1. babam -her şeye bir cevap!
    ben -e soru soruyorsun?
    babam -!??!!!
    ben -?
    biz -^+'^+\%'^&\_?=!!!!
    #37034 Tukenmekte olan kisi | 8 yıl önce
    0anket 
  2. şu var misal, çok fena:
    peçete
    #35337 fly | 8 yıl önce
    0anket 
  3. HEMEN hemen 3,5 yaşında ki yeğen büyük bir yatağın üzerinde zıplarken yakalanır ve rızası dışında boğuşmaya başlanılır. boğuşulur, boğuşulur, kurtulmasına numaradan müsade edilir, o tam yatağın ucuna ulaşıp kaçacakken yakalanır, yatağın ortasına çekilir ve yeniden boğuşmaya başlanır. bu eylem bir müddet devam ettikten sonra yeğen artık dayanamaz ve ''sen beni oyuncak mı sanıyorsun ne? oyuncak değilim ben!!'' der ve güler.

    #31662 extracts and licences | 8 yıl önce
    0anket 
  4. bakalım bu sefer nasıl fantastik bir bahane uyduracak merakı ile:

    -baba arabayi neden vermiyorsun ?
    - oğlum veririm, sana güvenmediğimden, arabaya acıdığımdan değil de... (zaman kazanma suskunluğu)
    -de ne ?
    - (oh be buldum bakışı) de köprülerin üzerinden aşağıya taş atıyorlar, sen geçerken atarlar, genç çocuksun kovalamaya kalkar kaza yaparsın, kavga edersin karakola düşersin
    -baba buna madalya ya.
    #27049 son kurtadam | 8 yıl önce
    0anket 
  5. uzman teyze kesret, uyandığında iki buçuk yaşındaki yeğeninin uyuduğu odaya girer. bir de bakar ki minik yeğeni yatağında oturmuş ve sabit bir biçimde camdan dışarıyı seyrediyor.

    kesret: k
    yeğen: a

    k: bıldırcınım günaydın.
    a: günaydın teyziş. (hala sabit bir biçimde dışarıya bakmaktadır)
    k: neye bakıyorsun bıldırcınım sen?
    a: havaya (hala sabit bir biçimde dışarıya bakmaktadır)
    k: ne var havada o kadar bakılacak?
    a: teyziş ben uyurken havayı süslemişler! (yüzünde kocaman bir gülümseme...)

    kesret'in o an havanın sisli olduğu dikkatini çeker.
    #20873 kesret | 8 yıl önce
    0anket 
  6. a: anne
    k: kesret

    a: kızıımmm! hadi kalk artık!!
    k: offf... kahvaltı hazırsa kalkarım anne.
    a: hazır kızım, kalk hadi.
    ...
    k: anne! hani hazırdı kahvaltı!
    a: e hazır kızım, her şey dolapta...
    k: ...
    #16818 kesret | 8 yıl önce
    1anket 
  7. -baba ... ne demek?
    - dur şimdi işim var. (çaktırmadan araştırıp öğrenir her ayrıntısıyla)

    - az önce bir şey mi diyordun sen?
    - evet baba. ... ne diye sormuştum.
    - bak yavrum, bu konu hakkında değişik düşünceler var. kimine göre... (bütün tarihçesi ile bilgi verilir mevzu hakkında.)
    adamın lügatında "bilmiyorum" kelimesi yok.
    #16539 kesret | 8 yıl önce (  6 yıl önce)
    2anket 
  8. çalışmaya başladığımda sevgili halamla aynı şehirdeydim. haftada bir gelir, yemek yapar, sağı solu temizler, bekar evimi adam ederdi. sonra bir gün onu çok üzgün gördüm.

    ll: hala neyin var?
    h: canım sıkıldı.
    ll: söylesene neyin var?
    h: gözlerim iyice kötü oldu, gözlükle bile görmüyorum. ona canım sıkıldı.
    ll: tak bakayım.
    h: (gözlüğünü takar)
    ll: ahahahahahahah
    h: ne gülüyorsun eşşek sıpası!
    ll: ahahaha
    h: ... (halam küser, kapıya doğru yönelir)
    ll: hala dur dur. camları düşmüş gözlüğünün. gel şöyle üzülme.
    h: vıyh! anammmm!

    çok şeker kadındır halam. bir hafta boyunca boş çerçeve ile gezip kendi kendine üzülmüş.
    #12119 larden loughness | 8 yıl önce
    3anket 
  9. üniversite yılları, halam ziyaretime gelmiş, hafta sonu ben bilgisayar başında oturuyorken, örgüsü elinde, gözlüğü gözünde, gelip arkamdaki kanepeye oturur.

    h: larden
    ll: efendim hala?
    h: bir işin ödevin falan mı var?
    ll: yooo?
    h: o zaman şu küçük adamları açsana bakayım örgü örerken.
    ll: hangi küçük adamlar?
    h: oğlum hani şu adamcıklar var ya be! odun kesiyorlar, tarla biçiyorlar.
    ll: 'ımı diyorsun?
    h: aç sen ben bu derim. hah bu bu. sen oyna ben izliyorum.

    1 saat sonra
    ll: hala yeter mi?
    h: ...

    2 saat sonra
    ll: hala?
    h: ...

