1. son olaylardan sonra aksine bir kanı yerleşse de, ırkçılığın azaldığı ülkedir. aslında polisin sokakta nedensizce adam öldürmesine verilen büyük tepki de bunun göstergesi. bugün birleşik devletler'de özellikle son 20 yılda ırkçılık büyük bir tabu haline gelmiştir. hatta tersinden bir ayrımcılığa bile sebep olmuştur. örneğin bir lisede değil ırkçı kelam etmek, bir beyaz, siyahiler arasında yaygın olan rasta tarzı saçla okula gitse sosyal lince uğrayabilir. siyah kültürü beyazlarca dokunulmaz hale gelmektedir.

    kaba bir karşılaştırma gerekirse, ekşi sözlükte bile, rahatlıkla "kürt işte" "barzolar ancak bu kadar yapar" "orospu çocuğu" gibi yorumlar cirit atabilirken, a.b.d.'de direk işini, gücünü, okulunu kaybetmeye neden olur.

    siyahlara karşı şiddetin ezici çoğunluğu yine siyahlar tarafından yapılmaktadır. burada ırkçılıktan çok, sosyal yapının ve alım gücünün siyahi mahallelerdeki kırınımı nedendir. polis şiddeti de vaka başına, beyazlara karşı daha yüksek orandadır ama bu son söylediğimden hızlı çıkarımlar yapmak doğru değil. ha o polis, bizdekinden farklı olarak dakikasında cezasını buldu.

    kurumsal ve açıktan ırkçılık hiç olmadığı kadar tabudur dedik, yine de her toplumda olan, kolay kolay adı koyulamayan gömülü ırkçılık mevcuttur. bu yaşlı nüfus arasında, güneydeki kırsalda daha yaygın. açıkçası insanlara karşı renk körü olmak yerine "siyah kültürünü yüceltme haftası" gibi "ten rengine göre farklı tavır" anlayışının bunu körüklediğini düşünüyorum. bunu söylemek, "karşıdakinin rengini umursamıyorum" demek bile beni "gizli ırkçı" etiketinin altına koyar.

    hiçbir ülkenin olmadığı gibi, amekerika'da bir rüya ya da cennet değil. trump seçildiğinden beri -hillary'nin parmağı var diyen çok- toplumsal olaylar da arttı. hispaniklerin sorunları, kaçak göçmenlerin sayısının artması ve sistemin dışında dev bir işgücünün oluşması, siyahi mahallelerde aile yapısının dağılması, tek anne tarafından maddi sıkıntılarla büyüyen çocukların suç dünyasında yüksek temsili, finansal disiplinin terkedilip üst orta sınıfın bile maaştan maaşa yaşaması dert. diğer yandan, istatistiksel olarak, liseyi çocuk yapmadan bitiren aç kalmaz. mental sorunu veya uyuşturucu bağımlılığına çare bulamayanlar dışında kimse evsiz de kalmaz. foodbak'de bu insanlara yemek, sağlık malzemesi dağıtmış, buralardaki taşan stokları görmüş biri olarak söylüyorum.

    bir iki cümleyle karikatürleştirilip tüm yönleri iki paragrafla ortaya konabilecek, "harikadir" ya da "bitti çöküyor" denebilecek bir ülke değil yani.
    #182643 son kurtadam | 5 yıl önce (  5 yıl önce)
    2ülke