eğer romantik ilişkiler bağlamında değerlendirilecekse, uzun süre bir ilişki yaşamamış ve hatta bir ilişki yaşama umudunu yitirmiş kişilerin doğrudan kendisine doğru yelken açtığı yalnızlık türü. gerçi buna "kronik bekarlık" demek daha mantıklı ama neyse.
çünkü romantik ilişki kavramını artık umursamamaya başlayan kişi, yalnızlığı mecburen başka şeylerle doldurmak zorunda kalacağı için (doğa boşluğu pek sevmez) bir süre sonra potansiyel romantik ilişkilerini de görmezden gelmeye başlayacak ve yalnızlık kronik bir hal alacaktır.
diğer yandan bazı meslekleri icra etmek de ne yazık ki yalnızlıkla barışık olmayı gerektiriyor. mesela michala petri'nin gençlik yıllarında programı saat 11:00 gibi başlayıp gece 02:00 sularına kadar sürüyor. kadın da gitmiş sürekli müzik yaptığı adamla evlenmiş en nihayetinde. sonra boşanıyorlar tabii orası da ayrı. ama şöyle bir düşününce michala petri'nin lars hannibal haricinde bir erkekle tanışması da epey zor. o güzelliğine rağmen hem de. doktor-doktor evliliklerini de bu şekilde düşünebiliriz.
mesela ben de yalnızlığımı unutmak için kendimi müziğe verdiğim için olsa gerek, flört ettiğim kadınlarda müzik konusunu ciddiye alıyorum. "ben her şeyi dinlerim" diyenleri pek çekici bulmuyorum mesela.
bu özelliğimi keşfeden birisi de bana sürekli youtube'dan popüler klasik müzik bestelerinden birisini seçip yolluyordu hep. sanki ben fark etmeyeceğim aslında klasik müzikle uzaktan yakından alakasının olmadığını.*