ikinci dünya savaşı sırasında kanada'da yağ tedariğinin aksaması nedeniyle yağı sofrada kullanılmaya başlamıştır. o dönemki halinde bugün kalp krizine yol açtığından şüphelenilen bir asidin oranı yüksek olduğundan yaygınlaşmamıştır.
60'ların sonunda kanada, bitkinin ehlileştirilmesi yönünde önemli çalışmalar yapmış ve bugünkü gibi, asidi çok daha düşük bir yağı elde etmeyi başarmıştır. bu tüketiciye belli olsun diye, yağın adına konola denilmiştir. (atası olan yağ için, bitkinin diğer adı olan rapeseed kullanılıyordu)
sonraki çalışmaların çoğu bitkinin yabani otları yakan tarım ilaçlarından etkilenmemesi yönünde yapılmıştır. 90'ların sonunda bu başarılmış ekonomik olarak güçlü bir ürün haline gelmiştir.
kanada tarımında milli dava gibi birşeydir. on yıllardır binbir türlü sağlık testine tabi tutulmuş, sağlıklı ve lezzetli bir yağ haline gelmesi için büyük çalışmalar yapılmıştır. alternatif bitkisel yağlara göre daha sağlıklıdır, "tütme ısısı" yüksektir.
günümüzde en büyük üreticileri çin, almanya ve kanada'dır.