Sanatta nesnenin nesne olma özelliğini "gösterme" akımıdır. nesnenin çağrışımları, uyandırdığı duygular eserde vurgulanmaz, izleyene (dinleyene koklayana vs.) bırakılır.
Minimalizm günümüzün tüketim toplumuna, ekran enflasyonuna, görsel ve işitsel bombardımanına tepki olarak yüceltilse de bir tepki akımı olarak doğmamıştır. Meşhur magara resimleri de minimalisttir, şinto kültürü de. hatta shinto'ya minimalizmin dini desem yeridir. diyeyim.
minimalizmin kapitalizmle derdi tartışılır ancak kapitalizmin minimalizmle derdi yoktur. az seye sahip olmak, evi sade döşemek, salonu saçma sapan sehpahalarla, büfelerla döşememek pahalı mal almamayı, mobilyaları yenilememeyi gerektirmez. Tersine, tanıdığım pek çok minimal yaşam meraklısı fazlasıyla alışveriş yapıp, eskilerini hızlıca elden çıkararak eşyasını az tutuyor.
yani tüketim karşıtlığıyla karıştırmamak lazım. evde yığın yığın eşyadan, takım takım tabak çanaktan, masa örtüsünden, sağa sola saçılmış gazete dergiden, üst üste biriken paket gıdadan ben de nefret ederim ama nicelerinin yüreğine oturacak parayı verip, yığıntı bıçak seti yerine kaliteli tek bir bıçak alabilirim.
gözünün önünde az eşya olması iyidir. boş alanlar iyidir. sadece yeteri kadarını sunmak,kalite gözetmek iyidir. tıkınmamak, az ama iyi yemek iyidir. Özetle tam olarak ne istediğini, ne vereceğini bilmek iyidir.