-
garth ennis tarafından yazılmış ve darick robertson tarafından tasarlanıp resimlendirilmiş bir Amerikan çizgi roman dizisidir. temmuz 2019 itibariyle amazon prime tarafından 8 bölümlük birinci sezonu ile dizi olarak yorumlanmış ve izleyicinin beğenisine sunulmuştur.
süper kahraman odaklı diziler netflix elinden çıkma marvel cinematic universe dizileri ile bir dönem domine edilse de the boys, çizdiği net anti-kahraman yapısı ile piyasadaki diğer süper kahraman çizgi romanlarından veya dizilerinden ayrılmakta. hem çizgi roman hem de dizi şiddetin, cinselliğin ve kişisel çıkarlara dayalı bir dünya düzeninin, kafamıza çekiçle vurulurcasına gözümüze sokulduğu bir yapıya sahip.
aslında the boys, "süper kahramanlar gerçek olsaydı dünya nasıl olurdu" sorusunun gerçeğe en yakın cevaplarından birisi.
the boys, dc comics evreninden çıkan justice league of america karakterlerinin ve serisinin gerçekçi bir parodisi gibi durmakta. dc comics ne kadar süper-kahraman kurallarına bağlı bir evrende hareket ediyorsa, the boys da aynı oranda gerçekçi bir dünyada hareket ediyor. the boys'un dünyasında süper kahramanlar bir şirket oluşumu içerisinde hareket eden, çıkarlara göre hizmet sunan, gülümserken bir yandan da "s.kik sıradan insanlar" diye mırıldanan süper-kahramanların dünyasını anlatıyor.
diziden biraz bahsetmek gerekirse:
-- spoiler --
a-train, süper-hız sahibi bir kahramandır ve the seven olarak bilinen süper-kahramanlar takımının gözde üyelerinden birisidir. bir sebepten ötürü, hikayenin baş rolündeki gencimiz hughie campbell'ın sevgilisi robin'e çarparak, kızın tamamen parçalanmasına ve ölmesine sebebiyet verir. yaşanan bu hadisenin medyada "sıradan bir hata" olarak yer alması ve üzerinin kapatılmaya çalışması hughie campbell'a bir darbe daha indirirken, billy butcher olarak anılan ve eski işi süper-kahramanları gözetlemek olan bir eski-cia ajanı ile tanışması sonrasında hayatının gidişatı değişir. hughie campbell, billy butcher ve onun diğer dostları ile bir araya gelerek oluşturduğu "the boys" isimli, süper-kahramanlardan hesap sormayı hedefleyen bir oluşumun içinde bulur kendisini.
hikaye temel olarak bu şekilde başlamakta. billy butcher ve hughie campbell, hikayenin omurgasını oluşturan karakterlerken the seven içerisinde yer alan süper-kahramanlar ve diğer the boys karakterleri konunun işleyişi bakımından özel yerlere sahip olarak hikayeye eklemleniyorlar. çizgi romanda daha detaylı ve the boys'un daha eski dönemlerinden itibaren hikaye ele alınıyor olsa da, dizi bakımından hikayenin başlangıcı ve ilerleyişi, sekiz bölümlük bir sezon için oldukça iyi işlenmiş durumda. sekiz bölümü de bitirdiğiniz taktirde, size sunulan hikaye içerisinde ana soru işaretlerinin hemen hemen hepsi cevap bulmuş oluyor.
hikayenin alt metinleri de oldukça iyi ele alınmış durumda. the seven'ın amerikan rüyası olarak betimlenen justice league of america'nın tam anti-kahraman versiyonu olması, gerçekçi yaklaşımla ele alınması ve karakterlerin detayları ile günümüz amerikan kapitalizminin her bir kolunun üstü kapalı olarak işlenmesi çok başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş. kaptalist şirketler - medya - din - politika - savunma sanayi - terörizm - sıradan toplum gibi kolların nasıl da birbirine bağlı olduğunu ve birbirine muhtaç kalacak şekilde eklemlenerek hayatlarına devam ettiğini the seven'ın ve ona sahip olan firmanın işleyişi sırasında net bir şekilde görebiliyorsunuz.
