"Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir" dizelerinin sahibi.
yunus, 13. yüzyıl tasavvufçularındandır. rivayet olunur ki yunus emre'nin üç bin adet şiiri varmış. bunları derleyip toparlayıp bir kitap haline getirmiş. 14. yüzyılda molla kasım adında bir şeriat bilgini yaşamış. kendisine yunus emre'nin şiirleri gösterilmiş. bu şiirlerin bin tanesini, bir dağ başında okuduktan sonra şeriata aykırı bularak yaktırmış. diğer bin tanesini okuyunca bunları da şeriata aykırı bulmuş ve suya atmış. geri kalan bin tanesini okumaya başlayınca okuduğu ilk şiirde "Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme / Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir" dizeleriyle karşılaşmış. bu dizelerle karşılaştığında ise yunus emre'nin büyüklüğünü anlamış ve pişman olmuş. ama iş işten geçmiş elbet. o gün bugündür rivayet olunur ki yakılan bin şiiri gökte kuşlar, yakılan diğer bin şiiri denizde balıklar, kalan bin şiiri de yeryüzünde insanlar okurmuş.
*****
şükrü erbaş son şiir kitabı olan "otların uğultusu altında" adlı eserde bu menkıbeye bir atıfta bulunmuş.
"bin şiirini gökte kuşlar, bin şiirini denizde balıklar
bin şiirini toprakta insanlar okuyan yunus...
yazmasaydın insan nasıl sevecekti insanı?
yazmasaydın merhameti ve utancı nereden öğrenecektik?
yazmasaydın ölüme karşı hangi cesaretle konuşacaktık?
yazmasaydın tanrı insan olup nasıl yaşayacaktı aramızda?"
divan edebiyatında rağbet görmemiş şairdir. kanuni sultan süleyman döneminde düşünceleri zındıklık sayılmıştı. tüm şiirlerinin alt metininde sevgisizliğin toplumdaki yerini işlemiştir.
Zinhar gönül evinde tutma yavuz endişe, Beriki çün kuyu kazan akıbet kendi düşe.
Kendiye yaramazı, berikiye sanan ol, Adı Müslüman onun, kendi benzer keşişe.
Tapduk Emre'nin dergahında yetişmiş hatta dergâha tüm hizmeti boyunca bir tane eğri odun götürmediği söylenen Türk mutasavvıf. Kendisi Tapduk Emre'nin dergahına buğday almak için gitmiş kendisine buğday mı dua mı istediği sorulmuş ben buğday isterim sadece dıyerek buğdayları ordan aldıktan sonra dönüş yolunda dua gibi bir ilahi lütfu buğday tanesiyle değiştiğini düşünerek hata yaptığını farkederek Taptuk Emre'ye tabi olmuş ve onun yanında yetişmiştir..
Şiirleri halk edebiyatında ilahi sevgiyi ve insan sevgisini konu almaktadır.