Erkeğin ayağını yıkamakla sırtını keselemek arasında bir fark görmüyorum. Belki de eskiden annem de babamın ayağını yıkadığı için hiç yabancı bir sahne değil. Yorgunluktan ayakları ağrıyan eski erkek arkadaşıma önermiştim, meğer masajlı bir ayak küveti varmış. Köylü müsün canım sen demişti. Eee bakarsan hiç köyde yaşamamış olsam da bir şekilde köyde büyümüş anne babanın çocuğuyum. Başı ağrıyınca başına masaj yaptıran, banyoya sırtımı keseler misin diye çağıran adam iş ayağa gelince garipsiyor, küçümsüyor.
Bir daha da kimselere önermedim, önermem. Herkes eğilip kendi ayağını yıkasın..
yüzyıllardır süregelen kadın erkek eşitliği zırvası bu gibi kültürel güzelliklerimizi baltalamıştır. sanki kadın erkek eşitliğinin önündeki tek engel ayak yıkanmasıdır.
hem fantezik hem ruhsal devinim hem eşler arasındaki samimiyet, saygı ve en önemlisi erotizmi kamçılayan bu kırbaç görevini üstlenen çift taraflı doping bu yıllarda halk tarafından haz alma işlevinden çok erkeğin kadını aşağıladığı bir eylem olarak görülmüştür. halbuki nasıl bu toplumda hala oral seks tartışma konusuysa bunun yanlışlık bir payı yoksa bu da son derece önemli bir hazdır.
son yıllarda köle fantezizmi bu kadar gündemdeyken ve bunlar son derece uygulanabilir gözükürken feministlerin bu kadar masumane bir eylem karşısında bir komodo ejderi çığırtkanlığıyla topluma saldırması ve bu durumdan rahatsız olmaları timsah gözyaşlarından başka bir şey değildir.
sosyal mesaj: leğende başlayıp küvette bitecek bu yanardağ etkisinden mahrum kalmayın.