1. söyleyebileceğim her şeyden önce, tuhaf bir film olduğundan bahsetmem şart. yani ne izlediğinizi pek bilemiyorsunuz. her an bir şahesere dönüşebilecekken dakikalar ilerledikçe ortalama olmayı bile başaramayıp vasat etiketine yer hazırlıyor...

    görüntü güzel, sesler güzel; görüntü ses uyumu hepten güzel. ama bu kadar. abartıdan şişirilmiş sahneler, postere basılsın ilgi çeksin amacıyla oynanmış anlık tatminattan ibaret kısımlar..

    toparlarsak, yüksek beklentilerimin hepsini alıp teker teker konsepte uygun ayna parçalarına ayıran neon demon, güzellik hakkında çirkin bir film.
    #114066 dreagd | 6 yıl önce
    0film 
  2. danimarkalı yönetmen 'nin 2016 yapımı filmi. filmi 'ten sonra çektiği fena halde belli oluyor. winding refn'in 'da geçirdiği zamanın etkisinden kurtulamadığı da çok açık. ama bu etki filme müthiş bir sanatsallık katmış. 'ı ile ünlü olan yönetmenin the neon demon'ı neden tutmamış, anlamadım.

    filmi 'ın kuzeni olarak görebilirsiniz. en az black swan kadar sindirmesi güç, en az black swan'ın parmak bastığı estetik ve disiplin eleştirileri kadar çiğ. filmi biraz önce bitirdim ve özellikle son 20 dakikası durgun olan hiçbir filmden bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. winding refn'in yönetmenlik külliyatını hatim etme kararını verdiğim için kendimi kutluyorum. adam adeta bir .

    süper model olmak isteyen 16 yaşındaki jesse'nin georgia'dan los angeles'a gelişinden sonrasını konu ediyor. black swan'la yan yana durduğu nokta da tam burası: büyük hayallerin gerçek dünya'yla aynı yolda yürümesi. filmin bu yoldaki tökezlemelerden bahsettiğini düşüneceksiniz fragmanı izledikten sonra ama aslında hayallerin ağırlığıyla alakalı film. büyük hayaller düşlerken dirsek temasında bulunduğu hiç kimseye zarar vermek istemeyen jesse ile kendimi çok yakın buldum. illa o hayallerin suratına tükürülecek, gözleri, estetik operasyonlu, irin dolu ağızlarda çiğnenecek ve yutulacak. hayal ve gerçek dünya ilişkisinde tam bir denge kurmanın zorluğunu neon ışıkların altında müthiş anlatmış winding refn. filmin senaryosunu yazan ekipte de yer almış.

    'in jesse rolü filmin başlarında sizi itiyor biraz ama sonra alışıyorsunuz. 'un gigi rolü, 'nin sarah rolü ve 'un ruby rolü müthiş. özellikle malone'un tamamen uçlarda bir cinsel hayatı olan ruby'yi canlandırdığı sahneler mükemmel olmuş. filmin 2 sürpriz oyuncusu daha var ama yazmayayım onları. filmi izlerseniz, bilmeden izleyin.

    winding refn, kolay hazmedilecek filmler yaratan bir yönetmen değil. şu ana kadar 6 filmini izlemişim ve açık ara en rahat izlenebilen filmi drive. the neon demon ise, yer yer black swan kopyacılığına meylediyor olsa da, özellikle bu kadar durgun kalan akışı ve son 20 dakikasıyla beni fena halde etkiledi. psikolojik durumunuzu tartın ve ona göre izleyin. herkese göre bir film değil bu.

    afiş

    fragman
    #66255 lake of the hell | 7 yıl önce
    0film