eğer romantik ilişkiler bağlamında değerlendirilecekse, uzun süre bir ilişki yaşamamış ve hatta bir ilişki yaşama umudunu yitirmiş kişilerin doğrudan kendisine doğru yelken açtığı yalnızlık türü. gerçi buna "kronik bekarlık" demek daha mantıklı ama neyse.
çünkü romantik ilişki kavramını artık umursamamaya başlayan kişi, yalnızlığı mecburen başka şeylerle doldurmak zorunda kalacağı için (doğa boşluğu pek sevmez) bir süre sonra potansiyel romantik ilişkilerini de görmezden gelmeye başlayacak ve yalnızlık kronik bir hal alacaktır.
diğer yandan bazı meslekleri icra etmek de ne yazık ki yalnızlıkla barışık olmayı gerektiriyor. mesela michala petri'nin gençlik yıllarında programı saat 11:00 gibi başlayıp gece 02:00 sularına kadar sürüyor. kadın da gitmiş sürekli müzik yaptığı adamla evlenmiş en nihayetinde. sonra boşanıyorlar tabii orası da ayrı. ama şöyle bir düşününce michala petri'nin lars hannibal haricinde bir erkekle tanışması da epey zor. o güzelliğine rağmen hem de. doktor-doktor evliliklerini de bu şekilde düşünebiliriz.
mesela ben de yalnızlığımı unutmak için kendimi müziğe verdiğim için olsa gerek, flört ettiğim kadınlarda müzik konusunu ciddiye alıyorum. "ben her şeyi dinlerim" diyenleri pek çekici bulmuyorum mesela.
bu özelliğimi keşfeden birisi de bana sürekli youtube'dan popüler klasik müzik bestelerinden birisini seçip yolluyordu hep. sanki ben fark etmeyeceğim aslında klasik müzikle uzaktan yakından alakasının olmadığını.*
Uzun süren yalnız olma durumudur. Bir insana kronik yalnız tanısını koymak için 2 tane Major veya 1 Major 3 minör kriteri karşılıyor olması lazım.
Major kriterler - bir seneden fazla duygusal bir birliktelik kurmaması - son beş sene boyunca 3 aydan uzun süren duygusal bir birliktelik kurmaması. - bir birliktelik kursa da, başkasına karşı platonik bir ilgi beslemesi. Var olan birlikteliklerini duygusal tabana taşıyamaması.
Minör kriterler - cumartesi gecelerini evde geçirmesi - telefonu kapalı kaldığında 24 saat içinde birileri tarafından merak edilmemesi. - sinema tiyatro konser gibi etkinliklere yalnız gidilmesi gerektiğini savunması. - online dizileri bitirmiş, popüler animeleri bitirmiş artık yeni çıkan underground animeleri kovalıyor olması.
Kriterlere eklemek istedikleriniz olursa yoruma önerilerinizi bırakabilirsiniz.
belki de tek mutlak gerçeğin birliktelik sanrısıyla bölünmemesidir.
yalnızlık üzerine şöyle bir kısım var ingmar bergman'ın 'bir evlilikten manzaralar' filminde :
''Yalnızlık mutlaktır. Bundan gayrı her şey yanılsamadır. asla problemlerden başka bir şey beklemeyeceksin. iyi şeyler olursa ne ala ama yalnızlıktan kurtulabileceğini hayal bile etmeyeceksin. birliktelik hissi din, politika, aşk ve sanat ile yaratılabilir ama yalnızlık hala oradadır. insanı zaman zaman yanıltan da bu birliktelik yanılsamasıdır ama bunun yalnızca bir yanılsama olduğunu unutmayacaksın. işte böylece de, her şey normale döndüğünde hayal kırıklığına kapılmazsın. yalnızlığın hüküm sürdüğü bir evrende yaşadığının bilincinde olmalısın. ağlayıp sızlamaktan da kurtulursun. işte o an kendini güvende hissedersin ve belli bir tatminle de her şeyin ne kadar da anlamsız olduğunu kabullenmeyi öğrenirsin. böyle derken pes etmen gerektiğini söylemiyorum tabii. elinden geldiğince devam edeceksin. gücünün yettiğince dayanmak, pes etmekten daha iyi olduğu sürece de ilerleyeceksin.''
kimseyle aynı bilinci paylaşmıyoruz. belki de çoğu zaman kendi bilincimizin dahi farkında olmadan hareket ediyoruz. beklentilerimizin anlaşılmadığı hayal kırıklığına uğradığımız zamanlar muhakkak olacak. ömrü olan arkadaşlıklar, dostluklar, aşklar, yetersiz aile ilişkileri. yalnızlık dışarıdan bakınca bir gerçek gibi durabilir. yine de bu bilgi neyi değiştirir? insan olmaktan kaçamayız. zaten bu yüzden yalnızlık bir tercih değil, çaresizlik. bizim gerçekliğimiz algıladığımız kadar ve duygularımız da bunun bir parçası. yani denemeye değer.
yalnızca ilişki ve duygusal birliktelik olarak değil, çevre ve arkadaşlık anlamında da değerlendirilmesi gereken durumdur. bazen bir seçim bazen bir hastalığın sonucu olabilir. örneğin kendi kabuğunda yaşamaktan keyif alan ve bu durumdan şikayet etmeyen kişiler olabildiği gibi kişinin yaşıyor olduğu depresyon da arkadaşların tek tek etraftan uzaklaşmasına sebep olabilir. şikayet boyutlarına ulaşması kronikleştiği ve bu durumla ilgili bir aksiyon alınması gerektiği anlamına gelir. farkına varmak da aslında kabullenmenin ve akabinde sosyalleşme ile gelecek iyileşme sürecinin bir belirtisidir. ayrıca depresyon yaşıyorken kişiyi terk eden arkadaşlarla olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. en çok ihtiyaç duyduğunuz anda yanınızda olmuyorsa zaten öyle arkadaş olmaz olsun.