1. 50 milyon dolara anca çıkartılabilmiş bütçesini dahi gişede çıkartabileceğine dair umudu olmayan, nisan ayında gösterime girdikten birkaç hafta sonra vizyondan kalkmış, ve 'ın ahını almış 'ın 2004 ve 2008'deki filmlerin üzerine 3. ve son filmi çekme konusunda inat etmesinin sonucu olarak edilen hikayenin ilk filmi. büyük ihtimalle uzun bir süre sinemada hellboy ile ilgili hiçbir şey göremeyeceğiz. yapacağınız işe sıçam!

    filmle ilgili haberler medyaya servis edildiğinde, yönetmeni , senaristi , tabii ki bütçesi ve yan karakter azlığı ilk eleştirilen yönleri olmuştu. yönetmen ve senaristin hellboy gibi 'in en popüler karakterinin filminin ağırlığını taşıyamayacaklarından söz ediliyordu. bütçenin, del toro'nun 3. film için istediği 120 milyon dolar civarında değil, 50 milyon civarında kalacağı kesinleştiğinde de, "çocuk filmi çekerler artık" eleştirileri yağmur gibi gelmişti. yan karakterlerden olan "alice monaghan"'ı siyahi ve ingiliz aksanlı birine oynatacakları, film planlanırken su üstüne çıkmıştı. monaghan'ı 'in canlandırmış olması felaket olmuş. ne oyunculuğu iyi ne aksan yapabiliyor (kendisi amerikalı) ne de mimiklerini iyi kullanabiliyor.

    bütün bu olumsuzlukların yanında, 'ın özellikle 'ten edindiği popülerliğinden yararlanmak güzel fikirdi ve tuttu. hellboy olarak da hiç sırıtmamış. filmden çıkanların "sanki perlman'ın hellboy'u daha gerçekçiydi" diye düşünmeleri gayet doğal çünkü perlman hellboy'u adeta içselleştirmiş, dudağının köşesindeki purosuyla simgeleştirmiş, çizgi romandan fırlayıp gerçek dünyaya düşmüş bir anti-hero yaratılmasında büyük pay sahibi olmuştu. harbour ise, bir karakter oyuncusu olarak hellboy olmaya çalışırken, fazla plastik makyaj ve cgi'ın esiri olmuş gibi görünüyor. filmi izlerken, perlman'ın küfürlerini bile özlediğimi fark ettim. yeni filmle ilgili beni en çok heyecanlandıran, nimue'yu canlandıran 'in performansının nasıl olacağıydı. bence üstesinden gelmiş, the blood queen'i çizgi roman gerçekliğinden sinemaya taşıma noktasında başarılı olmuş. jovovich'in oyunculuğunu itin götüne sokan çok fazla izleyici ve eleştirmen olduğu için hellboy'da da "filmi bok etmiş" diyenleri duyacaksınız. broom'u canlandıran , filmin geniş kitlelerce eleştirilemeyecek tek kısmı olabilir. filmde ingiliz aksanını en iyi veren, mimikleriyle oyunculuğunu gerçekçi olarak izleyiciye iletebilen mcshane'in harbour ile olan uyumu da nefis.

    senaryonun karman çorman hale getirilip bokunun çıkartılmış olması, en çok eleştirilen berbat bilgisayar destekli efektlerden bile daha önemli. "çizgi romana sadık kalmaya çalıştık" diye özetlemiş marshall ama yemezler. del toro'nun 2 filmindeki senaryo bağlantılarında "hee" diyerek şaşıran geek olmayan izleyici, bu filmi sikko aksiyon filmlerinden birini izliyormuşçasına izlemek zorunda bırakılmış, ortaya konulan çorbadan ilgisini çekenlere yoğunlaşmış durumda. sırf biraz daha fantastik kurguya yakın olsun diye senaryoya dahil edilen zibilyon adet yaratığın ne hellboy'un orijinal çizgi roman serisiyle bir ilgisi var ne de akıp giden senaryoya herhangi bir olumlu katkısı var. burada "belki çocuklar için yapmışlardır" diye düşünebilirsiniz ama film önce 18+ etiketiyle vizyona gireceği beklentisiyle pazarlandı. ardından 15+'ya çekildi. benim dün malum ortamlardan edinip izleyebildiğim halinde küfürler bile sansürlüydü mesela. ama filmin içindeki şiddet boyutu hiç de 15+ değil, 18+'ydı. çocukları sinemaya çekebilmek için filmin +15 yapıldığını (ve böylelikle küfürlerin sansürlendiğini), çizgi roman geeklerini ve orta yaşlıları sinemaya çekebilmek için de şiddeti abarttıklarını düşünüyorum. evet; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. girdinin başında "yapacağınız işe sıçam" derken, yukarıda yazdığım bütün olumsuzlukları düşünüyordum. gerçekten de, canavar gibi bir çizgi roman karakterinin mahvedilmesine tanık olmak çok üzücü.

    filmin en iyi yönü ise müzikleri. soundtrack albümü çıktığında (belki de çıkmıştır, bilmiyorum), bir şekilde edinmenizi tavsiye ederim. bunun dışında, ne desem boş. yazdıkça içim kararıyor, moralim bozuluyor. bu kadar gömdüm ama benim gibi hellboy hayranları için gene de gideri var bu filmin. zaten çizgi romandan bildikleri ayrıntıların hemen hemen hepsinin tek bir filme yedirilmeye çalışılmasına kanmayacaklardır ama olsun; "aa, bu da mı varmış" tepkileriyle filmin sonunu getireceklerdir. filmin sonunun açık bitmesi de bambaşka bir hüzün kaynağı olacak çünkü yukarıda da yazdığım gibi, hellboy'u reboot ettikleri gibi toprağın altına sokacaklar, bir daha uzun bir süre hellboy filmi izleyemeyeceğiz. önümüzde bir kapı açılmış ama o kapıdan içeri giremiyoruz, kapı bizi kabul etmiyor gibi bir durum mevcut. bok gibi hissediyorum dün geceden beri ya.

    başta universal, ardından , del toro'ya yıllarca ayak diredikleri ve 120 milyon doları ateşlemedikleri için mutludur umarım. hellboy hayranlarının elindeyse, cehennem çocuğunun daş gibin çizgi roman külliyatı var. uzun vadede çok üzüleceklerini sanmıyorum. anlık hüznü atlatmak ise, biraz uzun sürebilir tabii.
    #152878 lake of the hell | 6 yıl önce
    0film