1. ukdesidir.

    esasen "kötü uygulama" anlamına gelen malpraktis, hukukta neredeyse sadece tıbbi malpraktis olarak anlaşılan bir terimdir. bir vekil olarak iş gören hekimin, hekimlik uygulamasında tıbben kabul edilebilir sınırların dışına taşarak, icrai veya ihmali olarak gerçekleştirdiği eylemler için kullanılır.

    ikisi de yle iş görmesine rağmen birbirlerinden genelde nedense hiç hoşlanmayan iki meslek grubu olan avukatlar ve hekimler "malpraktis mi, mu" düzlüklerinde birbirleriyle çok didişirler. örneğin, bir tıbbi kötü uygulama iddiasıyla açılan davada, hekimler sıklıkla "e kardeşim tamam adam öldü de, bu operasyonun zaten böyle komplikasyonlarının, şu şu yüzdelerde olabileceği bütün kılavuzlarda yazar; bakınız bunlara ilişkin aydınlatma da yaptık, rızasını da aldık, daha ne malpraktisi" der ve adli tıp kurumu da, olanca güvenilirliğiyle bu duruşu desteklerken; adalet peşinde ninjalıklarını icra eden avukat canlıları da "tamam, kılavuzda böyle bir riskin olduğu yazıyor olabilir ve hatta bu riske ilişkin aydınlatma yapılıp rıza da alınmış olabilir ammaaa bakalım sen bu kılavuzu uygularken, bu öngörülen riskin ortaya çıkmaması için yapman gereken her şeyi yaptın mı" diye sorar ve adli tıp raporuna itiraz ederek ilgili dosyanın üniversite öğretim görevlilerinden oluşan bağımsız bir bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi için çırpınır durur. barolar genelde çatılarında bulundurdukları avukatlara zart dediğinde ceza yağdırırken, hekimlik meslek kuruluşları mümkün mertebe "ya olur öyle şeyler, sonuç vaad etmiyoruz, hekim modern tıbbın gerektirdiği her şeyi yapmıştır" şeklinde cevaplar verir ve hatta sıklıkla gerekçeli düzenlenmesi gereken disiplin kararlarıyla ilgili "yok yok, bir şey yok, oyna devam" şeklinde iki satır yazı yazarlar. adli tıpsa genelde, ameliyat esnasında hasta içinde gazlı bez unutmak gibi artık savunulacak bir yanını bulamadığı olaylar dışında asla malpraktis demez.

    bu duruma ve malpraktis sebebiyle açılan davaların ezici çoğunluğunun hekim lehine sonuçlanmasına rağmen, özellikle yaşça büyük hekimler nedense bu kelimeye karşı aşırı tepkilidir. bu yüzden defansif tıp icra etmek zorunda kalıyoruz, hasta mı bilecek, biz mi gibi haykırışlar sıklıkla hekim cephesinden yükselir. bazı hekimlerin sorumluluk olarak sadece cerrahi operasyonu yüklendikleri, operasyon sonrası tedavinin devam etmekte olduğunu unuttukları, bu yüzden dikişleri patlayıp ağrı çektiğini ifade eden hastasını bir kere bile ziyaret etmeyip, asistanına "o da çok nazlıymış" deyip, sonradan hastanın yırtılmış bağırsağı sebebiyle sepsisten ölmesine bile "bunun bennen n'alagası var" diye çemkirdikleri de görülmüştür.

    oysa hekimler de kendi içlerindeki çürük elmaları ayıklamaya çalışsalar daha güzel olur gibi gelir bana. değerli meslek neticede. sanırım mesleğin içerisindeki asyatik tip hiyerarşi böyle bir kabileciliğe itiyor çalışanların bir kısmını.
    #255509 tavsan yumruklayan ivar | 4 yıl önce (  4 yıl önce)
    0hukuk terimi