1. öncesi:



    Akşam yemeğinden sonra Antoine, Semion ve Sofia müzik odasına doğru yürümeye başladılar. Antoine, Semion’un koluna girmişti ve bu durum Sofia’nın daha önce hissetmediği bir şey hissetmesine sebep olmuştu. Babasının yerinde kendisinin olmasını mı istiyordu, yoksa birbirinden ayrı iki ülkenin iki generalinin birbirlerine bu kadar dostça davranması mı ilginç gelmişti bilemiyordu. Bir duygu karmaşası içindeydi. Antoine’ın konağına yerleşene kadar Paris onun için güzel kıyafetler, güzel yemekler, güzel evlerden oluşan bir şehirdi. Ama şimdi daha önce yaşamadığı ilginç duygularla iç içeydi. Bu duygu karmaşası kalbine oturuyor, ona ağır bir yük gibi geliyordu. Ama yine de elinden geldiğince hislerini belli etmemeye çalışıyordu.

    “İşte geldik general, biraz daha sabredin.” dedi Antoine müzik odasının kapısını açarken. Sofia, daha önce hiç görmediği bir manzarayla karşılaştı. Odanın bir ucunda klavsen duruyor, diğer ucunda ise bir yatak duruyordu. Odanın duvarlarının dörtte ikisini bir duvarlık kaplıyor ve bir duvarın hem üstünde hem de dibinde çeşit çeşit enstrümanlar duruyordu. Ayrıca konuklar için de üç koltuk ve bir kanepe yer almaktaydı. Antoine, Semion’un kanepeye uzanmasına yardım etti. Sofia da babasının yattığı kanepenin yanındaki koltuğa oturdu. Antoine bir dolaptan şarap şişesi çıkarttı ve doldurup konuklarına ikram etti. Ardından klavsenin başına oturup Louis Marchand’ın bestelerinden birisini çalmaya başladı. Hem müziğin hem de şarabın verdiği dinginlikle Semion uykuya daldı. Her ne kadar bir general olsa da, yabancı bir ülkede yaşadığı macera onu yormuştu.

    Sofia ise gözlerini Antoine’da alamıyordu. Sanki hayallerindeki erkek Antoine’dı. Ama bir yandan da ona karşı olan hislerini çok belli etmemeye çalışıyordu. Sonuçta er ya da geç babasıla birlike Rusya’ya dönecekti. Hem kalbi hem de aklı çok yorgun düştü. O da babası gibi oturduğu yerde uyuya kaldı. Antoine, Klavsen çalmayı bırakıp, sessizce odadan ayrıldı. Hizmetçilere misafirlerin üzerlerine bir şeyler örtmelerini ve onları uyandırmamalarını emretti.
    #148207 jean baptiste de la rose et la croix | 6 yıl önce (  6 yıl önce)
    0anket