iyice zıvanadan çıkan eski okulum. öğrencilerine önce uzuun bir mail atmış, sonra "önceki maili dikkate almayınız!" diye ikinci ve "bugün atılan iki maili de dikkate almayınız!" diye üçüncü maili atmış rektörlük.
yani şimdi ikinci maili dikkate almazsak ilk maili alıyor muyuz napıyoruz?
sıklıkla kimlik politikasıyla ilgili olan mevzularla gündeme gelen okul.
bu aralar homoseksüellik konusu başını çekiyor. okulda erkek, kadın ve karışık wc'ler varmış ama yine de skandallardan, spekülasyonlardan kurtulamıyorlar. herkes kendi tuvaletini bilsin yani bu ne kadar zor olabilir ki.
5 yıldır bünyesinde olup bir kere bile wc'lerle ilgili bir skandal veya spekülasyonla karşılaşmadığım okul. herkes kendi tuvaletini bilsin diyen yobaz kafaların daha büyük sorunları (bkz: kayyum rektör) kendilerine dert edinmesi gerektiğini düşünüyorum. tabii, avrupa'da herhangi bir üniversite ile kıyasladığınızda 'meh' denebilecek bir yer, en azından akademik özgürlük anlamında. fakat urfa'da oxford vardı da biz mi okumadık...
Yaptıkları haklı özgürlük eyleminde.
Aralarındaki olayı başka yerlere çekmek isteyen pkk provakatörlerini döve döve atmaları gereken üniversite.
Yoksa baskıcıların ağır manipülasyonlarına maruz kalacaklar.
Ulan bunlar her haklı olayda damlıyor, her türlü olayın içine s*çıyorlar.
bana eksi atmadan şu aşağıdaki tweeti okur musunuz ?
he ben savunmuyorum, iktidar tarafındayım bir okuyun okuyun.
konunun manipüle edilme ihtimali var.
bir siz özgürlük istiyorsunuz baskıya karşısınız !
artık hard rock ve metallica dinleyen elitisit (metalika dinlemek elitisit bir davranıştır) bir rektörleri var. bence metallica'nın 91 öncesi yaptığı müzikten bahsediyorsa hele boğaziçili kardeşlerim kendisine bir şans vermelidir mutlaka. ayrıca buna da şükür demek lazım ki yeni rektörleri bir güreşçi de olabilirdi.
(bkz: melih bulu)
Boğaziçi Üniversitesi'ni boğaziçi yapan, öğrencileri ve kurum kültürüdür. Kimsenin arka bahçesi ve ince hesapların görüleceği yer değildir; hele hele "sol ideoloji" adı altında "terör" faaliyetlerinden başka hiçbir şey yapmayan sözde "solcular" tarafından savunulması gerekecek kadar düşecek bir kurum hiç değildir.
Bari ağzınıza karl marx 'ı alıp, adamı da mezarında ters döndürmeyin. Mevcut iktidara koz vermeye devam edin, e mi ?
Not : Deniz gezmiş'i özlemle/hasretle anan, marksist, suyu arayan adam.
türkiye'nin en prestijli üniversitesi. okumak için çalışkanlığımın ve zekamın yetmediği okuldur. ülkede (tüm başarılı ve güzel şeylerde olduğu gibi!) kirletilmeye ve bozulmaya çalışılan bir kurum.
Birey olamamış, hayatı boyunca tek başına en ufak bir yurttaşlık hakkı için dahi 'gık' diyememiş, 'höt' dendiği zaman 'göt' demekten başka bir tavır / duruş sergileyememiş, muhtemelen de yakın zamanda katıldığı en büyük toplumsal hareket "sünnete hayır" niteliğinde bir ciyaklama partisi olan tiplerin; retorik söylemlerle şirin ve entelektüel gözüktüklerini zannederek "sol duruş"a dair verdikleri dersi dinlememize sebep olmakla beraber; tahmin etmekte zorlanılmayacağı üzere arkalarını herhangi bir 'örgütsel oluşuma' dayamadan hareket edemeyeceklerini de tekrar bizlere göstermiş olan üniversite.
"İlk 3 gün ben de destekledim." tayfasından değil; son güne kadar sokaklarda olan ama birtakım paçavraların altına da girmemiş birisi ve sen daha dünya öncesi döneminde 1. sperm olabilmek için yarıştığın zamanlarda sayısız hareketin içerisinde olmuş birisi olarak, şu ifadeyi ilk kez içimden gelerek söylemek isterim ki; "solculuğu sizden öğrenecek değiliz."
Not : Boğaziçi Üniversitesi, öğrencilerinindir. Ve bizler eminiz ki gerçekten atatürkçü, gerçekten devrimci, gerçekten demokrat, gerçekten özgür türkiye isteyen ve bunun için mücadele eden boğaziçi üniversitesi gençliği, hiçbir şeyden korkmadan haklarını tek başlarına da olsa arayacaklar ve malum paçavralar altında tek kelam etmeye ihtiyaç duymayacaklardır. Bizler sizinleyiz.
