yeni çıkan albümleri takip etmek, jazz ya da klasik müzik için hazırlanmış listeleri ve podcast leri dinlememe olanak sağlayan paltform, güzel bişi bence
Mobil uygulamasını beğenmedim, reklam olmasının yanısıra oynatma listemizdeki şarkıları geçemiyoruz, bir sayı hakkımız var sanırım. Yani şarkı listemize eklediğimiz 10 şarkıdan 9.sunu dinlemek istiyorsak ilk altısını geçebiliyoruz fakat bu geçiş özelliği altı şarkı ile sınırlı ve tekrar şarkı atlamadan önce sanırım bir süre beklememiz gerekiyor ya da ben anlayamadım. Uygulamayı çözebilmiş birisi varsa ve beni aydınlatırsa çok müteşekkir olurum.
Kendilerinin yıllık arşiv uygulamalarını beğenen herkese gönül rahatlığıyla hesaplarını last.fm'e bağlamalarını tavsiye ederim. Sadece yıllık değil aylık, haftalık, tüm zamanlara dair en çok dinlediğiniz her şeyin arşivini bedavaya, spotify'ın size sunmasını beklemeden istediğiniz her an döküm alabilirsiniz.
müzik dinlemek için işe yarar bir program. ücretsiz üyelik mobile mahsus çok sınırlı ama masaüstü uygulaması reklamlar dışında premium resmen. atlama sınırı yok, önceki şarkıya atlama var, karışık dışında çalma modu var, spesifik bir şarkıyı çalabiliyorsunuz. çoğunluğun telefondan dinlediğini bilerek telefona aşırı sınırlı yapmışlar. ben de sevdiğim şarkıları bir playlist'e topladım. içinde sadece sevdiğim şarkılar var. baktım bir şarkıyı dinlemekten bıkmaya başladım, çıkarıyorum listeden gidiyor. onun dışında ücretsiz planın çok sorununu görmüyorum. bir tek marmaraya binince marmaray yerin altına girdiğinde çalması duruyor internet çekmediği için. muhtemelen metroya bindiğinizde aynısı olacaktır. eğer her gün metro kullanmıyorsanız ve internet paketiniz yeterliyse premium'a çok gerek kalmıyor. daha önce birkaç şarkıyı bulamadığım olmuştu. şarkı sayılmayacak şeyler var ama bazı şarkılar yok. ama o 1-2 tanesinin eksikliği çok da dert edecek bir şey değil. yapanlara helal yine de.
şarkı barını ışın kılıcına dönüştürmeyi daha yeni öğrendiğim uygulama. şuna bakın dün gece keşfettim ve çok şaşkınım. üstüne tıkladıkça rengi de değişiyor harika ama sadece masaüstü uygulamasında. arama yerine caps lock açıp thx1138 yazdığında oluyor.*
ya ben çok geride kaldım ya bu çok yeni çıktı ya da kimse bana bir şey söylemedi.
sanatçının geliri sabit değil spotify'da. tüm parayı aylık bir havuzda toplayıp, çalınma oranına göre dağıtıyor.
yani yarı amatör bir sanatçıysan, o ay da nil karaibrahimgil albüm çıkarıdysa bir bok alamazsın. Bu yüzden herkes yeni çıkacak albüm söylentilerini timsah gibi takip ediyor.
geliri dağıtırken zone/ ülke ayrımını nasıl yapıyorlar o kısmına dair net bir yazı bulamadım.
en sevdiğim, en kahrımı çeken, reddit'le beraber telefonumda en çok şarjımı yiyen (hmm, webtoon da bunlara katılabilir) uygulama. çoğu yazı seansına, ders çalışma ve iş yapma saatlerine, yürüyüşe, duruşma beklerken adliye bahçelerinde temiz hava alma anlarına, yemek hazırlamaya, dışarı çıkmak için hazırlanma ritüellerine eşlik eder. hatta tam bir sefa p.zevengi olduğumuz için bizim evde beş on dakikadan uzun sürecek herhangi bir işe eşlik eder kısacası. on dakikadan uzun sürecek bir işimiz mi var, spotify kendiliğinden otomatik açılıyor. kitap mı okuyoruz, önce spotify bir çalışmaya başlasın, kapak öyle aralanıyor. kuş mu besleyeceğiz terasta, kuşlar yem beklerken biz fon müziği arıyoruz, karga suratımıza bakıyor "önce fıstığımı vereydiniz..." diye. bazen "kumrular ne sever acaba?" diye düşünüp su sesli şeyler açıyorum. yönlendirmeli meditasyonları bile çoğu zaman oradan dinliyorum. kısacası spotify, elimiz, kolumuz.
