-
Varmak, ulaşmak.
hepsini göster
-
Güneş batmak.
hepsini göster
-
Bir araya gelmek, birleşmek.
Örnek kullanım: Ceketin önü kavuşmuyor. hepsini göster
-
katılmak.
Örnek kullanım: Fırat ve Dicle gibi yan yana akıyorlar, sonra birbirine kavuşuyorlar. (Y. K. Beyatlı) hepsini göster
-
Yokluğu çekilen veya çok istenen bir şeye erişmek, onu elde etmek.
Örnek kullanım: Vakitsiz kötürümleşen ruh, onun mucizesiyle ısındı, kımıldandı, doğruldu; bir sağlığa kavuşuyordu. (R. E. Ünaydın) hepsini göster
-
Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek.
hepsini göster
-
necip fazıl kısakürek'in bir şiiri.
*****
ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar;
kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var?
(1980) hepsini göster
#12170
kesret |
8 yıl önce