1. sabun kullanmadığını öğrenmek.
    0tespit 
  2. kapı eşiği.
    4tespit 
  3. "arkadaşlığımız bozulmasın" dedikten sonra.
    #244051 kerem | 4 yıl önce
    0tespit 
  4. senin yüzünden ağladığı gün kendinden vazgeçtiğin eşik.
    paradoks böyle bi şey.
    #244049 mangetsu | 4 yıl önce
    0tespit 
  5. Kadınlar için daha çok üremediginin yada dönusmediginin hissedildiği andır. Yasanan ilişkide bir dönüşüm ya da ilerleme hissettmediği anda vazgeçmeye başlıyor kadın.
    #202656 482 | 4 yıl önce
    0tespit 
  6. asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,

    ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.

    dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.

    sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.

    bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.

    ama hata insana mahsustur dedim.

    affettim, af diledim.

    kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.

    onlar belki beni saflıkla yargıladılar.

    belki de içten içe sinsice güldüler.

    ama asıl unuttukları şuydu;

    ben aldanmadım..!

    aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.

    bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,

    kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.

    oysa ben hiç insan kaybetmedim.

    sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar.

    can yücel'in şiiri yeterli sanırım.
    #126245 kitapkurdu | 6 yıl önce
    0tespit 
  7. genelde benim için inanç oluyor bu.

    bunu söyleyince de insanların tepkisi "ama birbirinize saygı duyduğunuz sürece sorun olmaz ki" oluyor ama gerçekten aynı inancı taşımayan iki kişinin birbirine sayı duyması çok zor.

    hatta şu an arkadaşlarımla bile çok sınırlı iletişim kurmamın sebebi de bu. bir yerde mutlaka ya benim ya da onların duymak istemeyeceği sözler söylenebiliyor.
    #119786 bachophile | 6 yıl önce
    0tespit 
  8. Sevilen kişinin yaptığı hareketlerin, ilişkinize karşı duruşunun, hareketleriniz karşısında takındığı tavrın bozulmaya başladığını gördüğünüz an o eşiği atlamak üzeresiniz demektir.

    Allah kimseyi o eşikten atlamak zorunda bırakmasın. Kişisel tecrübelerim ışığında çok zor olan durumdur. Arkadaş insanın sevdiği kişi "ben seni seviyorum ama başkasına aşığım." diyebilir mi adamın suratına.

    Böyle bir durumda eşiği sessizce atlayıp sakin sakin uzaklaşmak en doğrusudur. O eşiği atlatan eski sevilen kişiyi çıldırtabilir.
    #117977 enchuken dimario | 6 yıl önce
    0tespit 
  9. insan sevdiğinden vazgeçmez.
    #117687 maraz1 | 6 yıl önce
    0tespit 
  10. Birlikte geçirilen onca vakit; sohbet, muhabbetten sonra kafasının içinde bir beyne sahip olmadığını anladığınız an.
    #95831 cihankavgasi | 7 yıl önce
    0tespit 
  11. cumhuriyet sucuğunu bıraktığı andır...
    #95716 kerem | 7 yıl önce
    4tespit 
  12. "sınavdan sonra seni bir yere götüreceğim" diyerek pavyondan bozma bir yere götürmesi. orada çalışan herkesin onu tanıması. hesap ödenmek istendiği vakit "x hanımın borcu yok" denmesi.

    ne bileyim çok farklı bir ilk buluşma hayal ediyordum.
    2tespit 
  13. Sevdiğim kadın için: Bensiz kalmayı tercih ettiğin için senden vazgeçtim...

    Sevmediğim kadın için: senden neden vazgeçmeyeyim ki, hiç ruhuma hitap etmiyorsun. Batıyorsun bana. Seninle bir gelecek göremiyorum.


    #95673 wasd | 7 yıl önce
    0tespit 
  14. eşikten geçebilmenin zorluğunu iki kez yaşadım. üçüncüye sağ çıkabilir miyim bilmiyorum ama birçok yerlerimi kırptığım için pek de o eşik gelmeyecek gibi.

    ilk öpücük başlığında anlattığım bir hikayem vardı. 6 yılın sonunda, bir iş çıkışı buluşmuştuk. her şey güzel gidiyor ben bu kadınla yaşlanır giderim. şu saatten sonra ayrılık da olmaz derken, kahvemizi yudumlarken gitmek istediğini söylemişti. Evleniyormuş üstelik de. Aile baskısı, toplum ve mahalle baskısına kafa tutacak bir insan değildi ancak sevgisi bambaşkaydı. Dünya kıçının üzerine oturmuştu. Ben tepetaklak olmuş çok pis düşmüştüm. o akşamından sonra bir kez olsun göremedim. evlendiğini biliyorum onun haricinde hep mutlu olduğuna dair umut besliyorum. süreci atlatmam çok zor oldu. zor olmakla birlikte farkında olmadığım şeylerin farkında olarak dönüşüm yaşadım. inanılmaz güzel şeyler kattı. daha bir güçlendim, güzel olan şeylere değer vermekle birlikte daha çok saygı ve özen duymaya başladım. üç yılı geçti.

