bu başlık kişiye özel bir başlıktır
  1. Bir kaç dil bilmeden entelektüel olunmaz bence. Bu anlamda, İngilizce, Fransızca ve almanca öğrenilmesi zorunlu diller. tabi herkes için değil entelektüel olmak isteyenlerden bahsediyorum.

    peki bu zorunluluk nereden kaynaklanıyor? Eğer dil öğrenmezseniz, öğreneceklerinizi asıl kaynaklardan değil çevirilerden öğrenirsiniz. Bu ise insanlığın fikri birikimine erişiminizi iki şekilde sınırlar:

    -okuyabilecekleriniz çevirilenlerle sınırlıdır. kitapevlerinin en önemli eserleri değil en çok satacakları çevirmeyi öncelemesi durumu daha da kötüleştirir. en önemli eserlerden bazıları ya çok geç çevrilir ya hiç çevrilmez. Dil bilmiyorsanız bu eserlere erişmenizin bir yolu yoktur.

    -çeviri, çoğunlukla olduğu gibi, berbat olabilir. Bu da önemli bir eser çevrilse bile ondan tam yararlanamayacağınız anlamına gelir. türkiye'de çeviri sektörünün durumu içler acısıdır. çevirmenlerin yarısı çevirdiği dili, diğer yarısı çevirdiği konuyu hiç bilmiyor. Halbuki iyi bir çeviri için, hem o dilde yetkin olmak hem de çevrilen eserdeki genel fikirler hakkında genel de olsa bir bilgi sahibi olmak gerekir. eserin okur tarafından anlaşılması, öncelikle çevirmen tarafından anlaşılmasına bağlıdır. bu özellikle felsefe çevirileri için daha doğru. Ama ortalık anlaşılmadan çevrilmiş eserlerle dolu. hiç bir altyapısı olmayan cahil insanlara sırf biraz ingilizce biliyor diye büyük bir filozofun eserini çevirttiğinizde çıkan sonuç tam olarak bu olacaktır. Tabi bu kepazelik Yayın evlerinin en düşük maliyetle üretip en yüksek fiyattan satma politikasının sonucudur. Bu kadar Ucuza yapılan bir işin hakkının verilmesini beklemek saflık olur. Neyse ki hala bir kaç idealist ve işinin ehli çevirmenle iyi kitaplar da çevriliyor. Ama bunların sayısı az ve giderek daha da azalıyor.

    #295990 little thirty | 3 gün önce (  3 gün önce)
    0kişiye özel