katolik kilisesi teolojisine göre; insanın hem tanrı ile hem de insanlarla ilişkilerini bozan eylemlere verilen isim.
bu sebeple günah affı aslında %100 gerçekleşmiyor. çünkü her günah insanın hayattaki ve tanrı ile olan ilişkisindeki konumunu değiştiriyor. ama tanrı insanı affediyor.
aslında iyi bir teolog olan martin luther de bunun farkında olduğu için 95 tez'de de endüljans konusunun çok çarpıtıldığından bahseder. ama nedense çoğu kişi luther'in endüljansa karşı olduğunu zanneder.
insanların günahı çok hafife almasının hakikaten ilginç bir durum olduğunu düşünüyorum bu sebeple. sanırım çoğu insanın günah kavramına tıpkı ferisiler ve sadukiler gibi "uyulması gereken kurallar bütünü" olarak yaklaşması buna sebep oluyor. musa'yı izleyen yahudiler de eski ahit yasalarını aynı yürekle izlemişlerdi. demek ki yahudilerin çoğunluğunda yürek tutumu olarak yıllar boyu değişen bir şey olmamış.
geçmişte "ne olacak yahu, tövbe ederim" şeklinde bir alışkanlık kazandığım için gerçekten üzüyor bu durum beni. ama sanırım değişim zamanla olacak. en azından öyle umuyorum.
yaptığınız iyi veya kötü herhangi bir şeyin ait olabileceği binlerce kategoriden en manyakça olanı . bana göre tabi. insanlar bir eyleme, tamamen kendi başlarına günah diyemezler. bir şeyin günah olması için Tanrı bildirisine ihtiyaç vardır. biz eylemlere kötü, iyi, adil vs. gibi zarflar ekleyebiliriz. ama tanrı tüm bu zarflara ihtiyaç duymamış olsa gerek, günah demeyi tercih etmiş. zaten tanrının hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, tanrı yücedir. o bana göre manyakça olan kısmı da buradan geliyor işte, bu kadar yüce bir varlık olsun ve yarattığı şeyi neyden yaptığını bilmezmiş gibi onun en ihtiyaç duyduğu, en sevdiği eylemlere günah desin. nedeni sorulunca da bu bir test desin. testi geçemeyeni, ona göre trilyonlarca kez aciz insanların bile medeni bulmayacağı şekilde cezalandırsın. bu çok yüce, verdiği ceza ve ödüllerde gönlü bol tanrıya kaygusuz abdal'dan birkaç dize sunmak isterim;
Kıldan köprü yaratmışsın, Gelsin kulum geçsin deyi. Hele biz şöyle duralım, Yiğit isen geç a Tanrı.
Dinlerin insanları kontrol etmek için koyduğu kurallar. Zaten bu konuya gelirse mevzu ahlak nedir neden kurallar var'a kadar gidiyor ya neyse. Ama dinde günah addedilen şeyleri iki kere düşünmenizi öneririm. Mesela zina mevzusu. Bir kadın veya erkek evlenmeden ilişkiye girerse bu büyük günah. O zaman soruyorum maslow reyiz boşuna mı belirtmiş cinselliği piramidin ilk basamağında? Hadi maslowu geç hormonlar ve seks yapma arzusunu kim reddedebilir dünyada? (Cinsellikle ilgili sorunu olmayan insanlardan bahsediyorum tabiki) Doğal olarak tabiki de iki kişi istediği zaman, kimseye hesap sormadan seks yapabilir. Bunu reddeden şeriatçı abilerimize ablalarımıza çocuk tecavüzlerini okumalarını isterim. Genelde din adamlarından oluşan ekipler yapıyor da bunu. Bir de şu var: Din öyle bir bastırmış ki insanları saçmalık demekten başka bir şey kalmıyor benim gibiler için. Mesela adam ergenliğe girdi di mi Bu çocuk ya kız arkadaş yapıp sevişecek ya da mastürbasyon yapacak. Ama din ikisini de yasaklıyor. Ancak ve ancak zor durumda kaldığında mastürbasyon caizdir diyenler var tabi. Şimdi tanrı madem böyle güzel bir şey bahşetti neden yasaklıyor? Bu bir sınav diye cevap vermeyin ağzınıza kürekle vururum (şaka şaka vurmam ama düşünün yani)