türkiye'de ilk kez boğaziçi ve hacettepe üniversitelerinde kurulan, kurulduğu dönemde çok prestijli olan bir bölümdü. boğaziçi üniversitesi bu bölümün adını çeviribilim olarak değiştirdi. bilimselliğe gönderme yapan bu ad boğaziçi'nin kadrosundaki hocaların akademik profiliyle doğrudan bağlantılıydı (türkçedeki çeviribilim sözcüğünü kürsünün türkiye'deki kurucusu olan saliha paker'e borçluyuz. ilk kez kendisi even-zohar'dan çevirdiği bir makalede bu kavramı türkçeleştirdi), fakat çeviribilim sözcüğü mütercim tercümanlığın aynı zamanda uygulamalı bir alan olduğunun gözden kaçmasına neden oluyor bence, çünkü bu bölümün mezunları - teoride - filologlar kadar kuramsal eğitilmiyor. mezun olunca meslek edinmeleri, tabir-i caizse çatır çatır çeviri yapmaları gerekiyor. saliha paker'in ekolü gerçekten bilimcidir, ama diğerlerinde böyle bir iddia komik durur. şimdilerde çok fazla üniversiteye mütercim-tercümanlık açılıyor. akademik kadrolar yeterli ve yetkin değil. çoğu çalışan bilimin ne olduğundan haberdar değil. çevirinin ve çeviribilimin tarihçesini, temel dertlerini ve yöntemlerini bilmiyorlar. buna karşın bölümün adını çeviribilim koyarak akıllarınca prestij kovalıyorlar. içeriden biri olarak diyebilirim ki, maalesef türkiye'de bu bölümün hali içler acısı.