zaman zaman iş icabı veya gönüllü çeviri yaparım... ki takıntılıyımdır da bu konuda. muhtemel bir iki sebebi şu: bir kaç yıl önce "ulan ne kadar veriyorlar acaba şu film çevirisi yapanlara?!" diye şöyle bir araştırayım dedim, allah sizi inandırsın 40 tl falandı... hadi şimdi olsun 100 tl. ulan o kadar emeğe o paraya zikseler yapılmaz yani.
(film demiyorum) video çevirisi yaparken ekrandaki konuşmaya uygun senkronizasyon işin belki de en çok vakit alan kısmı. adam nerede susuyor nerede konuşuyor vs. son dönemde seyrettiğim 10 filmin artık en az ikisinde abuk/tuhaf/komik çevirilere denk geliyorum izlerken. ancak oradan da edindiğim izlenim şu: çeviren adam sahneyi izlemiyor veya izlememiş.
adam anahtarı kaybetmiş mesela (miss)... özlemek olarak çevirmiş. veya adam "anladın mı dediğimi?!" gibi bir şey diyor... karşıdaki "i get it!" "got it" falan diyor mesela, amerikan ingilizcesidir bu... "aldım" falan diye çevirmiş. get kelimesinin belki 30 küsür kullanılabilecek yeri varken haliyle önünde sadece metin olarak görürsen konseptten kestiremezsin ne anlamda kullanıldığını pek.
"may day" de mesela aynı... ulan ekrana baksan adam telsizle konuşuyodur, ya uçak düşüyordur ya götünde ayı bağırıyordur falan.
ama kimi zaman gülümsemek için "easter egg" gibi oluyor, seviyorum arada "beeeh ananı zikiiiim!" dedirtmeyen kimi masum yanlış çevirileri.