ve bizim evde aynı zamanda bir kibarlık ikonuna da dönüştü.
eşimle, evlenmeden çok öncesinde de beraber yaşamaya başlamıştık zaten. daha aynı evde birlikte zaman geçirmeye başladığımız ilk günlerden beri müzik açarken hangimizin spotify'ına giriş yapılmışsa onu kullanıyorduk, bu da genelde benimki oluyordu. hatta aslında bizim aynı evde birlikte zaman geçirdiğimiz ilk günlerde spotify bile yoktu, bir adet bilgisayar hoparlörüne bağlanmış cd çalarda aynı epica, dream theater, orphaned land ve opeth albümleri tekrar tekrar döner dururdu. pavlov'un köpeği gibi o dört grubun o dört albümü ne zaman çalsa burnuma sigara kokusu sinmiş, bir davul, bir klavyenin kurulu olduğu o odanın kokusu gelir. spotify günleri, çok daha sonrası...
biz böyle böyle aynı spotify'a baş koyalı yedi yılı geçmiş. tümden benimkini kullanıyoruz, ilk premium üyelik alacakken de sadece benimkine almıştık, şimdi sınavsız ikinci üniversite programı ile yeniden öğrenci olduğum için görmemiş gibi hemen öğrenci indirimi falan da tanımladık, benimkinde yaşıyoruz. ve bu arada ikimiz de çalışırken de müzik dinleyen tipleriz, önceden ikimiz de ofiste çalışırken genelde birimiz spotify'ı açtığında başka bir bilgisayardan ya da telefondan müzik dinlendiğini görünce doğrudan hiç diğerimizin müziğini kesmeden başka bir platforma geçerdik. genelde ben deezer, o youtube açardı, tek premium üyeliğimiz de spotify'da olduğu için youtube kullananımız arada reklama maruz kala kala iş yapardı. (deezer'ı internet tarayıcıdan açınca reklam engelleyici neredeyse premium üyeliğin işini görüyor.)
şimdi uzun süredir, pandeminin başından beridir ikimiz de yarı evden, yarı ofisten çalışıyoruz. böyle olunca yine tek platform çoğu zaman işimizi görüyor, yan odaya da birimizin açtığı müzik ulaşıyor. ama geçen gün şöyle bir şey fark ettik, ben evden çıkarken evde müzik eşliğinde kendi işini yapan eşim gelip beni geçirdi, benim yazıhanede işlerim vardı ve ben de kapıyı açıp bilgisayar başına oturur oturmaz elim önce spotify'a gitti. sonra "aa evde en son müzik var idi, demek ki benimki çalışırken çoktan açmıştı spoti'yi, ben de gideyim de deezer açayım," diye oturup saatlerce deezer'dan bir şeyler dinleyerek iş yaptım. uzun uzun çalıştıktan sonra fark ettik ki, spotify bunca zaman boyunca boştaymış. ben yazıhaneye gelip burada çalışacağım diye eşim doğrudan youtube'dan müziğini açmış, ben de gelince o spotify'dan dinliyor, bölünmesin diye hiç bakmadan deezer açmışım. saatler boyunca ikimiz de diğerimiz için esas kullandığımız uygulamayı bir kenara bırakıp "aman o daha rahat açsın dinlesin istediği gibi, reklama maruz kalmasın, kendi istediği çalma listelerini dinlesin," diye başka yerlerde takılmışız.
iki gündür ne zaman müzik dinleyecek olsam ve elim spotify'a gitse gülümsüyorum. böyle şeyler, uzun süreli ilişkilerde bile kendinden önce diğerinin rahatını düşünmek, azıcık bile olsa keyfini bozacak bir şeyi istememek, onun kendinden daha rahat etmesini sağlamaya çalışmak ne güzel çünkü. spotify da küçük bir temsili, kibarlığın minik bir ikonu olmuş oldu.
editle gelen ek: ikimizin de telefonlarında, laptop'ta ve masaüstünde kurulu, benim yazıhane bilgisayarımda da kurulu, televizyonun kendi işletim sisteminde uygulama olarak kurulu, playstation uygulaması olarak da xbox uygulaması olarak da kurulu. kahve makinasına kurulsa ona da kuracağız.