1. isimli türdeşlerimin gazabından bir türlü kurtulamayan köpek türü.

    Sokakta başıboş dolaşan bir köpek, sokak köpeğidir; evsiz insan gibi düşünelim. hayvansever iyi yaşam koşulları sağlayacağım yalanıyla çeşitli kurumlara sorumluluk, hatta yükümlülükler tasarlayarak kanun çıkarmış. (bkz: ) ancak kanun sadece sokaktan hayvanların toplatılabilmesi konusunda tıkır tıkır işliyor, muhtemelen kalan kısmı fasa fiso.

    hayvan küpeliyse bu demek oluyor ki bu hayvan barınak tabir edilen 'ne alınmış, kısırlaştırılmış ve sokağa tekrar salınmış. küpeli ve sağlıklı bir hayvanı eğer saldırgan değilse doğal yaşam alanından -yani sokaktan- alamazsın demiş hayvansever . yani toplama yetkisi ancak saldırgan, küpesiz, sağlıksız hayvanları kapsıyor. yani aynı sokakta yaşayan lerin gürültü yapıyor, havlıyor, burada yaşıyor, korkuyorum şikayetleri muktedire toplama yetkisi vermiyor. yani rastgele toplanması, hangi sebeple alınırsa alınsın rehabilitasyonu tamamlanan hayvanın alındığı yere -yani evine- bırakılmaması gücünü kanundan alan bir uygulama değil.

    ormansu'nun yetki devriyle kaymakamlıklar bu denetlemeleri yapmak zorunda. barınakları, toplama ekiplerini, veterinerlik hizmetlerini, gönüllü çalışmaları vesaire.. ama ülkemizde insanların insana bile sevgisi, tahammülü kalmamış. kamu kurumları birer paravan olmanın ötesine bile geçemiyorlar. iş başa düşüyor bu sefer de bürokrasi önünü kesiyor hiç kimsenin olanlardan haberi yok. Belki de ilgilerini çekmiyor.

    Sokak hayvanlarını şikayet edip toplamalara güya haklı zemin oluşturmanız bu yanlışa ortak olmanız anlamına geliyor. küpeli hayvanları barınağa, konforlu(!) hapishanelere değil ormana yani ölüme salıyorlar, lütfen bunu unutmayın. -Ormanların durumunu da herkes biliyor-

    vahşi hayata uyum sağlayamayacak şekilde evcilleşmiş tonla sokak köpeği var. sokakta en azından çocuklar hayvanlarla dost olmayı öğreniyor, en azından karınları doyuyor temiz su buluyorlar. lütfen sokakta köpek görünce vurmayın. tekme atmayın. demir çubukla dövmeyin. selam verin. öpücük atın. havlayarak koşuyorsa üstünüze gel kızım deyin beğenmezse oğlum deyin. heyecanlanmıştır arkadaş geldi diye maalesef bizim dilimizi öğrenemediler, anca havlayabiliyorlar mazur görün. tekrar öpücük atın. yanağını sıkın. başını okşayın. kedi uyuyor rahatını bozmayayım diye hırka kesen, ölen serçe için taziyeye giden güzellikten bu hale nasıl geldik bi düşünün.

    kendimizden aciz olana muamelemiz gerçekte kim olduğumuzu gösterir. lütfen eşref-i mahlûkâta yakışanı yapın. başka türlü nazım'ın da dediği gibi "kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.."

    " af dile ulan benim arkadaşımdan. "
    1:34
    #161505 nimportequi | 5 yıl önce
    0hayvan 
  2. önce köpeklerin kendi sağlığı, ardından da toplum yaşantısı ve sağlığı için sokakta yaşamaması gereken hayvanlardır. sokakta başı boş köpeklerin dolaşması sadece bizim gibi orta doğu toplumlarında görülen bir olaydır.

    yoksa bunun gibi olaylar ile daha çok karşılaşacağız.
    #261306 kerem | 4 yıl önce
    5hayvan 
  3. bir sokak köpeğinin ortalama ömrü üç yıl. üç. bu ne demek? mevcut köpekler kısırlaştırılırsa, köpeklerin sokağa düşmesi engellenirse, bu sorun üç yılda ihmal edilebilir boyuta gelir demek.

