kafes yumurtaları sattığı için kafessiz türkiye girişiminin çok güçlü ve başarılı bir kampanya ile yüklendiği firma.
bilmeyenlenler için: kafes yumurtacılığı hayvancılığın en acımasız biçimidir. bu hayvancılık metoduna karşı çıkmak için vegan ya da vejetaryan olmak gerekmez. insani hassasiyetleri olan birisi bu tarz yoğun bir kötülüğü onaylamaz.
kafessiz türkiye'nin çabalarıyla pek çok büyük firma kafes yumurtalarını marketlerinden çıkarmayı taahhüt etmiş ama migros hala ayak diriyor.
imza kampanyasına katıldıktan sonra açılan linkte migrosun iletişim maili var, oraya da yazabilirsiniz. ben attığım mailde kafes yumurtalarını kaldırdıklarını açıklayana kadar migros'un bütün ürünlerini boykot edeceğimi söyledim.
ismini "mi" (yarı) ve "gros" (toptan) kelimelerinden alan marka.
sebebiyse fiyatlarının perakende ve toptan satış arasında bir yerlerde olmasıymış.
türkiye'deki migros türk şirketi, bu şirketten ayrılarak bağımsız bir şirkete dönüşmüştür. haliyle türkiye'deki migros'un, isvçre ile pek alakası yoktur.
her yerde şubelerinin olmadığı zamanlarda migros kamyonları vardı. mahalle mahalle gezip satış yaparlardı. bir de yetmişli yıllarda solcu gençler bu kamyonları kaçırıp içindekileri fakir mahallelere götürüp dağıtırlardı. robin hood'dan esinlenmiş bir şeydi sanırım.
90 li yıllarda bir çok küçük isletmeyi, mahalle bakkalini iflas ettiren, turk insanının tüketim alışkanlıklarını degistiren market zinciri.
Kuruluşunun ilk yıllarında cok yaygın olmadığı için o kadar da etki alanı büyük degildi. Fakat 90larda yayginlasmaya başlayınca etki alani da büyüdü. Her ilde her mahallede illa ki bakkal, manav, market ne varsa etkiledi.
Insanlarin tüketim alışkanlıklarıni degistirmek amaciyla yillarca kanal 6 da supermarket isimli bir yarisma programi yayinlanmasi icin yüklü miktarda paralar ödedi. Yaşı tutanlar hatırlar, yarışma mantığında yarışan kişi belirli bir sürede market arabasını dolduruyordu, en çok dolduran kazanıyordu falan. Eskiden ihtiyacı olanini gidip alan insanlar artik fazla fazla alma gibi bir şey gördü öğrendi.
Bu yönüyle dusununce protestoyu yıllar önce hak eden kuruluş.
Fakat diger taraftan, Türk tarihinin gördüğü en kanlı savaş olan Çanakkale Zaferi için yapılması planlanan abide için gerekli para toplanamayinca, o dönem elini taşın altına koyup para toplanmasinda milliyet gazetesi ile birlikte en çok efor harcamislar.
Bu yönüyle bakınca da takdir ve övgüyü sonuna kadar hak eden bir kuruluş.
Edit: gecenin bu vakti yazınca böyle oluyor. O kadar anlatıp sonucu baglamamisim. Sonuc; bu tarz eski kuruluslari, markaları degerlendirirken bugünü değil geçmişi de düşünmek lazım. Bugünün yöneticisi vs saçmalıyor olabilir bu kuruluşun itibarına halel getirmez
tuncay özilhan denilen insanın anadolu grubu yönetim kurulu başkanı olduğunu unutanların alışveriş yapmaya devam ettiği market zinciri.
efes boykotu başlayalı neredeyse 2 ay oldu ama çoktan unutuldu. ben alışveriş yapacak market bulamıyorum, kimsenin umurunda değil. bazen gerçekten de "bu bok çukurunda itiraz etmeden, ses çıkarmadan, bir şeylere karşı çıkmadan yaşamak hepimize müstehak" diye düşünmekten kendimi alamıyorum. sonra da tam bir tatlı su hümanisti olduğumu tekrar tekrar hatırlayıp kendime küfrediyorum.
bokumuzda boğulmak için bile çok geç kalmış olabiliriz. evde bira yapıp içenlerin vergi vermemesi kanına dokunan, bu şikayetini de yetkililerle paylaşmış bir insan evladının sahibi olduğu zincirden alışveriş yapmamak, efes ürünleri tüketmemek bu kadar zor olmamalı.
- "sen mi kurtarıcan ülkeyi?" + evet, bi' ben kurtarıcam.