çizimleri baya çocuk işi kalan (ilk yayınlandığı 2000'lerin başında bile), aku ile jack'in bitmek bilmeyen kapışmalarının içeriği oldukça basit ve sıradan ama birkaç bölüm üst üste izlendikten sonra "ağzına sıçtığımın aku'su, jack seni fena sevecek bu işin sonunda olm!" diye diye hırslanarak izleyebildiğiniz çizgi film serisi. ben ilk sezonundan ötesini ralli halinde izleyemedim hiçbir zaman. aklıma geldiğinde de hep ilk bölümlerinden başlıyorum ama devamını getiremiyorum.
ilk bölümden sonra jack'i, sadece kendisinin hüküm sürdüğü uzak bir geleceğe gönderen aku müthiş bir karakter. konuşma tarzı, jack'in babası ile ilk mücadelesinden sonra geri dönmek için ettiği yemin, her zaman aktif olan "olm, siz kim köpeksiniz lan!" tavrı, tüm galaksileri fethetme iştahı; kötü karakterden beklediğiniz her şey adeta. "genndy tartakovsky'nin başyapıtı" diye boşuna söylemiyor herkes işte. the powerpuff girls benzeri çizimleri benim de dahil olduğum birçok kişiyi itiyor bence. yoksa hikayesi baya başarılıdır. 62 bölümü 2 günde falan ezebilirsiniz ama hayatınızdan giden 2 günün sonunda aku ile jack'in savaşının bir yere bağlandığını ama o yerin de içinizi rahatlatmadığını göreceksiniz çünkü tartakovsky son yazamıyor, çizemiyor. bunu da tecrübe etmiş olursunuz.
tartakovsky'yi bilmeyenlerin önce samurai jack'le bilgilenmeye başlaması gerektiğini düşünüyorum. sonra primal, hotel transylvania serileri falan gelebilir ancak.