Bundan iki sene önce taksideyken sabaha karşı saat 4 5 civarı taksi sıra değişimleri olurdu durakta; kimi şoförler sabahçı akşamcı çalışır kimi elden verir anahtarı gündelik çalışır kimide kendi saatliği bitince anahtarı durağa bırakır arabayı çeker yakında biryere ki diğer şoför geldiğinde alsın , 5727 Ünsal abi arabasını çekti "allah bereket versin abi erkencisin" "eyvallah iş iyiydi bugün gitmeden bi demli çay içelim " çayları elimizde durağın önündeki bankta oturuyoruz klasik etrafı gözetliyoruz. "acaba bugün hangi dangalak olay çıkartacak" diye . 5 dk geçmedi durağın ilerisindeki kavşaktan iki tane eleman sallana sallana geliyor , ağızları yüzleri dağılmış bir tanesi elektrik direğinin dibinde beklemeye koyuldu kafasını kaldırıp kaldırıp ışığa bakıyor biriside kolunu kaldırmaya mecali yok el yapıyor . şimdi gün ağırmadanki bu vakitlerde kimse bu tip elemanları taksisine almak istemez olay yaşamasın(gasp,tutuklama,kavga vs...) velhasıl el yapan eleman yavaş yavaş Ünsal abinin kitlediği taksinin yanına geliyor arabanın ışıkları yanmıyor sarılıyor taksiye ağlamaya başlıyor . bağırarak "alsana beni içeriye la" "neden açılmıyorsun la sen " diyor boş taksiye . biz hop hemşerim falan yanına gidiyoruz ışık müptezeli haplanmış vatandaş direğin yanından sakat yürüyüşüyle yanımıza doğru geliyor "hoayırdır la" diğerinin gözleri yarı kapalı "oğlum bu araba beni almıyor lan " diyor ağlamaya devam ediyor . Emekli postacı ,konservatuar okuyan oğluna para yetiştirmek için garibim geceleri çalışan abimiz istanbul Türkçesiyle adamlara taksinin kapalı olduğunu isterlerse başka bir araçla gidebileceklerini izah etmeye çalışıyor derken arbede çıkıyor adamlar bağırış çağırış karşı yola geçiyor derken 5 dakika sonra birisi elektrik direğinin dibinde ışık izlerken diğeri yanında sızıyor .