil, genelde acı çekiyoruz.

    Bir ortama girdiğimde o ortamda birbirinden hoşlanan iki kişiyi, daha onlar birbirlerinden hoşlandığını fark etmeden ayırt etmişliğim oldu, hem de bir kez değil, birçok kez. yine bir ortama girdiğimde, o ortamda hoş karşılanmadığımı, ya da başka birinin hoş karşılanmadığını ilk saniyede algılayabiliyorum. bir fotoğrafın çekim açısından, fotoğrafta gösterilmeye çalışılan şeyi, eğer tanıyorsam fotoğrafçının ne düşündüğünü fark edebiliyorum. yine daha önceden birkaç örnek cümlesini okuduğum bir kişinin yazım stilini, bambaşka bir ortamda, farklı bir takma adla yazsa da, anonim olsa da seçip o kişinin aynı kişi olduğunu hemen çözebiliyorum, bunu yakalayıp söylediğim, kendisini tamamen anonim sanan bir kişinin ağzını açık bırakmışlığım vardı. bunlar ilginç olan kısımlar, daha çok bilinen, klişe şeyler de zaten allahın emri: başka bir insanın acısını yüreğimde hissedip onun yerine, onun kadar üzülebiliyorum. bir insanın bana karşı negatif hisleri olduğunda bundan, normal bir insandan daha çok sıkıntı duyuyorum çünkü normal insanlar o hisleri, karşılarına konulmadığında anlamayabilirlerken ben, gülen bir yüzün, sıcak bir tavrın altındaki negatifi de duyumsayabiliyorum. sözlerin altındaki gizli anlamları, davranışların altında yatan temelleri çok daha net seçebildiğim için, kişilerin bazen kendileri farkında bile olmadan yaptıkları şeylerden kırılabiliyorum. bunların da bana dönüşü her zaman "sen fazla alıngansın, sen kırılgansın, bu kadar ince düşünme, niyet okuma..." diye suçlama şeklinde oluyor, hatta ben bunun bana böyle döneceğini bile adım gibi biliyor oluyorum.

    fakat haklılar, empat niteliklerine sahip birinin hayatına normal bir şekilde, işlevsel biçimde devam edebilmesi için tam olarak bunu yapması gerekir: niyet okumayı bırakmak. ile beraber yürüyen bir unvan bu zaten, normal bir insanın döktüğünden on kat daha fazla gözyaşı dökebilen bizler, başkalarından etkilenmemek için kafamızın içinde değil, gerçek donelerle, gerçek verilerle yaşamalıyız bu dünyada. okuduğumuz niyet doğru olsa bile, biz belki de o niyeti henüz gerçekleşmeden okuyoruz zira, kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşüyor sonradan, iki taraf da kaybediyor. suizan, normalde bile insana bir şeyleri kaybettiren bir olay, düşmanlığı körükleyen, yıkıcı bir davranış biçimi. bir de empatsanız, aşırı hassas kişiliğe sahipseniz cehennemde yaşamanıza sebep olur. hüsnüzan, genelde "saflık, enayilik derecesinde iyi niyet" değilse kazandırır, yapıcıdır, en azından cehennemden çıkarır.

    bu konuda az önce eşimle sohbet ederken "keşke bu doğaüstü gibi bir şey olan gücünü acayip bir şekilde kullanabilsek," dedi, bu girdiden sonra gidip marvel'e e-posta atıyorum, yeni sinematik evrende empat taro olarak karşınıza çıkacağım, küçük çocuklarla iyi anlaşabilip yaşlıların hemen gözüne giren, insanların birbirinden hoşlanıp hoşlanmadığını anlayan, yazılı üslubu hemen tanıyan bir süperkahraman olarak, evet.

    #221484 taro | 4 yıl önce
    0unvan