    yazlıkta her sene köpeği oyuncak ya da bahçe mobilyası sanan öküzler köpek alıyor. karne hediyesi diye almış. bravo, hayvan sevgisini böyle öğreteceksin. canlıların heves geçene kadar tepilecek, şımarıklık objeleri olduğunu öğreterek. kendi kafasındaki doğa sevgisi de bu çünkü. bunlar "rahat yürüyemiyoruz" diye milli parklara daha fazla asfalt isyenler işte. kendi dışındaki herşey keyfinin nesnesi, yok olsun, o öyle seviyor.

    dönerken sokağa atıp gidiyorlar nerede hata yaptığını anlamayan garibanları. kasım dedin mi sürüler başlılıyor. yarısı aynı yıl telef oluyor. eve götürenlerin neredeyse hepsi seneye geldiğinde köpeksiz. kimbilir ne yaptı garibanı. barınağa verdim diye içini rahatlatan var.

    aslında basit adımları var:
    1- pet shoplarda kafes içinde köpek sergisinin ve satılmasının yasaklanması. lakin yetiştirme çiftliğinden ya da aileden bekleyip belgesini hazır eden, bunun için sıkıntıya giren insanların sokağa atma riski daha düşük

    2- hayvanları koruma kanununun sahiplere daha fazla sorumluluk yüklemesi. denetim ve ihbar sisteminin yükümlülüğe bağlanması

    3- şehirlerde, yetiştirme izni olmayan hayvan sahiplerine kısırlaştırma mecburiyeti. kısırlaştırma amelyatlarının ücretsiz hale getirilmesi.

    doğduğumdan beri sokak köpeği tartışılır. bin köpekten biri ısırsa olay olur, belediye zehirler, herkes konuşur. yirmi senede bu adımlar atılmadı. bu iş yedi kere çözülürdü.

    bu arada, büyük bir çöp problemi var. bu çözülmeden sokak hayvanlarının temizlenmesinin getireceği fare istilasını düşünmek bile istemiyorum.
    #167495 son kurtadam | 5 yıl önce
    0hayvan 
  4. nasıl ki, "sokak insanı" olmaması gereken bir şeyse; bu da en az onun kadar olmaması gereken bir kavramdır.

    mesela ben hiç "sokak ineği" de duymadım.

    besleyemeyeceksen almayacaksın da, o zaman da faşist oluyoruz işte...
    0hayvan 
  5. kimi zaman bakışlarından okunur bu hayvanların yalnızlığı. sevmeye kalktığınızda, bakışlarında "ulan bu insan şimdi beni niye sevdi ki?" şaşkınlığı görüyorsanız, insan sevgisizliği ve ilgisizliği sebebiyle depresyon eşiğinde olduğunu bilmelisiniz. onların kahve, kitap ve battaniye üçlüsü yok. depresyondan kurtulmaları için elleriniz gerekli, okşayın başlarını, korkmayın ölmezsiniz.
    #109296 invictus | 7 yıl önce
    1hayvan 
  6. insanlık suçu. köpek bir kaç bin yıl önce insan tarafından evcilleştirildi. doğada yaşama ve hayatta kalma üzerini bildiklerini unuttu. ve sonra bir gün bir insan beslemekten usandığı köpeği sokağa attı. sokak köpeği o gün bu gün var. yaşamaya çabalıyor öksüz gibi, yetim gibi. onu sokağa atan insanoğlunun torunları ise itlaf peşinde.
    #161541 laedri | 5 yıl önce
    0hayvan 
  7. Yeri yurdu kaldırımlar, sokaklar, branda altları, kuytular, köşeler olan köpeklerdir. Bu güzel canlılar, renk renk veyahut boy boy farklı olmaktadır. Adeta iki lokma bir hırka felsefesiyle doydukları yerleri akıllarında tutar ve oraları her gün bir bir gezerler. Bir orda bir buradadır. Sürekli arayış, kaçış vb. hareketler içerisindedir. Yapılması gereken tek şey çok basittir bu gözleri buğulu ve hüzünlü canlılar için, evde yemediğiniz, bozulmamış, ekmek süt peynir, kemik, et veyahut ot farketmez bir küçük yoğurt kabına koymak ve çöp konteyneri yanına bırakıvermek. Biraz da su koymak, özellikle sıcak havalarda. Onlar size gözükmezler, ama bir şekilde bilirler sizi, hatırlarında tutarlar görünmez ellerinizi ve varlığınızı.

