1. 'e ait bir şiirdir,


    ağaç gece seyredilir
    suda gümüşten servidir
    istanbullu nedim için

    ak bedenli gelinleri
    melül mahzun kayınları
    sever riyazenli yesenin

    bende bir kavak ürperir
    nerde olsam sesi gelir
    muhacirliğimden beri

    her ağaç gibi kavak da
    ömrünce durur ayakta
    gözler durur bir şeyleri

    gözler şose boylarını
    sarı sıcak yaz gününde
    anadolu köylerini

    beni de gözledi kavak
    geceleri haykırarak
    hapishanenin önünde

    şahit ayıplarımıza
    şahit kayıplarımıza
    umudumuzun şahidi

    şahit bitlenişimize
    topraktaki işimize
    hey gidi kavak hey gidi

    kavaklarını övmekten
    kuru kuruya sevmekten
    ne çıkar ki memleketim

    kara toprağa eğilip
    yüzümün terini silip
    bir tek kavak dikemedim.
    #6469 ma icari | 8 yıl önce
    0şiir 
  2. Eskiler kışın şiddetini bu ağaca bakarak tahmin ederdi. Yağmur, rüzgar, boran ile yaprakları dökülmüş bir kavak ağacı yumuşak geçecek bir kışa delalet ederken; yapraklarını kendi döken bir kavak ağacı da kışın sert, zemherinin uzun süreceğine dair ipucu verir. Herhangi bir ağaç değil de ille de kavak bunu söylerdi. Ben değil, büyükler diyordu. Tabi iklimler değişti artık, doğru mu yanlış mı birkaç yıl test etmek lazım.
    #164768 iskiski | 5 yıl önce
    0ağaç