Zamanında " önce süt mü konmalı çay mı?" Tartışmasıyla üzerinde güneş batmayan imparatorluğu kitlemiş içecek.
Bizim "soğanlı mı soğansız mı?" Anketinin birkaç beden büyüğü. Orwell 1946'da " a nice cup of tea" diye bir yazı yaziyor ve topa saraya kadar kim varsa giriyor. Avrupa'nın kalanında önce çay koyulduğu için iş, ingilizliliğin anlamına kadar gidiyor.
Bu konuda bilimsel çalışmalar da var ama oyun büyük. Resim büyük. Kime güveneceksin?
ingilizler içer sütlü çay. batı dünyasında çay kültürü ilk olarak ingilizler tarafından benimsendi. sömürgeleri yoluyla istedikleri kadar çay elde edebiliyorlardı. buna karşılık çaya katılan şeker herkesin erişemeyeceği lüks bir malzemeydi. süt ve içinde bulunan süt şekeri* çayın burukluğunu azaltan hafifleten bir şey ve süt herkesin erişebildiği bir şeydi. bir de erken dönem çay fincanlarının doğrudan yüksek ısıda çay ile temas ettiğinde çatladıkları bu nedenle fincana önce biraz soğuk süt koyup sonra üstüne çay eklediklerine dair bir söylenti var. soğuk su da aynı işi görür. süt olayını açıklamıyor bu. bazen çayıma süt katıyorum. hoşuma gidiyor. kimi zaman da bir dilim limon atıyorum. o da hoşuma gidiyor.
kendimizi ingiliz hissetmek istediğimiz zaman içtiğimiz sıcak içecek, sonbahara pek yakışır. kendimizi hintli gibi hissetmek istediğimizde buna bir de baharat eklemek lazım ki onu karışımını hazır almadan denemedik.
İngilizler, fincanda içmeden önce, küçük parmakları havada bir şekilde kaşığı tutarak karıştırıp, sonrasında çın çın çın kaşığı fincana hafifçe vurmasıyla, içiliş şeklinin de tadı kadar ne kadar karizma olduğunu bize gösterdikleri çay şeysidir işte (: benim aklıma ilk kraliçe elizabeth ve sting geliyor hep :)
Bana verilen tarife göre; çaydanlığın dibinde 1-2saat kalan içlemeyecek kadar acımış çay var yaa, onu bir kupanın içine serçe parmak kadar koyuyorsunuz. Geri kalanını sıcak sütle tamamlıyorsunuz. (Ya da beni kandırmış olabilirler). Denedim, fena da değildi.
İngilizlerle özdeşleşmiş olsa da aslında yalnızca britanya adasına özgü bir çay tüketme alışkanlığı değil. Dünya genelinde pek çok kültürde karşılaşılabiliyor sütlü çayla. İspanya'da da çoğu Café çayı sütle servis eder. Bizim Karadeniz çayından daha koyu bir çay tercih ediliyor sütlü çay için. En önemli özelliği bu.
aslında çok güzel tadı, dokusu ve içimi olan karışımdır. fakat bizim ülkemizde oldukça az bilinir ve içenlerin çoğu da bunu yanlış hazırlar.
geçen sene canan karatay'ın çok enteresan bir çıkışı olmuştu. çaya şeker yerine tereyağı katıp için diye. epey bir tartışıldı capsler falan sağlam malzeme çıktı. aslında anadoluyu, damak tadımızın zenginliğinin izlerini arayarak gezerseniz, iki üç kuşak öncesinde çokta yaygın bir durum olduğunu göreceksiniz.
gelelim yanlış tüketilmesine; bu karışımdaki ana madde çay ve süt/süt tozu olarak karşımıza çıkıyor. ancak kullanılan çay bizim karadeniz çayından farklı. ingilizler bu karışımı early grey dedikleri bergamot ağırlıklı çay ile yaparlar. örneğin; Twinings marka çay ile gayet güzel gider.
Sri Lanka bildiğiniz gibi dünya'nın en çok çay ihraç eden ülkesi ve hindistan'ın güneyinde yer alır. bizim kaçak çay dediğimiz ya da seylan çayı dediğimiz çayın da menşei burasıdır. 1972 yılından önce ülkenin adı Seylan'dı ve çay da adını buradan alıyor. tadını zaten hepiniz biliyorsunuzdur. daha aromatik ve bizim usül ile demlerseniz daha acı olur. Nil nehrine kıyısı olan mısır, sudan, yemen, cibuti, suudi arabistan gibi ülkelere de muhtemelen liman ticareti vasıtasıyla ulaşmıştır. özellikle sudan'da epey yaygındır. gittiğiniz otellerde bile demlik poşetin yanında muhakkak süt tozu paketini koymayı ihmal etmezler.
benim tavsiyem; ingiliz çayı (bergamot aromalı) ile süt ya da seylan çayı ile süt tozu olarak tüketilmesi.