25 Eylül 1961 Şebinkarahisar, Giresun da doğdu. Erdal Eren, idam edilmeden 16 saat önce kendisini ziyaret eden gazeteciler Savaş Ay ve Emin Çölaşan'a, "avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18'den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını" söyledi. Ve 17 yaşında bir fidan suçsuz yere idam edildi.
kenan evren öldü ancak erdal eren her zaman yaşayacak. zalimler hep ölür,zalimin zulmüne uğrayan hep yaşar...o hep 17 yaşında kalacak...yaşasaydı abimiz olacaktı yaşatmadılar kardeşimiz olarak kaldı...
"ben hep on yedi yaşındayım her ayak sesinde ürperirim demir kapının her açılışında göğsümün kafesine sığmaz yüreğim her türlüsünü tattım acıların, ayrılıkların her şeye biraz alıştım bir seni beklerken kendimi yenemedim."
enver karagöz
ne demişti aziz nesin?
"öyle bir ölsem öyle bir ölsem ki çocuklar size hiç ölüm kalmasa."
ve şükrü erbaş'ın dizeleri de geriye söz bırakmıyor;
"büyüklerin bunca uzun yaşadığı bir ülkede bir onur dersi midir çocukların ölümü?"
genç yaşında idam edilen tdkp'nin yiğit genci. 80 darbesinde faşist cuntanın hedefi olup aslı kanıtlanamayan bir suçlama ile yıldırım hızıyla yargılanıp idama mahkum edilmiştir. asıl amaç, yaşı daha 17 olan bu çocuğu asıp geride kalanlara göz dağı vermekti ama erdal'ın idam kararı sırasında ve sonrasında hatta sehpaya giderken dahi takındığı devrimci duruş hepsine ders oldu.
faşizm için geleceğe, aydınlığa, kurtuluşa dair ümit taşıyan her genç yani sömürünün olmadığı bir dünya için mücadele veren her genç büyük bir tehlikedir. nitekim erdal eren, bu mücadelede bir neferdi asla geri dönmedi ya da fikir değiştirmedi. onu asanlar unutulmuşken kendisi hala yüreklerde ve eylemlerde yaşıyor.
büyüklerin bunca uzun yaşadığı bir ülkede, bir onur dersi midir çocukların ölümü? şükrü erbaş
insan ne için yaşar sorusuna bütün var oluş ve yaşayışıyla, onuru ve haysiyeti için yaşar cevabı veren güzel insanların çağı biraz gerilerde kaldı.
erdal eren, 17 yaşına kadar ülkesinin bütün insanları için onurlu bir devrim mücadelesi verdi. o yaşında da, ülkesinin bütün namuslu ve onurlu insanları uğruna can verdi.
bu dizeleri can baba, denizler için yazmıştır fakat benim şimdi erdal için de bağıra bağıra okuyasım geldi;
''acıyorsam sana anam avradım olsun, ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun...''