kahve çekirdeklerinin arasındaki farkı çok anlayamıyorum. anladığını iddia edenler varsa, özel orandaki kahve çekirdeklerinden yapılan kahvelerini (göt kadar espresso'da misal %70 guetemala, %30 honolulu gibi) özel yapım fincanlarda içebilecekleri, yapabilecekleri bir konsept yaratmış starbucks. fiyatlarda biraz daha yüksek.
peppermint mocha veya chai tea latte içmek için gittiğim kahve dükkanı. kahve dükkanları arasında türkiye standartlarının üzerinde. gelip dikilen garson yok. bağırarak konuşan insanlar yok. rahatsızlık duymadan oturulabilecek, ofis olarak da kullanılabilecek bir mekan. konsept güzel.
zamanında amerikada bir uyanığın, mekanın vermiş olduğu kartlardan 365 tane alıp, her birine ayrı doğum tarihi girip sonra da her gün başka bir kartla "doğum gününüzde kahve bedava" promosyonunun bokunu çıkardığı ve gazetelere bile haber olduğu kahve zinciri.
Kuzey amerika'da 400 şube kapatacak önümüzdeki 1.5 yılda. Sonra 300 yeni "oturmasız" şube açacakmış. Biraz küçülüyor, biraz da format değiştiriyor galiba.
Türkiye'de de yemek kartlarını kabul etmeyi durdurmuş. Karşığını almakta onlar da zorlanıyor demek ki. Küçülmeye işaret eder mi izlemedim.
starbucks logolu kahve bardağı kılığına giren birine ''you must have gotten roasted too hard for becoming a cup of starbucks coffee.'' şeklinde acımasız bir şaka yapmak istediğim kahveci zinciri.
Kömürü toz haline getirip demlesem starbucks kahvesinden farksız olur çünkü.
kahveleri pek de iyi olmayan, bir dönem elinde boş bardaklarıyla dahi dolaşmanın sözüm ona prestij sembolü sayıldığı, şube sayılarına göre güzel ülkemin avrupa'da ikinci sırada bulunduğu kahve zinciri markası.
bir artısı olmayan markadır.nedense sabahları ellerinde kahve ile kıtalar arası yolculuk yapanlara rast gelmişimdir.ne oluyor yani bu durum anlamış değilim.
özünde bir iki çeşit olan kahveyi allayıp pullayıp çeşitli kombinasyonlarla sunan kahvehane.
bir kahve ile akşama kadar oturulabilmesi gözümde o mekanı emekli amca kahvehanesinden farksız kılıyor.
Ayrıca ezik bir vatandaş olarak aşağıdakileri yapınca neden elit olunduğunu çözebilmiş değilim: - Starbucks'a gitmek - apple ürünlerini kullanmak - vw sahibi olmak
genelde müşterisi olan güruhu sevmediğim kafe. zaten dikkatli bakınca her şey maliyetten kaçmak üzerine kurulu. self servis ile garson masrafından kaçıyorlar. tek kullanımlık bardak kullanıyorlar, bulaşıkçı masrafıdan kaçıyorlar. ama amerikalı ya, günümüz ergenleri çok bir şey sanıyor. artık sırf hava atmak için gidilen bir yer oldu kahvesinden çok. kahvesini beğendiği için gidene lafım yok, ama sırf hava için ülkeden daha çok para kaçırmaya gerek yok. sırf hava için gelenlere diyorum: "yallah kahve dünyası'na"
bir bardak kahveye, tadı her ne kadar güzel olsa da, fazla fazla para kitleyen; gidenlerin gitmeyenlere oranla kendilerini daha elit hissettiği kahveci.
filtre kahve yapmayı bir türlü beceremeyen kahve zinciri. yurt dışındakileri bilmem ama en azından türkiye'de yapamıyorlar arkadaş. hangi kahve olursa olsun gereksiz bir acılık var. aynı kahveyi alıp evde yapıyorum içimi gayet güzel oluyor. ya bunların servis ettiği kahveler bayat ya da servis edilen kahveyi ekstra bir kavuruyorlar çözemedim. en iyisi evde yapıp termosla yanında gezdirmek.
Tükanlarına sadece tuvaleti kullanmak için bir kez girdiğim amerikalı girişimci Howard Schultz markası. Aynı zamanda Türkiye'de bazı kesimlerce statü sembolü haline gelmiş marka. O bardak elde taşınacak, sağda solda görüntü veeilecek!... Bir de bunların her lafta emperyalist güçler diye diye amerika'ya giydiren, ülkesini çok seven(!) solcu türleri var ki en iyisi onlara hiç girmeyim.
Konudan bağımsız ama eklemeden geçemedim- Schultz şimdilerde kahve satmaktan emekliye ayrılıp trump'a rakip olma işleri ile meşgul.