yıldızların kaydını tutan eskinin bilimi, modern dünyanın sözdebilimi. johannes kepler, galileo galilei falan aslında astronomdan çok astrologdur. belgelerde de unvanları bu şekilde geçer.
sonra isaac newton dünyada var olan tüm hareketleri kağıt üzerinde döküp matematiksel bir şekilde modelleyince insanlar bilimin nasıl yapılması gerektiğini anlamışlar ve astroloji de bilim olma niteliğini kaybetmiştir. çünkü hiçbir astrolog, yaptıkları işi newton gibi kağıda dökememiştir.
işin ironik yanı, newton'ın aslında tüm bu doğa yasalarını modelleme sevdasının da astroloji tutkusundan ileri gelmesi. adam simya ve astroloji konularında ilerlemek isterken aslında çok farklı bir kulvara sapmış. hatta aynı "geleceği bilme" tutkusunu borsaya da uygulamak istemiş ama borsanın doğa yasalarından farklı olarak insan duygusu üzerinden de hareket ettiği gerçeğiyle yüzleşince bu konuda çuvallamıştır.
tabii newton'dan önce de karşı çıkanlar olmuştur astrolojiye. mesela aziz augustinus "taa ebesinin nikahındaki gezegenin benim hayatıma nasıl bir etkisi olabilir, manyak mısınız siz?" diye karşı çıkmış astrolojiye. kişinin karakterini ailesinin ve çevresinin belirlediğini savunmuştur.