Türkiye'de feminist olmak yerine türkiye'de hangi feminist olmak demek daha doğru bir açılım olur. Daha anlaşılır ve tartışılır bir başlık ortaya çıkar.
Yazılanları okudum. Hepsi kırılıp dökülüyor. çünkü böyle bir başlık içerisinde feminist ideolojisini değerlendirmek baştan hatalı bir yol oluyor. Çünkü feminizm de düşünsel farklılaşmanın ve politik ayrışmanın içerisinde. ancak birbirini beslemeyen ve çember içerisinde buluşmayan bu zıt duruşların feminizm adı altında çatılaştırılması nedeniyle tam manasıyla ideoloji anlaşılır kılınmıyor. Diyagramın en tepe noktasına feminizm yazıp alt kollarına ayrılacak sayısızca başlık ortaya çıktı. liberal feministler, sosyalist feministler, radikal feministler, black feministler, anarşist feministler vb. dilediğiniz düşünce biçiminin yanına feministi ekleyip ortaya bambaşka bir politika çıkarabilirsiniz. Yani şunu demek istiyorum, kadının kadınsı farklılığını vurgulayan, örneğin bu bağlamda anneliği önemseyen feminizm olduğu gibi erkekliği eleştirerek her türlü heteroseksüel ilişkiyi olumsuzlayan ve lezbiyenliği öven feminizm olduğu gibi erkekliğin, erkeğin varlığına hiçbir şekilde tahammül gösteremeyen yeryüzünden tamamen silinmesi gereken cinsiyetin olduğunu ifade eden ve her fırsatta öldürülmesini dikte eden black feminizm oluşumu da var. Kavramsal ve kuramsal tartışmalar belli bir ölçüye yerleşememişken biz hangisinin içerisindeyiz?
feminizm, sadece kadınların değil, haksızlığa maruz kalmış, güçlünün karşısında ezilmiş, hakları elinden alınmış ve ötekileştirilmiş insanların da yanındadır. dolayısıyla ucu açık bir ideoloji düşünce ağıdır.