benim için bu sözlükte "iyi ki" olan ama "ulan iyi ki" olan yazarlardan. hiç tartışmadım. düşünce ayrılıklarımız olduğunda bile birbirimizi kırmadan o kadar güzel konuştuk ki hep, uu beybi beybi bu nasıl bir sevgi^^
eylülün 5'i kendisinin doğum günüsü idi. unutmadım da, yoğunluktan yazamadım. bir sonraki gün de öyle utandım ki unuttum sandı diye... hani olur ya bazen söyleyemezsiniz utancınızı öyle oldu.
doğum günü olsun olmasın; iyi ki doğmuştur. iyi ki arkadaşı olabilme onuruna beni de layık görmüştür. muazzam insan, eşsiz yazar.
bazen kafalarımız bile o kadar aynı oluyor ki, kendimi Narsisistik kişilik bozukluğunun ortasında hissediyorum. öyle de ben gibi...
dünyaya duruşuyla ve ufkumu açmasıyla benim için ünlü olan yazar kendisi. ironilerin kraliçesi ama dramaların asla kuini olmayan yazar aynı zamanda. beyin kıvrımlarından öpmek istediğim, nöronlarına hayran kaldığım... tüm benliğine ayrı ayrı teşekkür edilesi, övülesi yazar. iyi ki vardır.
her sabah bir doz petra von kant mental sağlığınız için gereklidir, lütfen kulzos eczanenizden isteyin. haricen tüketilir^^
kendisi gibi düşünceli birisi çok nadir bulunur ve bulunduğu zaman asla bırakılmaması gereken bir ince ruhlu kişisi.
Şuraya kendisi hakkında ne yazsam eksik kalır, Albay'ın notları/#260975 şu girdide yazdığım şeylerin hemen hemen hepsi kendisi için de geçerli. Çevresine ve değer verdiği kişilere bunu göstermekten hiç çekinmeyen, değer verdiğini gösterirken de olabilecek en güzel şekilde gösteriyor bunu.
Bütün duygularımı ve kırgınlıklarımı, güvenimi paylaşabileceğim az sayıda insandan biri. buradan birçok kişi ile arkadaş oldum, öz gibi gördüğüm abilerim/ablalarım oldu ama kendisi benim için ''özden öte'' olan iki kişiden biri. Diğerinden de az önce numarasını verdiğim girdide bahsettim uzun uzun. Bi' tanem ablam canım benim.
az önce ''şuraya ne yazsam eksik kalır'' dedim ya, heh işte eksik kalan tek şey yazabileceğim şeyler değil, ne kadar sevsem de eksik kalır gibi hissediyorum. Benim için genelde ''kalbi/yüreği kocaman'' denir ya, heh işte kalbimde petra varken kalbimin küçük olması imkansız gibi bişi. Geçen ''biraz daha yer açayım, başkaları da rahat etsin'' dedim, baktım yine petra var hep, her yerde petra var, durduk yere mutlu oldum yine. Ne diyom ya ben? Heh, yani kalbimdeki yeri asla ama asla, kat'a ve kat'a değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
Canının hiç sıkılmaması ve yüzünün hep gülmesi dileği ile. Seni çok seviyorum.
Petra çok şeydir hem de çok. Ama ben fularlı bir kulzos yazarı olamadığım için anlatamam onu. Kelimelerim yetmez. Bilen bilir zaten, öğrenmek isteyene de anlatır.
Kanki seçimimde asla yanılmadığımı her seferinde gösteren iyi niyetli, özü sözü bir insan. Hassas, ince fikirli osman kardeşimiz; osmancan. Boşuna can demiyoruz.
ne zamandır girdilerine denk gelemediğim sözlük yazarı...
hayır yazmıyor da değil, ben de sözlükte takılmıyor değilim. neden böyle oldu ki ?
bir miktar * özlemiş olabilirim, girdisine denk gelince şımarmış da olabilirim *, görünce özlemimi tüm kulzos sakinleriyle paylaşmak istemiş de olabilirim * ama olsun o anlar beni^^
little wing'in favori yazarı gibi duruyor. lan o kadar çay ısmarladık bana şu kadar girdi yazmadı herif...
valla uzun süredir sözlükte kendisi. arada kayboluyor. kuyruklu yıldız gibi. lakin periyodları belirsiz. bugün beni göğüslerden de soğuttuğu için sol tarafta nickini görünce iki satır da ben yazayım dedim. şimdi baktım iki satırı çoktan geçti. susayım madem.
Kimliğini gizlemek için giydiği Pejmürde kıyafetlerinin altına sakladığı pire tasması dışında hiçbir önlem almadan her gece başka bir köprü altında ayyaşlara, evsizlere, dilencilere şarap ısmarlayan, tiner koklatan, çorba içiren bir süper kahraman.
little wing psikolojimi nasıl bozduysa karmaşık rüyalarıma konuk olan yazardır.
efendim baağzı yazarlar yüzünden kendisinin cinsiyetiyle ilgili ikileme çok düştüm. dün geceki rüyam da bununla ilgilidir.
rüyam şöyle başlıyor, little wing adlı yazar petra von kant ile aramı yapmaya çalışıyor. saçmalama diyorum, kadın o. ben lezbiyen değilim. yok yav diyor erkek o. ismi de osman. nasıl oldu bilemiyorum ikna oluyorum. kendisiynen uzun sohbetlerimiz oluyor sözlükte. ben kendisinden aşırı etkileniyorum. pendik’te buluşmaya karar veriyoruz. neden pendik? bilemiyorum. halbuki hiç romantik değil, neyse. kent cafe’de buluşma kararı alıyoruz(öyle bir cafenin varlığından emin değilim), erkenden gidiyorum ama nasıl heyecanlıyım. petracığım geliyor. geldi. kadın. kadın lan! olmaz diyorum. kıvanç diyorum. her şey yalan mıydı diyorum. “amaan gönüller bir olduktan sonra cinsiyetin ne önemi var” diyor bana. rüyada hatırladığım en net şey bu cümle. sonra ben yine ikna oluyorum. lezbiyen olmaya karar veriyorum. evet karar veriyorum hehe. tam elini tutacakken dönüp de bana demesin mi “ama ben evliyim”. daha lezbiyen olmamın ilk dakikasında kalbime kurşunu yiyorum. larden loughness’i arayıp ağlıyorum falan. sonra lardenciğim beni kokoreç yemeye götürüyor tabii o kısım çok da şey değil.
sonuç olarak olm ne biçim rüya lan bu? tşk little wing.
Gerçek bir dost, gerçek bir insan. Gerçek bir sinemasever, gerçek bir yazar. Çakmalardan geçilmeyen dünyada tam bir lise arkadaşım fırlama osmancan. Sevmeyenini sevmem diyebileceğim kadar güvendiğim nadir insanlardan. Almanya diyarından bir şirin petra von osman. Herkesin başına! *
mini eteği kendisine çok yakışan bir yazar. kocası kızmıyor herhalde (bkz: peter von kant/#273393) o da olgun bir adam olsa gerek sonuçta kont. kant mıydı? neyse en kötü dük'tür. ee kolay verilmiyor bu ünvanlar. kanaviçe ile ilgili yazılarını çok beğeniyorum.
ülkedeki en iyi almanca konuşan insan olabilir. helmut kohl'un amca kızı kendisi. kohl de lahana demekmiş. işte böyle öğretici bir insan kendisi. sehr gut, ich habe eine katze. vielen danke.