Edit : Paçavradan kastım, malum terör örgütlerine ait flamalar ve dövizlerdir.
melih bulu'nun rektör olarak atanmasından sonra protesto olaylarına sahne olan eğitim kurumu. bir de dışarıdan ahkam kesenler var. yok efendim halay çekilmesinmiş, yok lgbti bayrağının orada ne işi varmış. evvelini bilmem benim gördüğüm yetmişli yıllardan beri halay protesto eylemlerinin mütemmim cüzüdür. o zamanlar yapılan grevlerde sendikalı işçiler de toplanıp halaya dururdu. halay birleştirici özelliği olan bir yerel danstır. lgbti konusuna gelince elbette ki boğaziçi üniversitesi öğrencileri arasında da lgbti bireyler vardır. kaldı ki olay üniversite sınırlarının dışına taştı, bugün kadıköy meydanında bir dünya insan toplanmış protesto yapıyordu. böyle olaylarda her türlü desteğe kucak açılır. ne var ki memleketin koşulları dikkate alındığında bu atamanın şahsım tarafından ortalığı karıştırmak amacıyla yapılmış bir provokasyon olma ihtimali çok yüksek. anketlerde baş aşağı gidiyorlar. tekrar seçim kazanma ihtimali gitgide düşüyor. böyle bir olayı tetikleyerek ohal ilan etme, bu ülkede bir daha seçim yapılmasını engelleme gibi niyet okumaları yapmak mümkün. bugün durduk yere yapılan milli savunma bakanlığı açıklaması'ndan da kötü kokular yükseliyor. bayram değil, seyran değil belli ki bir hesapları var. bu koşullar altında haklıyken haksız duruma düşmemek için, fırsat kollayanların ellerine koz vermemek için, yapılacak protestoların çok kontrollü olması gerekiyor. en ufak bir şiddet olayları beklenmedik yerlere sürükleyebilir.
Ben burada bazılarına göre tatlı su solcusuyum, Tatlı su kemalistiyim. polis, asker görünce kuyruğumu da kıstırıp kaçarım.
En iyisi dağlara çıkıp silah sıkmak sonra dağa çıkmayanların şehirde, dağda silah sıkanları halaylarla selamlamasına bir şey dememek !
Çünkü iktidar nasıl her muhalifi bölücülükle suçluyorsa biz de muhalefetin Bölücüsüyüz.
Ayıp ve hatalı yaptığımız !
Sonra her önümüze çıkan eylemde en önde olan ve polisle en iyi dalaşan ekibi de mazur Görmeliyim ne yaparlarsa yapsınlar Gık dememem lazım bence de çok doğru!
Çünkü bu gruplar olmasa bizim gibi adamlar kim ki!
Evet. Ör-güt-len-me, evet böyle bir beceriden yoksun olduğumuz için çok iyi organize olmayabiliriz. siz de verin fakat bizim gibilerin hakkını size göre arkanızdaki kalabalığı da bizim gibi insanlar oluşturuyor !
Ve bizim gibiler kalabalık yapma dışında çekirdek çitlemeye geliyorlar oraya çok yazık !
millete solculuk dersi vermek de çok güzel olur zaten bu bakış açısıyla.
Bu grupların içinde böyle olanları da görmeyip söylemeyeceksek, belirtmeyeceksek benim mevcut rejimin şakşakçılarından ne farkım kalır.
O çocukların hepsine terör propagandası yaptı diye hayatları karartılırsa eğer yaralarına gidip siz merhem olursunuz umarım.
Aynı şeyi protesto etsek de aynı değiliz hiçbir zaman.
Aynı olmak zorunda da değiliz !
İşin içine terör propagandası girdiğinde kimseyi savunmak zorunda da değiliz !
Devlet katil, polis faşist, asker natocu deyip, konu tarihte komünist devletlerin de yaptığı katliamlara gelince karşılaştığım çekirge sesinin açıklamasını almak zorunda hiç değiliz !
Ve siz bu resimleri görür görmez ve bu yazıyı okur okumaz bana döşenmek üzere olan beni tatlı su Kemalisti kendini gerçek solcu olarak niteleyecek arkadaşlar. size de şu soruyu soruyorum ben berkin elvan'ı öldüren kişilere katil diyorum.
Siz bu resimdeki devlet görevlilerini şehit edenlere ve pkk'yla poz verenlere terörist ve katil diyebiliyor musunuz ? 1.
Bunun yanında sizden olmayanı insan yerine koyup düşüncelerine değer veriyor musunuz ?2.
Terörist Diyebiliyorsanız evet ülkesi için iyi bir şeyler düşünen solcu arkadaşlarsınız diyemiyorsanız terör destekçisisiniz.
2. Sorunun cevabı evetse gerçekten ahlaki değerleriniz de gelişmiş, radikal de değilsiniz siyasal İslamcılar gibi.
İlk soruya evet diyemiyorsanız bana boşuna hiçbir şey söyleme zahmetine de girmeyin ve yazdığım sorudaki arkadaşlar kısmınında sizi kapsamadığını bilin.
Size kaç gündür anlatmaya çalıştığım bu, solcu olmak başka solcuyum diye terör örgütünü mazur görüp onu görmezden gelmek başka.
