bir süre önce türkiye'de çekilmiş distopya filmleri var mı diye mini bir araştırma yapmıştım. Neredeyse yok gibiydi. Türk distopya filmleri başlığının altına sıralanacak filmler o denli azdı ki sonrasında bunun nedenini sorgulamaya başladım. Son 20 yıldır yaşanılan gündem olaylarıyla inanılmaz distopik hikâyeler çıkardı.
İstanbul modern sinema'nın güncen programını gördüğümde Orçun Behram'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Bina'yı gördüm. Künyesine baktığımda tür kısmına korku/gerilim yazılıydı. Ancak filmin açıklama metninde ise distopya bir film diye altınız çiziyordu. Çevrimiçi ve ücretsiz olmasıyla filmi merakla izlemeye başladım.
2019'da gösterime girmiş 1 saat 55 dakikalık türk yapımı Orçun behram filmidir. Senaryosunun Orçun behram'a ait olduğu filmin yönetmenliğini de yapar. Film ana karakterinde mehmet vardır. 80'li dönemlerin politik ve siyasi atmosferini hissedeceğim bina'da, günümüze daha yakın olduğumuzu hissettiriyor aslında. Sadece 80 dönemiyle çizili kalmıyor. Olay örgüsü dar olduğu için hikâye dağılmıyor. Tek bir apartman etrafında belediye görevlisinin anten takmasıyla gelişiyor her şey.
Filmin ilk dakikalarında merakı diri tutuyor. Bir antenin binayı nasıl hükmedeceğini merakla bekliyorsun. Gelişen süreçte aklı tırmalayan sahneler olsa da bu pürüzlüklerin biraz olsun filmi rahatlattığını fark ediyorsun. Karakterler arası diyaloglar çok az. Gerilimi tırmalayan müzikler sürekli kulaklarda uğulduyor. Gerçekliği içselleştirdiği sahneler ile korku/gerilim çizgisinden biraz sıyrılıp distopyaya kayıyor. Filmi bitirdiğimde baştan sona sadece distopya olsaydı dediğim oldu. Filmin daha anlaşılır kılmasına yardımcı olan orçun behram'ın açılımını izleyebilirsiniz. Ayrıca medya ve kültürel çalışmalar dergisinde yayımlanan röportajını da okumanızı isterim. son olarak istanbul modern sinema'nın gösterimden sonra gerçekleştirdiği söyleşiyi de eklemeliyim.
Katıldığı festivallerden ödülle dönen ve hâlen çevrimiçi olarak gösterimlere girmeye devam eden filmi temelinde var olan medya-politika ilişkisini korkuya giydirerek filme taşımış. Günümüzde yaşanılan yasaklanmalarla birlikte artan baskının politik bir söylemi aslında Bina. Kimi sahneleri çok beğendim. Kimi sahnelerde ise acaba dediğim oldu. Türkiye'de böylesine bir filmi çekerek distopik yol açtığı için sinema tarihi açısından değerli bir katkı olarak görüyorum.
Artık bir tık daha ötesine taşıyacak filmlerin var olmasının vakti geldi. Ayrıca orçun behram'ın yeni uzun metrajlı filmi de yakında gelecek. Bir zombi aşk hikâyesini anlattığı cenaze filmini de merak ediyorum açıkçası.