tarihinin en büyüleyici kadınlarından biri. zamanının ötesinde, rönesans'tan yüzyıllar önce yaşamış bir rönesans ruhu, modern bilimin doğuşundan önceki bilimsel öncü, opera,ekoloji tarihinin ilk dilinin kurucusu. bir ortaçağ rahibesi ve (bkz: seksolog). bilgisinin erişebildiği ölçüde sanatın ve bilimin tüm dallarına uzandı ve yorumladı: şiir, resim, tıp, felsefe, teoloji... elbette küçüklüğünden beri ve hayatı boyunca ona eşlik eden tasavvufi bir vizyonla... kadın cinselliğini cesurca bir yaklaşımla açıklamaya çalıştı ve hatta kadın orgazmını (bkz: sinirbilim) yaklaşımı altında tarif etti .
onun için seks günah değildi, güzel ve tutkulu bir kavramdı. kadınların pasif rolünü reddetmeye başlamalarıyla beraber daha da ileri giderek kadının da zevk aldığını açıklamak için çalışmalar yaptı. çalışmalarının birçoğunda cinsellik konusuna değinmesine rağmen (bkz: causae et curae) adlı kitabında, cinsellik hakkındaki tüm teorilerini derinlemesine geliştirdi. kadın vajinası üzerinde sembolik bir aristotalesçi evrenin tanımı yaptı.
erkeklerin cinselliği hakkında, ortaçağ literatüründe okunabilecek pejorative bakış açısından uzak, erkeklerin genital fonksiyonunun ve yapısının çok ayrıntılı, biyolojik bir tanımını yaptı. (bkz: asli günah) yorumlamasında da dönemine göre daha ılımlı ve insan doğası hakkında daha olumlu bir görüşe sahipti.
(bkz: aziz augustinus) için asli günah, tanrı'nın adem ve havva'ya verdiği ahlaki özgürlükten kaynaklanıyordu. üstelik daha sonra ilahiyatçılar, bu asli günahın içine düşmenin asıl nedenini, dişilde bulunan şehvet olarak açıkladılar ve doğrudan havva'yı suçlamakta tereddüt etmediler.
hildegard'ın yorumlamaları ise her zaman havva'nın suçluluğunu en aza indirgemek lehine olduğu için; adem ve havva'nın daha çok insansı bir görüşünü yansıtmaya çalıştı; asli günahı şeytan'ın suçu olarak tanımladı. kadınların haklarını ve özgürlüklerini şiddetle tavsiye savunması ise (bkz: protofeminizm) le açıklanabilir.
Lezbiyen miydi? nasıl görmek istersen... bazı araştırmacılar hildegard'ın net bir lezbiyen profile sahip olduğunu savunuyor. çünkü kadınlar için yazdığı yoğun erotizm içeren tutkulu şiirleri vardır. ayrıca tüm bunlar manastırlarda aşk ilişkilerinin nadir görülen bir fenomen olmadığının -çünkü ortaçağ'da aileleri tarafından manastır normlarına girmeye zorlanan birçok kadın vardı- kanıtıdır.
hildegard, kadını anlaması ve anlatmasıyla, asi doğası, farklı ve entelektüel birikim ve yaratılarıyla orta çağ'ın en etkileyici karakterlerinden biri olmuştur.
ortaçağ'ın bu olağanüstü figürünün yeniden hatırlanması ve anlaşılabilmesi için yalnızca günümüz katolik kilisesi tarafından değil, aydınlar tarafından da anlaşılmasını beklememiz gerekecek.
1098-1179 yılları arasında yaşamış olan benedikten rahibesi, yazar, filozof, mistik, besteci ve daha sayamayacağımız tonla ünvanı olan alman kadın.
kendi isteğiyle manastıra girdiği söylense de başka bir söylenceye göre de babasının politik işleri sebebiyle manastıra girmiştir. manastırda jutta isimli yaşlı bir kadınla çok yakın arkadaş olmuşlardır. jutta, hildegard'a okuma ve yazma öğretmiştir. ayrıca 10 telli bir arp çalmayı da yine jutta'dan öğrenmiştir. lakin notaları jutta değil de volmar adında birinin öğrettiği söyleniyor ki volmar da hildegard'ın takipçilerinden biriymiş.
kendisi, 3 yaşından bu yana gördüğü vizyonları sadece jutta'ya anlatsa da jutta vizyonlarını başkalarına da anlatması konusunda hildegard'ı yüreklendirmiştir. böylece vizyonlarını yazmaya başlamıştır.
kendisinin çalışmaları sadece din alanında sınırlı değildir. müzik, doğa bilimleri, tıp, eczacılık ve daha bir çok konuda çalışması vardır.
kendisinin ürettiği bir yapay dil ve yapay alfabe de mevcuttur. bunları ise çalışmalarının çalınmasını engellemek amacıyla yapmıştır.
işte böyle acayip dahi bir kadındır hildegard von bingen. helal olsun kendisine diyor ve bu girdimi de kendisinin ilahileri ile sona erdiriyorum.