    İstanbul'da bir terkedilmiş Sibirya Kurdu'nu sahiplendik, kapalı otopark girişinde bakıyoruz. Ne yaptılarsa insanlardan korkuyor. Yemeğini alıp kaçıp gidiyor. Yavaş yavaş yanaşıyor bize ama henüz dokundurmadı. Güven unsurunu aşacak gibiyiz ama ne kadar sürer bilemem.
    #161540 enchuken dimario | 5 yıl önce
    0hayvan 
  8. sahibi (sahip ne iğrenç bir kelime değil mi?) olmayan köpek.

    uzun süredir bir sokak köpeği tartışmasıdır gidiyor. bir yanda sokak köpeklerini canavar ilân eden basın, bir yanda (haklı olarak) köpeklerden korkan insanlar, bir yanda aklı başında çözüm önerenler (ki sesi en kısık bırakılan taraf) bir yanda da köpek saldırısından mağdur olanlara dava açacak kadar şuurunu kaybetmiş sözümona hayvanseverler (ki bunlar da sesi en çok çıkan/çıkartılan taraf)

    beni bilmeyenler için mini özet: 18 yaşımdan beri, kampüste, sokakta, barınakta, ormanda besleme yapmak, hayvan sahiplendirmek, avukatlık ruhsatımı aldığım günden beri de hayvanlarla ilgili dava takibi yapmak gibi her türlü işin peşine koşuyorum. 36 yaşındayım ve konuyu biliyorum.

    sevgili hayvan korumacı arkadaşlar, ilk sözüm size: insanlar köpeklerden korkuyorlar. buna saygı göstermemiz lazım. barınaklarda o hayvanlara edilen eziyetleri bilmiyorlar, anlatmamız lazım. biz onlara çemkirdiğimizde birdenbire hayvansever kesilmiyorlar, aksine hayvanlardan nefret etmeye başlıyorlar. sabırlı olması gereken taraf biziz; çünkü biz kendimizi kibarca ifade etmediğimizde acısı hayvanlardan çıkıyor, hayvanseverler de manyak olarak yaftalanıyor. kimseye sevimli görünme çabam yok; ancak karşımda hayvan konusunda bilgisiz biri varsa saatlerce anlatabilirim.

    sokak köpeklerinden korkanlar, bu kısmı sizin için yazıyorum: öncelikle bu korku hayvanın saldırganlığından değil de her köpekten korkmak şeklinde tezahür ediyorsa, sizin fobiniz var demektir. bunun için yardım alın. öte yandan "her köpekten korkmuyorum, sürü halinde gezenleri ya da saldırgan olanlarından korkuyorum" diyorsanız, haklısınız ben de korkuyorum. ancak o köpeklerin size saldırıp zarar verme ihtimali, trafik kazası riskinden çok daha düşük. ben elimde kilo kilo etle bir haftadır aç yirmi köpeğin arasına dalmış insanım, eminönü'ndeki baklava izdihamı gibi olmuyor. iyiliğe geleni anlayıp öyle güzel bekliyorlar ki. insan deyip yücelttiğiniz beş para etmez çoğu kişiden çok daha akıllı ve duyarlılar. aslında hayvanseverlerin çemkirmesi de bundan. köpekler gerçekten harika yaratıklar ve biz insan türü olarak onlarla birlikte yaşamaya layık değiliz. yine de kabul ediyorum bir risk var, zarar görenler var, korkunuz makul.

