klasik hint müziği gurular üzerinden aktarılır. bu sebeple de notasyon falan çok nadirdir. daha çok sözlü gelenek vardır. yani "hocaya gerek yok ki; kitaptan, internetten öğrenirim bunu..." diyemezsiniz bu aleti öğrenmek için. öğrenmek için bir gurunun müridi olacaksınız mecburen.
bu sebeple de yabancılar kolay kolay öğrenemez. orhan gencebay "ya işte saz çalmamı engelliyordu..." falan demiş de, külahıma anlatsın afedersiniz onu. delikanlılığına halel gelmesin diye uydurmuş bir şeyler. ha keza george harrison da sitarın sahip olduğu bu geleneği görünce "vay amk..." deyip sitarı elinden usulce bırakmıştır ki george harrison'dan bahsediyoruz burada. adamın hindistan'da girmediği tarikat kalmamıştır herhalde.
bu sebepten ötürü sitarı kötü çalan hintliye pek rastlayamazsınız. çünkü sitar icracılarının her biri bir geleneği temsil ediyor. kötü çalanı da tarikattan şutluyorlardır diye düşünüyorum. ya da tarikattan şutlanmamak için hayvan gibi sitar kasıyorlardır.
zaten çalması da öyle kolay bir alet değil. "eve gidip iki tıngırdatayım" tarzı bir alet değil. gitar gibi uyduruktan çalınsa da bir şeyler verebilecek bir alet değil. hakikaten emek ve adanmışlık istiyor.
şuraya da ravi shankar'ın efsane monterey performansını bırakayım madem: