-
abartıldığı kadar kötü olmadığını düşündüğüm 2011 yapımı film.
-- spoiler --
film, bir virüsün hong kongdan dünyaya yayılmasını ve bu salgının etrafındaki hayatları konu ediyor. hastalık, ensefalit ile benzer belirtiler gösteriyor; yüksek ateş, öksürük, şiddetli baş ağrısı, kırgınlık... hatta filmin başında gwyneth paltrow'un nöbet geçirdiği bir sahne var, ondan önce de matt damon'a "kolum..." diyerek kolundaki his kaybını dile getiriyor.
-- spoiler --
umut tüccarları, kendini feda eden doktorlar, kargaşa, otoriteyi sorgulayan bağımsız muhabirler... her yönüyle covid-19 ile benzerlik gösteriyor. -
(bkz: pandemic: how to prevent an outbreak) -
Corona virüsünün ortaya çıkmasından sonraki dönemde iTunes üzerinde en fazla izlenen filmlerden birisi olmuş. Film 2011 yapımı dokuz sene geçmiş üstünden. Şaşırtmadı tabi. Muhtemelen bir çok platformda aynı şey geçerlidir.
Bu arada imdb'den baktığımda filmi daha önce izlediğimi fark ettim. Puan bile vermişim. Artık nasıl etkisiz bir filmsr o kadroya rağmen bırak izlediğimi, komple unutmuşum filmi. -
wallah dün seyrettim. çok önceden de seyretmişim aslında.
filmi izlemek için belki de en güzel en uygun zaman. ne ne anlama geliyor, bir salgında işler boka sararsa nerelerde sarar vs hepsine hakim olursunuz, özellikle de şu sıra.
bakmayın eşşek gibi de sağlam bir kadrosu var.
normal zamanda izlerseniz puanınız 6.2, şimdilerde izlerseniz 7.4 olur. -
Yönetmenliğini steven soderbergh'in yaptığı 2011 tarihli film. Kadro yıldızlar karması gibi. matt damon, kate winslet, jude law, gwyneth paltrow, marion cotillard, laurence fishburne, bryan cranston... Yalnız belliki bütün para Cast için harcanmış çünkü film bu kadroyu hak etmeyecek bir hayal kırıklığına yol açıyor.
Tam da corona virüsünün dünyayı kasıp kavurduğu günlerde izlenecek film aslında. Gene çin'den, yarasalardan insana bulaşan bir virüs dünyada milyonlarca insanın ölümüne yol açar. Bizde hem salgının yayılma hem de aşının bulunma sürecinde hastalığın ortaya çıkmasına yol açan ilk hastanın bulunma çabasına tanıklık ediyoruz.
Dünya tam da salgınlarla uğraşırken böyle bir film izleyince insan daha fazla etkilenmiş olmak ister bana kalırsa. Yani soğuk savaş döneminin paranoya filmleri etkisini bulurum sanmıştım ben ama film bu kaliteden baya uzak. Kısa planlarıyla Baya baya belgesel tadında ilerleyen film zaten sizi içine alacak bir atmosfer yaratmıyor pek. Arada bir boş sokaklar, ıssız şehir görüntüleri falan görünce biraz sıtkınız sıyrılıyor ama bu bunaltıcı atmosfer ne yazık ki tüm filme yayılamamış...
Matt Damon şaşırtıcı şekilde filmde hayatının kurtarılmasına gerek olmayan tek insan. Filmde elbette bir adet soner yalçın da mevcut.
Sonuç olarak bu filmi izlemek için en doğru zamanlar bugünler. Bu bile etkisine pek pozitif etki yapamıyor. Allah'tan kadro iyi. Bir de müzikler müthiş. Gerim gerim gererek filmin yapamadığını yapıyor çoğu sahnede.