1. belki de tek mutlak gerçeğin birliktelik sanrısıyla bölünmemesidir.

    yalnızlık üzerine şöyle bir kısım var ingmar bergman'ın 'bir evlilikten manzaralar' filminde :

    ''Yalnızlık mutlaktır. Bundan gayrı her şey yanılsamadır. asla problemlerden başka bir şey beklemeyeceksin. iyi şeyler olursa ne ala ama yalnızlıktan kurtulabileceğini hayal bile etmeyeceksin. birliktelik hissi din, politika, aşk ve sanat ile yaratılabilir ama yalnızlık hala oradadır. insanı zaman zaman yanıltan da bu birliktelik yanılsamasıdır ama bunun yalnızca bir yanılsama olduğunu unutmayacaksın. işte böylece de, her şey normale döndüğünde hayal kırıklığına kapılmazsın. yalnızlığın hüküm sürdüğü bir evrende yaşadığının bilincinde olmalısın. ağlayıp sızlamaktan da kurtulursun. işte o an kendini güvende hissedersin ve belli bir tatminle de her şeyin ne kadar da anlamsız olduğunu kabullenmeyi öğrenirsin. böyle derken pes etmen gerektiğini söylemiyorum tabii. elinden geldiğince devam edeceksin. gücünün yettiğince dayanmak, pes etmekten daha iyi olduğu sürece de ilerleyeceksin.''

    kimseyle aynı bilinci paylaşmıyoruz. belki de çoğu zaman kendi bilincimizin dahi farkında olmadan hareket ediyoruz. beklentilerimizin anlaşılmadığı hayal kırıklığına uğradığımız zamanlar muhakkak olacak. ömrü olan arkadaşlıklar, dostluklar, aşklar, yetersiz aile ilişkileri. yalnızlık dışarıdan bakınca bir gerçek gibi durabilir. yine de bu bilgi neyi değiştirir? insan olmaktan kaçamayız. zaten bu yüzden yalnızlık bir tercih değil, çaresizlik. bizim gerçekliğimiz algıladığımız kadar ve duygularımız da bunun bir parçası. yani denemeye değer.
    #181650 pretending | 5 yıl önce
    2kavram