-- spoiler --
oyunculuk açısından karl urban, billy butcher rolüyle "butcher" isminin hakkını sonuna kadar vermekte. hughie campbell'ı canlandıran jack quaid'in de ondan aşağı kalır yok diyebilirim. ayrıca homelander karakterini canlandıran antony starr'a da ayrıca dikkat çekmek gerekli -ki adam homelander karakterinin o tekinsiz havasını size yüzde yüz hissettiriyor izlerken. görüntü kalitesi, dizinin amazon prime elinden çıktığını hissettirecek kadar güzel. gerçekçi ve ciddi anti-kahraman çizgi roman havasını diziyi izlerken hissedebilirsiniz.
eğer her şeye kadir karakterlerin yer aldığı süper kahraman film/dizilerinden bıktıysanız ve alternatif arıyorsanız mutlaka izlemeniz gereken bir dizi the boys. -
@the ancient one the boys/#155139'nolu girdisinde yazacaklarımı hali hazırda yazdığı için, gereksiz bilgi vermemek adına onun girdisine ek birkaç şey yazmak isterim.
Bu dizide benim dikkatimi çeken asıl olay, muhafazakar amerikan kültürünü çok iyi bir şekilde eleştirmeleri oldu. ancak bu eleştirinin asıl odak noktası ise mutlak gücün ve paranın insanları nasıl yozlaştırdığı ve toplumsal değerlerin, şahsi çıkarlar için çok kolay bir şekilde çiğnendiğini. Bu eleştiriyi yaparken de süper kahramanları kullanmaları mesajın yerine daha net ulaşmasını sağlıyor. yozlaşmamak için erdemli bir hayat sürülmesi gerektiğini ve gücün sınırlandırılması gerektiğini de içindeki küçük detaylar ile insanlara belli ediyor.
Yani dizi esasında yozlaşmış süper kahramanlar ile onlarla mücadele eden bir grup sıradan insanın hikayesini anlatıyor. buradaki süper kahramanları devletlere, şirketlere ya da başka güçlü örgütlere ya da tüzel kişilerle bağdaştırabilirsiniz, sıradan insanları ise söylemeye gerek dahi duymuyorum. -
1. sezonu yeni bitirdim. gelsin 2. sezon.
çizgi romanı yine okumadım tabi. süper kahraman filmi seviyorum ben, çizgi roman kültürüm zayıf.
süper kahraman dedim ama bu dizi biraz ezber bozan bi dizi. kahramanlarımız anti kahraman. gerçek kahramanlar bizim çocuklar (the boys).
efenim bu dizide süper güçlere sahip olmanın aslında çok da süper bişi olmadığını görüyoruz. hepsi problemli tipler. belki aralarında ilk zamanlarda "dünyayı kurtaracağım" idealiyle yola çıkmış olanlar olsa da onların da zaman içinde nasıl dejenere olduklarını, nasıl asimile edildiklerini, sistemin onları nasıl içine çektiğini, lanet olası düzene ayak uydurmak zorunda kalışlarını, kendi çıkarlarını ön planda tutmaları gerektiğini öğrendiklerini, "save the world" idealinin bir palavradan ibaret olduğunu izliyoruz. tabi bir de bu kurtlar sofrasına daha yeni adım atmış olup, hala saf ve temiz kalabilmiş olan süper güç sahibi kahramanımız da yok değil.
iş bu girdinin sübliminal mesajı: kahrolsun kapitalizm!
dizinin alenen verdiği mesaj: dc comics süper kahramanlarıyla dalga geçiyoruz.
bi eşleştirme yapalım:
superman = homelander
queen maeve = wonder woman
a-train = the flash
the deep = aquaman
black noir = kimdir, nedir, ne iş yapar tam bir muamma olmakla birlikte dc comics karşılığı azcık ucundan batman olabülüp.
bakalım the boys çetesi, gücü kötüye kullanan kahramanların karşısında dik durmaya devam edebilecek mi ilerleyen bölümlerde.
en sevdiğim karakterler ve onların en sevdiğim özelliği:
butcher'ın ingiliz aksanı
frenchie'nin fransız aksanı ve serseri karizması
daha yazamadım, 2 taneymiş.