    sokak hayvanı populasyonunu kontrol altına almak zor değil, 5199 sayılı kanun yürürlüğe gireli tam 17 yıl oldu. bu 17 yılda kısırlaştırma düzgün bir şekilde yapılsaydı bugün bunları konuşuyor olmayacaktık; ama belediyeler bu işe hiçbir zaman önem vermediler, yasalarla kendilerine verilen sorumlulukları yerine getirmediler. kendilerine verilen ödeneği cukkaladılar, yalandan iki hayvan kısırlaştırıp kulaklarına küpe taktılar ki küpeli köpeklerin çatır çatır doğurduğunu da gördü bu gözler. kalan zamanda da şikayet geldikçe itlaf yaptılar. bu itlafların uygulayanı belediyeyse de, iki köpek hav dese "çocuğum korktu, karım ürktü" diye bu hayvanları şikayet edip belediyeyi üstlerine salanlar da bu ölümlerden sorumludur. devletin ayıbının acısını hayvanlardan çıkaramayız. bu hayvanlar bu dünyadalar ve hepimiz kadar yaşama hakları var.

    peki ne yapmamız lazım:

    bakın bu sorun eğer vicdana uygun çözülecekse bunun kolay bir yolu yok. verin ilacı zehri, itlaf edin gitsin diyorsanız size söyleyeceğim tek şey var: yıllardır itlaf ediliyorlar, yıllardır barınaklarda yok ediliyorlar, zehirleniyorlar; ama hala buradalar. çünkü doğa yolunu buluyor. öldürerek çözemezsiniz. siz barınaklarda ne oluyor sanıyorsunuz? öldürülüyorlar; ama bitmiyor. bitmez. yaşam galip gelir.

    çözüm nettir, uygulanırsa birkaç sene içinde sokak hayvanı populasyonu kontrol altına alınır, barınak rezaletleri biter.

    1. pet hayvanı üretim ve satışını kesin olarak yasaklamak, merdiven altı üretimi denetim ve caydırıcı hapis cezalarıyla durdurmak.

    2. ülkeye yurt dışından pet hayvanı ithal edilmesini yasaklamak, hayvan kaçakçılığına ağır hapis cezası getirmek, ülkeye girecek sahipli hayvanlara kısır olması şartını koymak,

    3. sahipli hayvanın terk edilmesine adli hapis cezası öngörmek.

    4. sahipsiz hayvanları kısırlaştırmak.

    5. sahipli hayvanların kısırlaştırılmasını teşvik etmek.

    bunlar yapılırsa sokak hayvanı sayısı azalır, barınak rezaletleri azalır, hayvan terki azalır, hayvana verilen değer artar.

    insanlar istedikleri cins, yaş ve cinsiyetteki kedi ya da köpeği her an bulabiliyorlar. öyle olunca terk etmek de kolay oluyor. hayvan üretimi ve satışı durdurulduğu anda cins olmayan yetişkin hayvanlar bile kolaylıkla yuva bulabilir.

    "peki biz ne yapabiliriz?" diye soran olursa:

    barınak gönüllüsü olabiliyorsanız olun. çok zor, meşakkatli iştir. olamıyorsanız, barınak gerçeklerini öğrenip insanlara anlatın, hayvan satın almalarını engelleyin, sahiplenmeye ve hayvanları kısırlaştırmaya teşvik edin. sokaktaki hayvanları barınağa göndermeyin. kısa ve orta vadede bu vahşet sona erecek gibi görünmüyor; ancak bir hayvan kurtarsanız bile kârdır. vahşeti duyurmanız bile önemlidir.

    buraya kadar sabredip okuyanlara saygı ve teşekkürlerle tekraren yazıyorum, hayvan üretimi ve satışı oldukça, sokakta hayvan olacak. bunu iyice anlayın. bugün bir mucizeyi başarıp ülkedeki tüm köpekleri öldürelim, çok değil iki yıl içinde aynı miktarda hayvanı sokakta göreceğinize sizi temin ederim. düşünün ki tavandan su akıyor, siz tavanı tamir etmek yerine habire ıslanan yeri siliyorsunuz. işte sokak köpeklerini itlaf etmek de böyledir. siz üretim ve satışı durdurmazsanız, kısırkaya toplama kampı gibi nicelerini inşa edin sonuç alamazsınız.

