-es kızım yahya bisikletin tekerini patlatmış. okulda bırakmış kilidi de yok.
+ya anne ben nasıl çıkıcam şimdi? bir tane bisikletim var ona da tebelleş oluyorsunuz.
-hee sen kimseye tebelleş olmuyorsun dimi . dünyada senden daha paraziti mi var?
+ doğurmasaydın (klişe lafımdır)
-sen olacağını bilseydim zaten doğurmazdım.
+öbüşmeseydiniz baaaane
-sen doğmasaydın derdin ne doğuyorsun?
+e siz sevişmişsiniz?
-kapatıyorum.(telefon)
bugün teyzem geldi köyden. bir daha göremezsem bacımı diye. sağlık ocağına annemi götürmeden önce teyzem kolumdan tutup odaya çekti beni.
üzülme sakın, dedi. yetimsin. öksüz kalacağım diye de endişe etme. şimdi sana bir şey diyeceğim. bu dediğimi hiç unutma. anam babam yok diye boyun bükme sakın. her zaman dik yürü. toplum içinde de kambur yürüme. dik olacaksın tamam mı? allah der ki, senin anan da baban da benim. asla boynun bükülmesin, der. sen elinden geleni yap, gerisi allah'tan dedi. sıkı sıkı öğütledi. belki haklı. belki de çok başka şeyler bunlar. şimdi düşünmemek gerek. ümit kesilmez elbet. dünya dönmeye devam ediyor. yine de teyzemin benimle konuşmuş olmasına çok sevindim. insana iyi hissettiriyor.
- Teyzemin para dolu bir kağıdı dalgınlıkla sobaya atması ve olayı duyan eniştemin , " Tabi ısınmakta çok pahalandı artık , baksana günlük yakıt giderimiz "x " kadar demesi..
6 yaşında iken yine çok canımı sıkan babamı korkutmak için polisi aramam, polisin gelmesi, babamın bilmediğim bir suçunun çıkması, 3 gece içeride yatması.
her berber çıkışında kendisinden azar işitirdim. bir keresinde hiç aklımdan çıkmaz; bu nasıl saç tıraşı lan avradına zıpladığım diyerek çıkışmıştı. merak etme dede, tuhaf şekiller verilebilecek saç kalmadı kafamda.
akşam yemeğinde aileyle asla girilmemesi gereken bir tartışmaya girilmiş ve sunulan argümanlar mantıklı görüşlerle temellendirilmiş, onların canını sıkacak şekilde kabul edilebilir hâle getirilmiştir. kısa bir sessizliğin ardından sofranın öteki tarafından bir ses gelir:
Babaannem ; elin karıları ne güzel süt gibi, kaymak gibi. Bir de benim gelinlere bak kap kara!
Ben ; Höh?!
Babaannemin kardeşi ; yok bacı o kadar da kara değiller.
Kadın 30 yıllık gelinlerini hiç benimseyememiş arkadaş. İçinde nasıl bir ukde kaldıysa...
ben başlayayım. 5-6 yaşlarındayım o sıralar. babamla işe gittiğim bir gün. dükkana gittiğim günlerde bazı ritüellerim vardı. selpak'ın pembe güzel kokulu mendillerinden alırdık giderken, dönüşte de oyuncak dükkanına uğrardık. o gün de oyuncak dükkanına gittik. kızıl saçlı bir bebek beğendim babam pek sevmemişti ama gönlümü kırmadı. dükkanda duman - beni yak kendini yak çalıyordu. bir oyuncakçı için ilginç bir şarkı gibi geliyor şimdi düşününce. fakat o an çok beğendim hâlâ çok severim ama sezen aksu'dan. bence daha vurucu. biraz arabeskmişim çocukken.
Para harcamayı hem sevmediğim hem de bilmediğim için biriktirmek isterdim. Bir türlü de beceremezdim abim sağolsun. Çekmeceme girip alırdı sürekli. Saklamaya karar verdim ama yok. Kaçış yok. Ben öğlenci o da sabahçı olarak okula giderdik. Evde biri varken diğeri olmaz yani. Bunun da etkisiyle paramı nereye saklarsam saklayayım bulup alır akşama da "harcadım helal et" derdi. Ben de bir şey diyemezdim. -kilerdeki pirincin içinden aldım helal et, - babamın eski takım elbisesinin iç cebinden aldım paranı helal et - bilmem hangi kitabın kaçıncı sayfasındaydı aldım helal et. (Örnekler çoğaltılabilir ama sanırım ne çeşit bir terminatörle karşı karşıyayım anlamışsınızdır). Neyse bir gün aklıma bir fikir geldi. Madem en kuytu köşede bile bulabiliyor paramı, ben de en göz önünde olan yere saklayayım dedim. Onun çekmecesinde neredeyse hiç giymediği bir çorabın içine saklamaya başladım. Arada bir yine çeşitli yerlere yem atıyorum ki sakladığım yeri bulmasın. Her neyse bir iki hafta geçti para hafiften birikmeye başladı sevinçliyim. Bir gün baktım ki para yok. Sordum nasıl aklına geldi nasıl buldun diye ben almadım dedi. Bayağı tartıştık. bir ondan bir benden, yok iki taraf da inat. Akşama küçük kardeşim geldi. Abime dönüp "paranı çekmecenden aldım kız arkadaşımla yedim helal et ehehe" dedi. Meğer bana yaptığının aynısını kardeşime de yapıyormuş.
-baba araba
+olmaz kaza yaparsın ölürsün, arkadaşını öldürürsün, yaya öldürürsün, çocuk öldürürsün, hapis...
-baba sen bunları yaptın mı?
+ben başka, bak geçen hafta arkadaşın hüseyin kaza yaptı arabayı yaktı. haberlere çıktı.
- baba adama kazadan sonra aynı arabanın sporu alındı. o kaza yapıyor, arabayı yeniliyor, ben cezalandırılıyorum?
+yok sana araba. yakarsın.
bir hafta sonra, komşunun çocuğu otoparkta yanımızdan geçer:
"bayılıyorum şu gençlerdeki özgüvene ve cesarete ya. bak 18'ine bastığı gün yollara attı kendini, hiç ürkeklik yok. ne mutlu".
Lisede bir kız benim numaramı buluyorum diye babamın numarasını bulmuş -nasıl becerdi bilmiyorum-. Babam da benim ağzımdan kızla flört etmiş. demiş; şöyle yakışıklı adamım, böyle karizmatiğim, herkese yüz vermem vs. 2 saat kızı işletmiş.
Derken telefonum çaldı; ben de dedim, bu beni aramaz hayırdır. Dedi ki, bir kız var ben senin yerine bayağı bir konuştum, numaranı da verdim git yarın yürü. - tam böyle demedi ama buna yakın bir şey kastetti, kıza söylemiş babam olduğunu da-
Ondan sonra ne kızın yüzü tuttu ne de benim. Babam kendi çaldı kendi oynadı; bizim kavuşmalarımız mahşere kaldı.*