diğer karakterler de gayet sağlam ve sırıtmayan tipler. dizide çok eleştirecek bir yan bulamadım. gayet keyifle izlenen, konusu akıcı ilerleyen, sıkmayan bir dizi. eğlenceli tipler, şakalar, komiklikler... izlemenizi tavsiye ederim. -
Sırf kadroda Karl Urban var diye izlemeye başlamıştım bu diziyi. İyi ki izlemişim, dedim bitirdikten sonra. Pek bi beğendim. Dizide benim sevdiğim şey ise kimsenin sütten çıkmış ak kaşık olmamasıydı. En iyi dediğim eleman bile neler neler yaptı, o derece. 2. Sezon gelecek deniyor. Gelsin. Son olarak;
-well well well, if it aint the invisible c*nt. -
İzlediğim en iyi süperkahraman dizisi. Açık ara. -
2. sezonu ile geri dönmüş amazon prime dizisi. mutlu etmiştir.
s2e1 müzikleri çok efsane! -
Umduğumun çok ötesinde, kaliteli bir iş çıktı. Ufak bir boşlukta sikko bir hale dönüp smallvile'e bağlayabilecek senaryo ve hikaye alegorik anlatımıyla sağlam gidiyor izlediğim ilk 5 bölümde. Oyuncular da iyi açıkçası, Karl urban dizinin ağır topu olmuş kapsama alanıyla. -
üçüncü sezona ait fragmanı yayınlanmış süper-düper dizi.
youtube zımbırtısı: THE BOYS Season 3 Teaser Trailer (2022) -
3. sezonu bence olmamış dizi. bu diziyi çok güzel yapan detay amerika toplumunu ve sistemini çok güzel bir dille eleştiriyor olmasıydı. son sezon ile beraber bu eleştiriden iyice uzaklaşmış ve yozlaşmış süper kahraman teması olmasa baştan aşşağıya klişe bir hikaye izleyecektik. karakterlerin ana motivasyonları kayboldu ve kendi kişiliklerine uygun olmayan işler yapıp kendileriyle çelişmeye başladırlar. çok yeri atlaya atlaya ancak homelander rolüyle bizleri ekran başında gerim gerim geren anthony star'ın yüzü suyu hörmetine izledim. umarım 4. sezonda bu yanlıştan geri dönerler. -
Sadece gelmiş geçmiş en iyi süperkahraman dizisi değildir bütün süperkahraman filmlerinden daha iyidir. Belki Watchmen ile son düzlüğe kafa kafaya girerler ama geri kalan hiçbir iş yanına yaklaşamaz. Öyle bir dizi ki her karakter ama her karater ince ince işlenmiş ve hiçbiri ne siyah ne beyaz çoğu iyi ama kötü şeyler yapmak zorunda kalan, kötü ama içinde iyilik de olan karakterler buna yan başka dizide yan karakter diye üzerinde durulmayacak deli sekreter karı dahil. Butcher'a bir an adam ne iyi niyetli lan üvey evladını, karısını öldüren bebeyi kendi oğluymuş gibi seviyor baba gibi baba bunu kim yapar diye alkışlarken daha alkış bitmeden Hughie'ye büyük ayıp ediyor anasına sövdürüyor. Hughie efendi, beta erkek, temiz insan imajı çizerken aynı zamanda öldürmek gerekiyorsa öldürürüz aga moduna girebiliyor. Black Noir zaten inanılmaz bi karakter buraya 700 satır yazarım başlarsam. Anthony Starr Homelander'ı öyle canlandırmış ki Homelander filmi yapılmazsa ben bir şey bilmiyoum akıl almaz bir villain. Bence çok çok net bir şekilde Agent Smith'ten ve belki Anton Chigurh'tan sonra dizi+film tarihinde yazılmış en özel villain olmuş. Çok özel yani oyunculuğunun yanında o kadar katmanlı bir karakter ki yazanı da oynayanı da alnında öpüyorum.
Bu dizi önümüzdeki sezonlarda sıçmazsa dünya kültür mirası olarak değerlendirilmeli korunmalı oyunculara madalya falan verin mk. -
Tarihin en iyi superhero dizisi. Oi cunt! Bu arada yeni katılan mor simsek atan ırkçı kızın umarim götünde bomba patlatırlar mk kaşarı seni.