    bu kısmı yazmak istemezdim; ama içinizde "ben korkuyorum abi bana ne, ölsün gebersin hepsi, zehirleyin gitsin" diyeniniz varsa tez zamanda acı içinde geberir umarım. yaşama saygı duymayanın yaşamına saygı duymuyorum. herkesin ömrü vicdanı kadar olsun.
    #274876 istenc | 3 yıl önce
    2hayvan 
  9. "köpeksiz sokaklar isteyenler" ve "köpeklerin sokakta yaşamasını istemeyenler"in hakkında sürekli kapıştığı, can güvenlikleri her an tehlikede olan ve insanın gazabından bir türlü korunamayan köpeklerdir.

    aslında talep aynı yere çıkıyor ama benim anlamadığım, neden bu hayvanların sokaklarda yaşamaması için mücadele eden grup "köpeksiz sokak isteyenler" değil de diğerleri? ben köpeklerden korkmuyorum, şimdiye kadar hiç durduk yere bana saldırmadılar, nerede görsem yaklaşır başlarını okşarım, imkanım varsa karınlarını doyururum. yani onların sokaktaki varlığı kişisel olarak benim için hiç sorun yaratmıyor ama ona rağmen ben mücadele halindeyim, bir gariplik yok mu?

    demiyorum ki "köpeklerin yaşam alanı sokaklardır, beğenmiyorsan gideceksin." zaten değildir, hemfikiriz bu konuda. sürekli korkutulduğu, dövüldüğü, her an araba altında ezilme tehlikesi yaşadığı, en temel kaynaklarını (barınma ve beslenme) dahi yönetemediği bir yer nasıl evi olsun zaten? ben diyorum ki, madem sokakta köpek istemiyorsun, o zaman onların haklarını hukuklarını en az benim kadar savunman gerekiyor. belediyeye iyi koşullarda barınak için baskı uygulayacaksın, elinden gelen desteği vereceksin, imkanın varsa sahipleneceksin, hastaysa tedavisini üstleneceksin, kısır değilse kısırlaştıracaksın... elinden ne geliyorsa işte. madem çok iyi niyetlisin, aslında hayvanları sen de seviyorsun, e elini taşın altına koy o zaman. tok, sağlıklı ve güvende olabilecekleri bir hayat sunmak için çabalarsan senin köpeksiz sokak talebin de, benim köpekler sokakta yaşamasın talebim de bir gün karşılanabilir.

    ama sen diyorsun ki, "bu köpekleri ne yapıyorlarsa yapsınlar yeter ki buradan alsınlar çünkü ben istemiyorum. bu hayvan severlerin de allah bin türlü belasını versin." e o zaman ben de diyorum ki "o köpekleri oradan almayacaklar, sen de onlarla yaşamayı öğreneceksin." çünkü biliyorum ki o köpeği oradan aldıkları zaman götürüp itlaf edecekler veya küçüçük bir kafesin içine 5-6 tanesini birden tıkıp açlıktan birbirlerini yemelerini seyredecekler.

    köpek kurt değildir, bunların ikisi farklı hayvanlar. köpek insanla birlikte yaşaması gereken, -capslockon-insan tarafından-capslockoff- evcil(leştirilmiş) bir varlık, aksi halde hayatta kalamaz, aç kalır, saldırganlaşır. bu yüzden "köpeksiz sokaklar yerine daha iyi koşullarda, hayvanların öldürülmediği veya ölüme terk edilmediği, aç kalmadığı, kalifiye çalışanları olan barınaklar ve yaşam alanları isteyin." ve bunun için en az "köpeklerin sokaklarda yaşamasını istemeyenler" kadar mücadele edin.
    0hayvan 
  10. dünyayı sadece kendisine ait sanan insanların toplatmaya, zehirletmeye hatta öldürtmeye çalıştığı masum hayvanlar. ben de farkındayım her gün sokak köpekleri yüzünden insanların zor durumda kaldığını, ama sırf 1-2 köpek ısırdı haberi çıktı diye köpekleri öldürtmeye çalışmak insanlığa sığar mı?
    0hayvan