    4 saat sonra
    ll: of hala ya sen de herkesin halası gibi pembe dizi falan izlesen olmaz mı ya?
    h: ... (ses çıkarmadan kalkar gider, küsmüştür halam, daha sonra bir şekilde barışılır ve oynanmaya devam edilir)
    #12117 larden loughness | 8 yıl önce
    3anket 
  10. okul yeni bitmişti ve az bir maaşla işe başlamıştım. o sıralarda babamların şirketine turkcell'den hediye olarak birkaç cep telefonu gelmiş ve babam iki tanesini eve getirmişti. zamanının pahalı telefonlarından ama... aramızda yaşanan diyalog:

    k: versene baba birini bana.

    b: olmaz.

    k: neden ya? ver işte.

    b: olmaz dedim sana, annene vereceğim birini.

    k: ya annem ne yapsın onu? versene bana.

    b: çok istiyorsan satayım sana.

    k: baba size hediye geldi onlar. ne satması... hem hediye olmasa bile insan kızına parayla mı verir? senin parayla alıp bana vermen lazım. vallahi ayıp.

    b: çok istiyorsan taksit taksit odersin. her ay 200 liradan 4 ay öde, senin olsun.

    k: offf baba tamam, ama çok ayıp yaptığın.

    *****

    telefonu aldım babamdan ve dört ay boyunca söylene söylene babama ödeme yaptım. utandım da bu davranışından. insan kızına kendisine bedava gelen şeyi nasıl satar anlam veremedim. dördüncü ayda son ödemeyi yaptığımda aramızda geçen diyalog:

    k: bitti çok şükür, ama hala kızıyorum sana. ayıp baba ayıp!

    b: (cebinden 600 lira çıkarıp son verdiğim 200 liranin üstüne koyarak) al. senin bu paralar.

    k: baba bu ne şimdi?

    b: hayatta bedelini ödeyemeyeceğin şeylere merakın olmamalı. bu telefonu istedin. bedelini de ödeyebildin. demek ki hak ettin.

    (adamın öğüt verme yöntemleri hep tuhaf.)
    #11150 kesret | 8 yıl önce
    3anket 
  11. Yeğenim 5 yaşındayken yaşanan monolog.

    Yeğenim, annesi, benim annem, babam ve Ben; beş kişiyiz. Kahvaltı yapıyoruz.

    Yeğenim ve annesi yan yana oturuyorlar.

    Kısa bir sessizliğin ardından yeğenim durduk yere konuşmaya başladı :

    - Ben küçükken çok merak ediyordum. Acaba kadın pipisi nasıl oluyor diye. Hep merak ederdim, banyonun anahtar deliğinden bakardım.
    -...
    - Sonra bir gün babam açtı bilgisayarından kadın pipisi gösterdi.
    -...
    - Benim de merakım geçti, artık banyonun anahtar deliğinden bakmıyorum.

    5 saniye kadarlık bir sessizlik daha duyuldu, ablam kıpkırmızı, biz güleceğimizi zor tutuyoruz, dikkatim dağılsın diye tabağımdaki zeytinlerle oynuyorum.

    5 saniye sonra yeğenimin çığlığı her yeri inletti :
    - aaaaaaaahhh!!! Ne cimciriyon yaa??

    #7739 Keltox | 8 yıl önce
    5anket 
  12. sene 2003 ya da 2004 olmalı.

    üst ön dişlerdeki eğrilikten dolayı diş teli kullanmaya başladım.

    normal şartlarda bir diş telinin dişi düzleştirmesi evresi minimum 2 sene olarak görülür.

    fakat benim gittiğim diş doktoru bunu 6 ayla sınırlandırmıştı.

    neyse diş telime alışma dönemlerimdeyim.

    sürekli olarak dilimle tellerimi şöyle bir yoklamaktayım.

    zaten büyük dudaklara sahip olduğum için telle birlikte daha da büyüklerine sahip olmuştum.

    olaya gelecek olursak,

    evin kapı zilini değişmek istemiş bizimkiler.

    babam da bir zil almış. ama nasıl bir melodi çaldığını test etmemiş.

    bir akşam oturma odasında ailecek oturuyoruz.

    bana git şu odadan zili getir dedi. gittim getirdim.

    otur dedi. oturdum.

    dişlerini göster dedi. gösterdim.

    tuttu zil kutunun kablolarını. benim tellere değdirdi.

    haliyle zil çaldı.

    zilin melodisini de böylece öğrenmiş olduk.

    (bkz: )
    #7598 thedirector | 8 yıl önce
    1anket 
  13. - baba anahtarlığın üzerinde ev adresi yazıyor?
    - evet oğlum kaybedersem bulup getirsinler diye.
    - ama adresin yanında ev telefonu da var?
    - bazen evde olmuyoruz ya, gelmeden önce arasınlar diye.
    -...
    -...
    -anahtar kötü niyetli birinin eline geçerse, sizin evde olmadığınızı da kontrol edip evi soyarsa?
    -!

    bir insan nasıl olurda 70 yaşına kadar bu kadar temiz kalabilir, ya da ben ne ara kirlendim? temiz kalabilseydim canımı daha mı çok yakardı hayat? yoksa dışarıdaki cehennemi görmezden gelirdim de içimde kendi cennetimi mi yaşardım bilemedim. allah seni başımızdan eksik etmesin babam.
    #6420 Keltox | 8 yıl önce
    0anket 
  14. sözlü olmasa da yazılı olarak gerçekleşmiştir.
    lisedeydim.

    ben uyurken işten gelen babam, sabah ben evden çıktıktan sonra uyanmaktaydı. bu sebeple yüzünü göremez oldum bir müddet. para istemem gereken bir sabah onu uyandırmaya kıyamadım ve ona dilekçe yazdım.

    şu sebeple şu kadar paraya ihtiyacım var şeklindeki dilekçemin sonuna "gereğinin yapılmasını rica ederim." ifadesini kondurdum.

    eve geldiğimde parayı bulacağımı sandığım yerde bulduğum not:
    üst makamlara rica edilmez. arz etmelisin. bunu yapana kadar sana cevabım "allah versin."
    #5867 kesret | 8 yıl önce
    0anket