''caligula, romalıların hepsinin bir tek kafası olmasını diliyordu, o zaman bir vuruşta hepsinin kafasını kesebilecekti. savaşacağımız düşmanlarımız için böyle dileklerde bulunmak gereksizdir: hemen hemen tüm başarılarımızın, tüm mutsuzluklarımızın bir tek nedeni vardır, o da irademizin zayıflığıdır; çabadan, özellikle de sürekli çabadan dehşet duymamızdır. edilgenliğimiz, düşüncesizliğimiz, çabuk dağılmamız, bunların hepsi, madde için ağırlık neyse, insan tabiatı için de aynı manaya gelen evrensel tembellik özünü ifade eden kelimelerdir.'' - (jules payot, irade eğitimi, türkiye iş bankası kültür yayınları, çev.: ali berktay)
tdk, ''Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç'' olarak tanımlamış. bedia akarsu ise felsefe terimleri sözlüğü'nde şöyle tanımlıyor: ''Yapabilme gücü; özgürlüğünü içinde bulunduran isteme. İnsanın tasarımları ve görüşleri üzerinde bilinçli bir düşünüp taşınma ile seçerek ve tavır alarak eyleme karar verme yeteneği.'' Yani irade; insanın, eylemini ve düşüncesini, bilinçli ve amaçlı bir şekilde, belirli hedeflere ulaşma doğrultusunda yönlendirme yeteneğidir.
şeytanın kulağına "al yarım somun ekmek, bas arasına sarelle bitteri, göm gitsin" diye fısıldamasına karşı koyabilme, onun yerine uslu bir çocuk olup mercimek çorbası* içebilme gücü.
bu mecrada ilk defa entry nick uyumunu yakalamışım gibi hissediyorum.
irade kavramını felsefe tarihinde idealist düşünürler özgürlük ile bir saymaktadırlar. iradeyi yani özgürlüğü de zorunluluk ile karşı kefelere koymuşlardır. irade olabilmesinin koşulu olarak zorunlu olmayı yok saymışlardır. irade varsa, zorunluluk yoktur, olmamalıdır.
bu ayrım felsefe tarihi boyunca tartışılmış ve eytişimsel anlayışa göre ise tartışmaya farklı bir boyut getirilmiştir. bu anlayışa göre irade yani özgürlük ve zorunluluk, idealist anlayış gibi karşı kefeler yerine aynı kefelere konulmuş yani birbirine bağımlı olmakla birlikte, iradeyi ek olarak bir bilinç olarak ele alınmaktadır. iradenin her zaman geçerli bir özgürlük olmadığını, belirli şartlar altında olan özgürlük olarak tanımlamışlardır.