    bu süreçte başka bir sözlükte yazıyordum. orada sadece sevdiceğime karşı bir günlük tutuyordum. hiçbir zaman okumayacaktı ama yine de o'na yazıyor olmak beni mutlu ediyordu. o sözlükten günlüğümü takip eden bir yazar vardı. bir ara konuşmuştuk sonra iletişim kesildi. aradan 7-8 ay geçtikten sonra yeniden başladık konuşmaya. muhabbet gittikçe koyulaşıyordu. ve nihayetinde görüşme kararı alıp onu görmeye gitmiştim Eskişehir'e. yüreğimin sol kapakçığı yırtılacak sanki. Gözlerim nereye bakacağını bilemiyor. böğrümde sıcak bir yel ettikçe terliyorum. başka bir şey olmalı, diyorum. yeniden sevgiyi yaratabilme gücünü bulabildiğim için acayip şımarıyorum. deli deli yürüyorum. ayaklarım asfalttan fırlayacak sanki. oturuyoruz çayın kenarında. kafasını çevirdikçe başka taraflara ben süzüyorum onu. yüzünü bana çevirince ben kaçıyorum hemen. bir akarsuyu yatağını bulmuş yavaş yavaş su oluyordum. coşkulu coşkulu geçiyordum, bağıra bağıra. güzel gidiyordu. maymunluk bende. hemen bir koşu gidip hislerimi açtım. duygularımı dile getirdim. o da karşılıksız değil dedi. tamam dedim. güzel olacak her şey. hepi topu 4 hafta. 4. haftanın bitiminde hislerinin olmadığını, hiçbir zaman da sevginin olmadığını söyledi. bu süreçte sürekli içimde bir kurt vardı. sürekli bir araf halinde ilerliyorduk. bir yerde çatladı. bir yerde koptu. bir yerde düzlüğe çıktı.

    ilkinden çok kötü geçti. kendimi üzdüm, annemi üzdüm, komşumuz aytoş'u üzdüm. annem beni her gördüğünde "kim üzüyor seni böyle yazık değil mi?" derdi. "kim sevmiyorsa seni, benim sevgimi koy yerine, bu kadar harap olma" derdi de ben yine kendime küs otururdum kıpkırmızı yüzümle. bu sefer gerçekten kalçam kırılmıştı. çok sert düşmüştüm. neyse ki, kemik kaynadı. o günler de geçti. yine güzel şeyler öğrendim. içimdeki gardrobumda saklanan pia artık gün ışığında çırçıplak koşabiliyor. velhasıl yüreğimizin sol kapakçığı tamamen gitti ancak halen yaşamak güzel. tabii, kadınlar da...
    #95424 pia | 7 yıl önce
    0tespit 
  15. Bazı sevgiler büyüdükçe bazıları için düştü o eşik. Eskiden birileri kalbimi kırıdı mı "niye öyle yaptın, çok kırıldım bik bik bik" diye uzatırdım. Sanki savunmada olan bendim, sevdiklerime öyle değer verirdim.

    Artık selametle deyip gönlümden düşüveriyorum. Sevgi isteyen özen göstersin.
    #95081 son kurtadam | 7 yıl önce
    0tespit 
  16. bu konuda çok güzel söylemiş. sanırım en son vazgeçtiğimde bütün nedenler bunlardı. eh, bir de ekstra üçüncü bir kişi.

    “Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.

    Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

    Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.

    Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

    Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

    Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.

    Bencil olduğun için vazgeçtim.

    Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.

    Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

    Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.”
    #94722 keskelimonolsaymisim | 7 yıl önce
    0tespit 
  17. bu eşiğe düşmeye çalıştığınızda ölmeyi tam olarak beceremeyebilirsiniz ya da öldürmeyi.
    vazgeçmek kolay değil, bir süre kendini kandırmacadan sonra aslında ölmediğinizi, sakat kaldığınızı fark edersiniz.
    vazgeçmek kolay değil.
    #94599 supradin | 7 yıl önce
    0tespit 
  18. Sınırları net olmayan eşik, bir çeşit gri bölge.

    Çünkü sevilen kişiden vageçmek birden bire gerçekleşen bir eylem değil. Adım adım, ruhunu kemire kemire gerçekleşiyor. Bazen zorunda kalıyorsun;
    ağzından çıkan cümlelere kendin bile inanamıyorsun. "Hoşçakal" demeye dilin varmıyor. Zamana ümit bağlıyor, alışmayı diliyorsun. Aklın eşikten geçiyor, ruhun geçmiyor. Ruhunun yarısı bir yerde, yarısı başka yerde kalıyor. Ödediğin bedeli sorguluyorsun.

    Bazen de çoktan vazgeçmiş olduğunu anlıyorsun. Dilin "canın sağolsun" diyor, bir şeyler demek lazım ya. İçin rahat, bedelini ömründen geçen yıllar ile ödemişsin zaten.
    #94579 Keltox | 7 yıl önce
    0tespit 
  19. (bkz: )
    #94576 passageoflord | 7 yıl önce
    0tespit 
  20. elden daha fazlasının gelmeyeceğinin anlaşılıp, kabullenme aşamasını tek başına yaşamaya karar verilen eşiktir. sevmekten daha çok can yakar zannımca.
    #94575 ofelia | 7 yıl önce
    0tespit 
  21. sevilen kişi öncesinde sizden vazgeçtiyse atlaması daha kolay olan eşik. bu yine de takılıp düşülmeyeceği anlamına gelmez.
    #94563 larden loughness | 7 yıl önce
    0tespit 
  22. "bir kere de onu dinleyeyim ne olacak?" denildikten sonra yapılan bir işin yarardan çok zarar getirmesi.

    hay senin aklına uyan aklımı...
    0tespit 
  23. "nerde bende o yürek, yardan cayacak"
    #82814 morgase | 7 yıl önce
    0tespit 
  24. tutarsızlıkları, tutarlı davranışlarının sayısını aştığı an. abaküsle mi sayıyorsun diyebilecekler için >
    #82813 rollinfloyd | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0tespit 
  25. sevgi sanısının saplantı olduğunu saptama çizgisi
    #82669 zeyna | 7 yıl önce
    0tespit