adını 1944 yılında ilk çıktığı yer olan kırım ve 1969’da ilk yayıldığı yer olan kongo’dan almış. aşısı olmadığı için dünyanın en tehlikeli hastalıklarından biridir. şu anda tüm dünyada görülse de, ağırlıklı olarak asya’da bulunur. türkiye’de de ilk 2002 yılında görülmüş. İlk kez Tokat ili ve civarında dikkatleri çeken Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakaları çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşır ve bahar aylarında görülür.
insanlara virüsü taşıyan kenelerden bulaşır. karaciğerin büyümesi, ateş, kas ağrısı ve kusma semptomlarından sonraki birkaç gün içinde, gözlerde ve yüzde kızarıklık, göğüste noktasal kanamalar, vücutta yaygın cilt altı kanamaları, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan bulunması gibi ciddi kanama bozukluğu belirtileri taşıyan hastalığın ölüm oranı %40 civarındadır.
türkiye'de kelkit çayı vadisi üzerinde görüldü ilk defa diye biliyorum, kelkitte demiyorum. oralarda 4 yıl çalıştım, hiç hastasına şahit olmadım ama 2 tane hastalığa yakalanan olmuş etrafımda, bi tanesini anlatayım. bu hastalanan bi çocuk, 14-15 yaşlarında. vücudundan keneyi koparıp atıyor, sonra okula gidiyor, sonra okul adına ilde koşuya gidiyor koşuyor falan, ilde bi kusuyor, hocalar doktora götürüyor bişey demiyor çocuk. bölge koşusuna gidiyor orda da kusuyor bu defa koşmadan, doktora götürüyorlar anlatmıyor, sonunda doktor devasa bi iğne çıkarıp zorlayınca çocuk kene kopardığını itiraf ediyor. çocuk trabzon'a gitti, 2 ay kadar kaldı, anlatılana göre bikaç defa kanı değişmiş. döndüğünde hafif kilo almış ve yanakları şişmişti.
her kenede bu hastalık bulunmaz, özel bi türde var. bu kene de daha çok yaylayı, kurak iklimi sever. hayvan olarak da daha çok ineklerde var. kırsala çıktığınızda paçaları çoraba sokun, açık renk kıyafet giyin( bunla ilgili bazıları açık rengi kene görmüyor diyor, bazıları da açık renkte siz keneyi daha kolay görürsünüz ondan diyor), böcek kovucular da kullanılabilir(off, sinkov falan). önceden keneyi ellemeyin diyorlardı, şimdi usulüne uygun çıkarın diyorlar. usulü de şu, keneyi özel aparatla veya uygun bi cımbızla kafasından yakalayıp çivi söker gibi sağa sola çevirip çekmek. keneyi rahatsız edip, kolonya döküp, sigara dokundurup vs. kaçırmayın yoksa ağzındaki virüslü maddeleri kusarak kaçıyormuş. kene çıkartma kartları da var. o da biraz çekiçlerin çivi çıkarma kısmına benziyor, onunla çekip çıkartıyorlar. yalnız kenenin kafası deride kalmasın, kopmasın...