Bunu dillendirmeyip sümen altı etmek bambaşka.
Herkes ayrımını iyi yapsın ben bunu ayırıyorum ve kimseyi genellemiyorum.
Sorduğum ilk sorunun cevabı hayırsa ve
Bunları bile bile bu grupların ateşiyle ısınmak istiyorsanız istediğiniz gibi ısınabilirsiniz.
terörü ve zorbalığı kim ve ne yaparsa yapsın hiçbir türünü mazur görmüyorum ve görmeyeceğim.
Benim vicdanım bunu kaldırımıyor.
Fakat hayat Sizin tercih sizin her olayda örgütleme becerinizle hak ettiğiniz propagandanızı serbestçe yapabilirsiniz ! benim görüşümü saçma bulup istediğiniz gibi beni onaylamayabilirsiniz.
Dediğim gibi aynı görüşlere sahip olmak zorunda değiliz ve etik değerlerimiz birbiriyle uyuşmayabilir.
Fakat ben yanlış gördüğümü yanlış olarak dillendirmeye devam edeceğim.
öğrencileri şöyle güzel bir yuh yuh klibi hazırlamış okul. sözleri çok iyi uyarlanmış. bunun dışında dikkatimi çeken onlarca lgbti bayrağı oldu. renklerin anlamından yola çıkıp böyle bir eylemde kullanıyorlar desek toparlamıyor olayı, cinsiyetlerin politikleştirilmesi canımı sıkıyor. futbol maçı izlemek için tribünlerde yer ayırtıp mangal yapmak gibi bir şey benim gözümde. diğer yandan ortamda görünen tek türbanlı kadına zoom yapılması da gülünç. siz bari yapmayın böyle şeyler.
"aşağı bakmayacağız" mottosunun ortaya çıkışıyla birlikte, kafasını kuma gömerek oturduğu yerden tatlı su solculuğu yapan ve "o gençler eğleniy be, aralarında örgüt elemanları var onların, biliyom ben" yorumlarını yapanların ar damarı çatlamışçasına eleştirdiği öğrencileri barındıran üniversite.
altyazısı doğru olmasa da, "aşağıdan diyor orda, provokasyon yapmayın"cılar götlerini yırtıyor olsa da, hiçbir kolluk kuvveti personeli (amir de olsan, fazla behzat ç. etkisinde kalmış da olsan; personelsin sen annem) toplu halde yürüyen, slogan dahi atmayan bir grubu dağıtmak için hakaret edemez. toplu gezmek yok'tan sonrasındaki türkiye manzarası, 7 buçuk yol önce tüm türkiye genelinde ayyuka çıkmış olan polis şiddetinin ortadan kalkmadığını ve tek dişi kalmış canavar gibi pusuda beklediğini gösteriyor. 1 yıllık pandemi süresinde, sadece ankara'ya yürümeye çalışan çiftçilere zor kullanabilme fırsatı bulabilmiş olan "bugün çok çevik" olan personelin antrenman eksikliğini bu sefer de üniversite öğrencileri üzerinden kapatmaya çalışmalarını izlemek, "ben bu ülke vatandaşıyım" diyebilen herkesin utanması gereken bir ayıptır.
umarım atanmış rektör mevzusu çapında kalır bu direnişleri. yok kabe, yok lgbti derken, gene aynı 7 buçuk yıl önceki "olay ağaç değil arkadaş, sen daha anlamadın mı?" mevzusuna dönmez. böyle olursa, bir de "ilk 3 gün ben de destekledim" gibi saçmalıklarla uğraşmak zorunda kalacağız.
geçtiğimiz ay barış yarkadaş çok ilginç bir iddiayı dile getirmişti. üniversitenin kampüsü polonezköy'e taşınacak, kalan arsa da rönesans holding tarafından "değerlendirilecek" diye açıklamıştı.
açıkçası öyle bir şey olsa hiç şaşırmam bu ülkede. melih bulu da zaten "üniversiteyi çok daha iyi noktalara taşıyacağız" demişti. gerçek anlamda taşımaktan mı bahsediyordu acaba? yemin ederim iyice paranoyak oldum gündemden. öyle bir şey olursa, ortalık iyice birbirine girer ama sonuç yine hüsran olur bence. odtü'lüler de çok direndiler ama başaramadılar. *
Mezunlarının yeni kurulacak hukuk ve iletişim fakültelerine girmek için yeniden sınavlara girmek için uğraşmaya başladığını okuduğum üniversite. Doğruysa hükümete 20 yıllık iktidarlarının en büyük trollemelerinden birisini yaşatabilirler.
Son dönemlerde boğaziçi özelinde yaşananlar fazlasıyla göz önünde olduğu için üniversite kavramının içinin nasıl boşaltıldığına (üniversitelerin gizliden içinin boşaltılması yanında) nefis bir örnek oldu. Üniversite kavramı bu ülkeyi köy enstitüleri, meslek liseleri ile birlikte geleceğe taşıyacak çok güzel projelerdi de rüya kısa sürdü...